Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Batı’yı Savdık, Batıcılığı Aldık!

Batı’yı Savdık, Batıcılığı Aldık!

Ça­nak­ka­le za­fe­ri gün­le­ri­ni yad edi­yo­ruz. Ne gü­zel de olu­yor. Bu ve­si­le ile gı­ya­ben de ol­sa öz­le­di­ği­miz ec­da­dı­mız­la ve za­fer­le­riy­le has­ret gi­de­ri­yo­ruz.  Ça­nak­ka­le bi­zim ru­hu­mu­zun za­fe­riy­di.  Son bü­yük sa­vaş­tı. Bel­ki de son bü­yük Haç­lı ham­le­si idi.  Be­di­üz­za­ma­n’­ın ifa­de­siy­le ta­ba­kat-ı be­şer sa­va­şıy­dı.  Meh­met Akif Er­so­y’­un ta­bi­riy­le bir yan­da An­zak di­ğer yan­da ise Ka­na­da as­ke­ri İs­lam çe­pe­ri­ni ku­şat­mış­tı.   İs­lam cep­he­si ise Ye­men­li ile Gaz­ze­li­yi ay­nı saf­ta bu­luş­tur­muş­tu.  Ay­nı ka­re­de omuz omu­za üm­me­tin onu­ru­nu ve na­mu­su­nu sa­vu­nu­yor­du.    Ba­tı­’ya kar­şı üm­me­tin za­fe­riy­di. La­kin bu za­fer, za­fer adı­na dev­şi­ril­di, ça­lın­dı.  İt­ti­hat­çı­lar za­fe­ri ken­di mef­ku­re­le­ri­ne ser­ma­ye yap­tı­lar ve bo­zuk pa­ra gi­bi har­ca­dı­lar.Cep­he za­fe­ri­ni si­ya­si ve ide­olo­jik boz­gu­na çe­vir­di­ler.  Za­fer­den al­dık­la­rı güç­le bir­lik­te İt­ti­hat­çı­lar din­de re­for­ma yel­ten­di­ler. Ah­met Uçar be­yin ifa­de­siy­le 30 ka­dar İt­ti­hat­çı kay­ma­kam İs­la­mi kav­ram­lar olan süt kar­deş­li­ği kav­ra­mı gi­bi kav­ram­la­rı sor­gu­la­ma­ya baş­la­dı­lar.  İç­le­ri­ni bo­şalt­ma­ya yel­ten­di­ler. Yah­ya Ke­mal Be­yat­lı Por­tre­ler isim­li ese­rin­de o dev­re­de Üs­kü­da­r’­da kay­ma­kam olan Ce­mal Pa­şa­’nın en­ta­ri­li ko­va­la­dı­ğı­nı yaz­mak­ta­dır. Üm­me­tin za­fe­ri üm­me­tin de­ğer­le­ri­ne kar­şı kul­la­nıl­ma­ya baş­lan­mış­tır. Yu­nan­lı­la­ra kar­şı ka­za­nı­lan za­fer­den son­ra da 1922 yı­lın­da za­fer­den alı­nan güç­le bu de­fa mil­le­tin de­ğer­le­ri­ne kar­şı ye­ni bir kar­şı ham­le, kam­pan­ya baş­la­tıl­mış­tır. Bu ham­le red­di mi­ras­la so­nuç­lan­mış­tır.  Hem Şey­hü­lis­lam Mus­ta­fa Sab­ri hem de Be­di­üz­za­man bu gün­le­re ta­nık­lık et­mek­te­dir. Za­fer­le­rin bir şe­kil­de mil­le­tin de­ğer­le­ri­ni yık­ma­ya da­ya­nak ola­rak kul­la­nıl­dı­ğı­nı yaz­mış­lar­dır. Mı­sır­lı er­kek gi­bi ba­yan ya­zar Ayat el Ara­bi Mı­sı­r’­ın Ekim za­fe­ri­nin de (1973) yut­tur­ma­ca ol­du­ğu­nu, söz­de bir za­fer ola­rak Camp Da­vid sü­re­ci­ne ya­ni ba­rış adı al­tın­da tes­li­mi­ye­te ba­sa­mak ya­pıl­dı­ğı­nı ifa­de et­mek­te­dir. Bu al­gı ope­ras­yo­nu üze­rin­den Se­da­t’­ın ba­rı­şın ve za­fe­rin kah­ra­ma­nı ola­rak par­la­tıl­dı­ğı­nı ve bu za­fer al­gı­sı­nın 1979 yı­lın­da ya­pı­lan Camp Da­vid ant­laş­mam­sı­nın önü­nü aç­tı­ğı­nı ha­tır­lat­mak­ta­dır. Se­dat  za­fer al­gı­sı üze­rin­den hal­kıy­la bo­zuş­muş ve Ya­hu­di­ler­le köp­rü kur­muş­tur.  Ür­dün­lü er­kek gi­bi ka­dın ya­zar İh­san Fa­kih de İs­ra­il ile mü­za­ke­re­le­ri baş­la­ta­bil­mek için 1973 sa­va­şın­da 10 bin ki­şi­nin kur­ban ve­ril­di­ği­ni ya­zı­yor.

