İstiyorum Görüyorum Biliyorum
Türkiyemin tertemiz şeffaf ahlaklı faziletli adaletli güvenli müreffeh bir ülke olmasını candan yürekten istiyorum. Ülkemin her yıl yapılan uluslararası şeffaflık ve temizlik listesinde birinci olmasını istiyorum. Memleketimin, Japonyadan da ileri, güçlü, üreten, yüksek kültürlü olmasını, bütün dünyaya örnek ve model teşkil etmesini istiyorum.
Bunları isterken, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemiyorum.
Birtakım kötülüklerden kurtulalım derken daha kötülere mâruz kalınmasını istemiyorum.
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak istemiyorum.
Geminin batmasını istemiyorum.
GEZİ’ler, Maidan’lar yüzünden Ukrayna’da olduğu gibi iç savaş çıkmasını ve ülkenin bir kısmının elden gitmesini istemiyorum.
Her konuda topyekûn ıslah=iyileştirme istiyorum ama kendini ıslah etmeyen bir toplumun ıslah olmayacağını kesinlikle biliyorum.
“Siz ne halde iseniz öyle idare edilirsiniz” hadisini hatırımdan hiç çıkartmıyorum.
Timsahların niçin bu kadar yaygaralı ve şamatalı şekilde ağladıklarının sebebini biliyorum.
Bugünkü ideolojik berbat eğitimle Türkiye’nin düze çıkamayacağını biliyorum.
Birinci sektörü yapılaşma, mesken ve bina inşaatı olan Türkiye’nin Ortadoğu’nun Japonya’sı olamayacağını biliyorum.
Bugünkü israf, riba, spekülasyon, rant ekonomi ve finansının sonunun çok kötü olduğunu biliyorum.
Taşra, kırsal kesim, bedevî ve ‘ârabî kültürüyle dengeli bir ilerleme olmayacağını biliyorum.
Bugünkü bazı büyük gazetelerin ve TV’lerin müstehcen yayınlarını, yalan dolanlarını, fitne ve fesat programlarını çok iyi görüyor ve biliyor; bunlar oldukça bu memlekette huzurun rahatın barışın ahlakın faziletin hâkim olamayacağını anlıyorum.
Birbirinden kopuk bin parçaya, cemaate, gruba, İslamcılığa ayrılmış, Ümmet birliğini yitirmiş, râşid ve âdil bir İmam’a biat ve itaat bağına sahip olmayan, bin yıllık İslami ve millî yazısını okumaktan bile âciz Müslüman çoğunluğun işinin çok zor olduğunu iyice anlamış bulunuyorum.
1923’te, Anayasasının (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) ikinci maddesinde “Devletin dini İslam’dır” maddesi yer alan ve Dolmabahçe sarayında, Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmiş resmî Halifesi bulunan Cumhuriyetin ne boyalara sokulduğunu görüyorum, biliyorum.
Çeşit çeşit Kripto Yahudileri, Sabataycıları, Kripto Haçlıları, iki kimliklileri, Pakradunileri, Boğaziçi aşiretini, Kırımçakları, Tat Yahudilerini, bizdeki İran Meşhed Yahudilerini biliyorum ve onlar hizaya getirilmedikçe Türkiye’nin düzelemeyeceğini idrak ediyorum.
Alisiz Alevileri biliyorum.
Ve sıkı durun en önemli sözümü ediyorum: İslam’ın önündeki en son, en büyük engelin kötü Müslümanlar olduğu yirmi küsur yıldır yazıyorum, beyan ediyorum.
Mademki bu ülkede Sünnî Müslümanlar çoğunluktadır, onlar ıslah olmaz, ıslah edilmezse Türkiye düzelmez.
Islahın temel maddelerinden biri yapıcı, aydınlatıcı, uyarıcı özeleştiri yapmak, işe yarar çareler ve çözümler aramaktır.
Yıkıcı batırıcı fitneli fesatlı muhalefetle ıslah olmaz.
Yağcılıkla yalakacılıkla salah=ıslah olmaz.
Çürük ve ucuz İslamcılar ile ıslah olmaz.
Aptalca reçetelerle ıslah olmaz.
Bozuk düzenin, sapık sistemin haram rantlarını devşirerek ıslah olm