Günümüzde modern kölelik var
Müslümanlara kölelerle ilgili hadis-i şerifte “Onlar sizin kardeşinizdir. Elinin altında kölesi, cariyesi olan yediğinden yedirsin” buyruluyor. Şimdi kölelik, cariyelik yok ama bazı insanların evine gelen işçiler onların yediği yemekten yiyebiliyor mu? Esas şimdi kölelik var, modern kölelik var.
Günümüzde kölelik mevcut olmamakla birlikte bundan sonra da olmayacak anlamına gelmez. Hazreti Mehdi döneminde İslam cihatları olduğunda bunlar devam edecek. Bu İslam’ın bir müessesesidir. Çünkü kölelik olmayınca öldürmek icap ediyor. İslam da öldürmeyi istemiyor. Bir orduyla harp ettikten sonra 10 binlerce kişiyi esir aldın diyelim. Sahabe dönemini düşünürsek Mute Savaşı’nda 200 bin Rum’a karşı daha az sayıda sahabe savaştı ve yendi Allah’ın izniyle. Bir sürü kişi esir alındı. İslam onları öldürme taraftarı değil.
Çünkü kâfir olarak ölürlerse cehenneme gidecekler. Öldürüleceğine yaşaması daha iyi değil mi?! “Serbest bırak daha iyi olur” diyenler olabilir. Serbest bırakırsan da seneye bir daha gelirler. Her dakika savaş olur, Müslümanlar kesilir. Esiri serbest bırakırsan toparlandıkça bir daha saldırır. O yüzden serbest bırakmak akla, mantığa uygun değil.
İslam öldürülmesini de istemiyor. Kurban olduğum Allah acıdığı için köle olsunlar dedi. Kadınlar da cariye olsun dedi. Ama karı-koca evliyken esir alınmışlarsa onların nikâhı bakidir. Biliyorsunuz köleler harp gazilerine veriliyor.
“SİZİN KARDEŞİNİZDİR”
Müslümanlara kölelerle ilgili hadis-i şerifte “Onlar sizin kardeşinizdir. Elinin altında kölesi, cariyesi olan yediğinden yedirsin” buyruluyor. Şimdi kölelik, cariyelik yok ama bazı insanların evine gelen işçilerin onların yediği yemekten yiyemiyor. Esas şimdi kölelik var, modern kölelik var. Sahabeler yediğinden yediriyordu. Hatta “Giydiğinden giydirsin” buyruluyor. Günümüzde kim işçisine kendi kumaşından alıyor?
İslam’a bakın!
Yine başka bir hadis-i şerifte “Güçlerinin yetmeyeceği işlere onları zorlamayın. Zorladığınız şeye gücü yetmiyorsa sizde yardım edin” buyruluyor. Sahabe bu hadis-i şeriflere göre amel etti. Bu şekilde amel edildiği takdirde o köle kendi memleketinde görmediği insanlığı, hürmeti, itibarı o Müslümandan görüyor. Görünce de “Eşhedu en lâ ilâhe illellâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlü” diyor. Dolayısıyla öldürülseydi cehenneme gidecekti ama köleyken Müslüman oluyor.
İMANA TEŞVİK VAR
Rabbim “Bir müminin bir mümini öldürmesi olacak şey değildir; hata ile olmuş başka. Kim bir mümini hata ile öldürürse, mümin bir köleyi azat ve öldürülenin ailesine teslim edilecek bir diyet gerekir; aile bağışlarsa başka.” (Nisa, 4/92) buyuruyor. Bazı ayetlerde sadece köle diye geçiyor, imanlı şartı yok. Ama yanlışlıkla adam öldürende
‘imanlı köle’ şartı konulmuş. İmana teşvik ediliyor. Köleler de “Adam kazayla birini falan öldürse cezasını beni azad ederek ödeyecek ama ben de Müslüman değilim oraya da yaramıyorum” diyor. Bir yandan köleleri iman etmeye teşvik ediyor bir yandan da köle azadı sevabı kazandırıyor.
Köle azad etmekte o kadar çok sevap var ki, azad edenin her bir uzvu cehennemden azad oluyor.
ZORLA CENNETE
İslamiyet köle tutma derdinde değil, azad derdinde. Ama harpteki esiri öldüremeyeceğinden, serbest bıraktığında da başına bela olacağından, Müslüman yanında dursun da Müslümanların aile, eğitim, terbiye, ahlak ve faziletlerini öğrenerek Müslüman olsun diye teşvik ediyor. Bu söylediğim kölelikle ilgili çok önemli bir detay. Hadis-i şerifte “Rabbin zincirler içinde bir kavmin cennete sürülmelerinden taaccüp eder!” buyruluyor. Adamı bıraksan cehenneme gidecek. Mevla da “Sen iyi adamsın esasen de Kisra’nın, Kayser’in, Bizans’ın eline belaya düşmüşsün. Sen ben zorla cennete soka-yım” diyor.
Zinciri vurduruyor, birine köle olarak veriyor. O da orada İslam’ın güzelliklerini görünce Müslüman oluyor. O dönemde kölelerin, cariyelerin çoğu evliya oldu. Evliya menkıbelerine baktığınız zaman kadın ve erkekte hep ileri geçenler azadlılar. Yani Mevla zorla cennete sokuyor köleleri, cariyeleri. Bunlar arasında Müslüman olmayan çok nadir. Birkaç tane anca çıkar. Hep Müslüman oluyorlar. Çünkü Müslümanlar yediğinden yediriyor, giydiğinden giydiriyor, İslam ahlakını gösteriyor.
HERKES KÖLE OLUR
Bazı köleler sahiplerine “Beni azad etme” diye yalvarıyor. Çünkü “Buradaki yemeğe nerde bulacağım, elbiseyi nerde bulacağım, bu yuvayı nerde bulacağım, bu itibarı nerde göreceğim?” diye düşünüyor. Çünkü azad ettiğin zaman kendi kazanmak zorunda oluyor. Kendi kazanması da zor tabi. Şimdi böyle kölelik olsa bütün millet kendini köle yazdırır. Aç, perişan millet. 800 Lira asgari ücret ile ne yapacak?! Kirası 300-400 liradan aşağı gecekondu, bodrum ev yok. Tabi bunun faturası arkada, ayet-i kerimelerde, hadis-i şeriflerde. Ölçü, tartı bozulursa, faiz artarsa, zina artarsa, bereket azalır, fakirlik çoğalır, ölüm çoğalır.
Hadis-i şerifler bunu beyan ediyor gözardı edemezsin. Herşeyi de yöneticelere yükleyemezsin. “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz” buyruluyor. O zaman seninde kendine dönüp bakman icap eder. “Ben haramlardan sakınıyor muyum?” diye düşünmen lazım. Onun için herkes payını alır. Mevla Teâlâ herkese yük yüklemiş, herkes vazifesini yapacak.
KÖPEK KADAR DEĞERİ YOK
Hakikaten söylüyorum kölesine yediğinden yedirecek, giydiğinden giydirecek bir durum olduğu takdirde nüfusun yarıdan fazlası bence köleliğe kayıt olmak ister. “Aaa İslam’da kölelik var” falan diyenler köpeğine yaptığı mama masrafı kadar kapıdaki adama bir şey vermiyor. Ne konuşuyorsun! Bunu köpeğe hakaret için demiyorum. O benden kaç kat kıymetlidir Allah bilir.
Hayvanlar günahsız mahlûklar ben onlara asla hakaret etmem. Ama burada insan ölüyor, köpeğinin mamasına harcadığın kadar insana vermiyorsun.
Dolayısıyla sen ne anlarsın İslam’ın adalet sisteminden!
HAZRETİ ÖMER’İN ADALETİ
Hz. Ömer, kölesiyle beraber Kudüs'e gitmektedir. Bu mukaddes şehre giden Hz Ömer'le kölesinin, sadece bir develeri vardır. Dolayısıyla yolda deveye nöbetleşe binmektedirler. Kudüs'e yaklaştıkları zaman, deveye binmek sırası köleye gelmiştir. Her ne kadar sıra kendisine gelmişse de deveye binmek istemeyen köle: Efendim, sıra bana geldi ama Kudüs'e yaklaştık. Benim binitli, sizin yaya olmanız doğru olmaz.
Şehre girerken devenin üzerinde siz olunuz, dedi. Hz Ömer (r.a.) itiraz etti:
PAPAZLAR HAYRET ETTİ
Biz Müslümanız. Ben her ne kadar halife isem de, seninle benim aramda Allah indinde hiç bir fark yoktur. Sıra senindir, deveye sen bineceksin, dedi.
Köle, "Kudüs'te bulunan Hristiyanlara karşı iyi olmaz. Lütfen siz bininiz" diye ısrar ettiyse de Hz Ömer (r.a.) sırayı bozmuyordu.
Nihayet köle deve sırtında, Hz. Ömer yaya olarak devenin yularını tutmuş vaziyette, Kudüs'e girdiler.
Kudüslü bütün Hristiyanlar büyük halifeyi karşılamak ve ona şehrin anahtarını sunmak için şehir dışında onu bekliyorlardı. Devenin üstündeki zatı halife zannederek, ona hürmet göstermek istedilerse de köle, kendisinin değil devenin yularını tutan ve yaya olan zatın halife olduğunu söyledi.
Bütün papazlar hayret ettiler. Nasıl olur da; düşmanlarını titreten halife Ömer, bir kölenin hayvanının yularını tutarak gelirdi. Üstelik de kendisi yaya olarak.
ALLAH İNDİNDE BİR
Bunun sebebini sorduklarında şöyle dedi:
Biz Müslümanlar arasında halife ile köle Allah indinde birdir. Üstünlük sadece Allah'a bağlılıktadır. Bir tane devemiz olduğu için nöbetleşe biniyorduk. Kudüs'e yaklaşırken sıra ona gelmişti. Onun için o bindi. Bunda anormal olacak bir şey yok.
Bu durumu gören Hristiyanların birçoğu Müslüman oldu. Hazreti Ömer böylece Kudüs şehrini teslim aldı. Kimsenin canına ve malına dokunmadı.
Hazreti Ömer “Biz Mekke’de müşrik, cahiliye toplumuyduk. Dünyada hiçbir itibarımız yoktu. Biz Allah’ın İslam ile aziz ettiği bir toplumuz. Şerefi İslam’da ararız. İzzeti, itibarı, şeriatın emirlerinde ararız” diyor.
Onun için köle devede, Hazreti Ömer yerde gidiyor. Bunu gören gavur kalır mı hiç?!
AMEL ETMEDEN TESiR OLMAZ
Sahabe döneminde köleler Hazreti Ömer’in karşısına çıkabiliyor, direk konuşabiliyor, pazarlık yapabiliyor. Bir gün kölenin biri Hazreti Ömer’e “Köle azad etmenin sevabından biraz anlat da bizde azad olalım” diyor. Hazreti Ömer o hafta anlatmıyor. Köle yine karşısına çıkıyor “Senle ne konuşmuştuk. Söz vermiştin. Bu hareketi bir ağaya, paşaya yapmazsın” diyor.
Hazreti Ömer de “Söz verdim ama şuanda benim azad edecek kölem yok. Amel etmeden sözler tesir etmez. Ben bu hafta bir köle alacağım onu azad edeyim ki haftaya hutbede tesirli konuşayım” diyor.
Dediğini yapıyor ve hutbede bir konuşuyor bütün herkes kölesini azad ediyor.
Ayet-i Kerime
“Siz Allah’ın dinine (onu muhlisler olarak yaşayarak ve başkalarına
da ileterek) yardım ederseniz, Allah da size yardım eder.”(Muhammed, 7)
Hadis-i Şerif
“Allah’ın rızası babanın rızasından geçer. Allah’ın memnuni-yetsizliği de babanın memnuni-yetsizliğinden geçer.” (Tirmizi, Birr 3)
Alimlerden Öğütler
Küçük çocukları seviniz, başlarını okşayınız. Onları sevindiriniz ki, Peygamber Efendimiz’in emrini yerine getirmiş olasınız. (Hacı Bayram-ı Velî)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.