***

El­bet­te Al­la­hu Ek­ber ni­da­la­rı ger­çek el­bet­te Sa­det­tin Şaz­li­’nin ve si­lah ar­ka­daş­la­rı­nın kah­ra­man­lı­ğı, gay­ret­le­ri bir ger­çek­ti.  Bu­nun­la bir­lik­te fo­toğ­ra­fın ta­ma­mı­na ba­kıl­dı­ğın­da du­rum da­ha baş­ka­dır;  uy­du­ruk bir ba­rış için uy­du­ruk bir za­fer tez­gah­lan­mış­tır.   Se­dat sa­vaş kah­ra­man­lı­ğı üze­rin­den do­ku­nul­maz­lık zır­hı­na bü­rün­müş ve bu­nun üze­rin­den de kim­se­ye sor­ma­dan, he­sap ver­me­den  İs­ra­il’­le ba­rı­şa yel­ten­miş ve Mı­sır or­du­su bun­dan son­ra Camp Da­vid or­du­su ha­li­ne gel­miş ve söz­de ba­rı­şın re­hi­ne­si ol­muş­tur.  Hal­kı­nı düş­man ke­sil­miş­tir. Dar­be­ci ya­pı­sı da bu­nu gös­ter­mek­te­dir.  Or­ta­do­ğu­’da bir asır­dır uy­du­rul­muş za­fer­ler ve ça­lın­tı dev­rim­ler­le ya­şı­yo­ruz. De­mek ki za­fer­ler ba­zı pro­je­le­rin ge­çi­şi için kul­la­nıl­mış­tır.

 Meh­met Akif Er­soy Ça­nak­ka­le üze­rin­den bir mil­let des­ta­nı yaz­mış­tır. Mil­le­ti­miz bu gü­ne ka­dar bu ru­ha sa­rı­la­rak ayak­ta ka­la­bil­miş­tir. Akif bu Ça­nak­ka­le ru­hu­nu sa­ha­be ru­hu­na bağ­la­mış­tır. Düş­müş bü­tün mil­let­le­rin yaz­gı­sı or­tak­tır. Düş­tük­le­ri yer­den kalk­ma­la­rı sa­ha­be mes­le­ği­ne bağ­lı­dır.  Ni­te­kim, Hin­dis­tan­lı Şa­ir Ha­li(Mü­sed­de­sat), Meh­met Akif Er­soy gi­bi ye­ni bir kal­kın­ma ham­le­si­ni ta­ri­he da­yan­dır­mış­tır.  Akif ile Ha­li­’nin yap­tı­ğı­nı esa­sın­da eve dö­nen adam/şa­ir ola­rak ün­le­nen ve 1912’de Pa­ri­s’­te ava­re ola­rak do­laş­tık­tan son­ra yur­da dö­nen Yah­ya Ke­ma­l’­de de rast­la­mak müm­kün­dür.  Çev­re­sin­den kop­tu­ğun­da ta­ri­he sı­ğın­mış­tır.  Ya­ra­la­rı­nı öy­le sar­mış­tır. Bir fert ta­ri­he da­ya­na­rak aya­ğa kal­kar­sa bir mil­let de ay­nı şe­kil­de ta­ri­he da­ya­na­rak kök­le­ri­ni keş­fe­de­rek aya­ğa kal­ka­bi­lir.

***

Ça­nak­ka­le ile ala­ka­lı bi­rin­ci oku­ma bi­çi­mi ken­di de­ğer­le­ri­mi­ze bağ­lı oku­ma bi­çi­mi­dir.  Meh­met Aki­f’­den Meh­met Ni­ya­zi Öz­de­mi­r’­e ka­dar mil­li şuu­ra bağ­lı ya­zar­lar me­se­le­yi bu mec­ra­da, ze­min­de  eğil­miş­ler­dir. İkin­ci oku­ma bi­çi­mi ise İt­ti­hat­çı­lar­dan Ke­ma­list­le­re uza­nan oku­ma bi­çi­mi­dir.  Son ör­ne­ği­ni Tur­gut Özak­ma­n’­ın ya­zı­la­rın­da gör­mek müm­kün­dür. Mü­cer­ret bir kah­ra­man­lık ve ci­han­gir­lik­tir. Kal­dı ki, za­fer ru­hu Os­man­lı ru­hu­dur ar­dın­dan da­ğıl­mış­tır. Yüz yı­lı aş­tı­ğı­mız hal­de böy­le bir za­fer uf­ku­mu­za tu­lu et­me­miş­tir.  Bu kı­sır­lık ne­den­dir?  Ça­nak­ka­le­’de Ba­tı­lı­la­ra ge­çit ver­me­dik. Ar­dın­dan İn­gi­liz ma­şa­sı olan Yu­nan­lı­la­rı da püs­kürt­tük, de­ni­ze dök­tük la­kin Ba­tı­lı­la­rı at­tık ama Ba­tı vi­rü­sü­nü kap­tık.  As­ker ola­rak gi­re­me­di­ler ama vi­rüs ola­rak, fi­kir ola­rak, mef­ku­re  ola­rak gir­di­ler. Bu­nu en iyi ifa­de eden­ler­den bi­ri­si Be­di­üz­za­ma­n’­dır. Bu­nu ‘kurt göv­de­ye gir­di­’ ben­zet­me­siy­le  an­la­tır.  Şeyh Ba­hi­t’­e de Os­man­lı­’nın Ba­tı­’ya Ba­tı­’nın da Os­man­lı­ya ha­mi­le ol­du­ğu­nu ve iki­si­nin de ham­li­ni va­ze­de­ce­ği­ni söy­ler.  Os­man­lı için­de yüz yıl­dır ha­mi­le ol­du­ğu­muz Ba­tı­cı­lık ve Ba­tı fik­ri­ya­tı­dır. Os­man­lı­’nın yı­kıl­ma­sın­dan son­ra da züp­pe­lik şek­lin­de Ba­tı­cı­lık ve­le­di ola­rak dün­ya­ya gel­miş­tir. Yüz yıl­dır da ha­yat­ta­dır.   İt­ti­hat­çı­lar ve ar­dın­dan ge­len Ke­ma­list kad­ro­lar va­sı­ta­sıy­la bün­ye­ye yer­leş­ti­ril­miş­tir.  Fi­zi­ki ola­rak za­fer ka­zan­dık la­kin man­kurt­laş­mış kad­ro­lar bi­zi ma­ne­vi he­zi­me­te uğ­rat­tı. Bu pro­je­yi düş­man adı­na bil­ve­ka­le yü­rüt­tü­ler . Mı­sır­lı fel­se­fe­ci Tev­fik Ta­vil de bu­nu ga­yet ve­ciz bir bi­çim­de an­lat­mış­tır: İn­gi­liz­ler bi­zi yüz­yıl bo­yun­ca dip­çik­le yö­net­ti­ler. Ar­dın­dan çe­kil­dik­le­rin­de yer­le­ri­ne kav­ram­la­rı­nı ve man­kurt­laş­mış kad­ro­la­rı bı­rak­tı­lar. Bil­ve­ka­le iş­ga­li de kav­ram­lar ve bu kav­ram­la­ra iman et­miş kad­ro­lar va­sı­ta­sıy­la yü­rüt­tü­ler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi