Elif Nisa

Elif Nisa

Hayatı Allah’a Adamak

Hayatı Allah’a Adamak

İnsan aklını ve vicdanını kullandığında, çevresindeki yaratılış örneklerine bakarak Allah'ın yüce varlığını kavrayabilir. Allah'ın varlığını gösteren deliller, görebilenler için tüm açıklığıyla gözler önündedir.

Mümin, Allah'ın varlığının ve gücünün bilincinde olduğundan, neden yaratıldığını ve Rabb’inin kendisinden neler istediğini bilir. Bu sebeple de dünya hayatında belirlediği hedef, Allah'ın hoşnut olduğu bir kul olmaktır; her durum ve koşulda çabası bu yöndedir. Kendisini hedefine ulaştıracak her yolu dener, bunun için ciddi bir şekilde gayret eder. Böylece inanmayan kimseler için kesin bir yıkım olan ölümün sırrı da önünde açılır: Ölüm asla yok oluş değil, gerçek hayata geçiştir.

Ölümün, asıl hayatın başlangıcı olduğunun bilincindeki mümin, birçok insan gibi hayatının temelini ‘göçecek bir yarın kenarına’ bina etmez. Mülkün, din gününün ve her şeyin gerçek sahibi olan Allah'a yönelir. Mal-mülk, makam, kariyer, saygınlık ve fiziki güzelliğin geçici olduğunu ve dünya hayatında sahip olunan hiçbir metaın kendisini kurtuluşa götürecek yol olmadığını bilir. Hepsi yalnızca, Allah'ın yarattığı kusursuz imtihan mekanı olan dünyadaki kısa süreli ‘sebep’lerdir.

Bütün kainatın mutlak hükümdarı olan Allah'ın yaratmış olduğu dünya hayatındaki bu sistemin anahtarı ise Allah'ın rızasıdır.  Hidayet lütfeden Rabbimiz, sadece rızasını amaçlayan kullarını doğru yola iletir:

Allah, rızasına uyanları bununla Kuran'la kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir. (Maide Suresi, 16)

İman sahibi tüm varlığını ve hayatını Yüce Allah’a adar, her an Rabb’i ile beraber olduğunun bilincindedir. Allah’a, O’nun hoşnutluğuna ve sonsuz rahmetine kavuşma beklentisi içindedir. Dünya hayatında ‘Rabbi için sabreder’, O’na güvenip dayanır; gökten yere her işi düzenleyip kontrolü altında tutanın, gizlinin gizlisini ve içindekini görüp bilenin Yüce Allah olduğunu bilir. Yaptığı her işte, izlediği her görüntüde Allah’ın üstün aklını, hayranlık uyandıran benzersiz yaratma sanatını ve O’nun sonsuz gücünü görüp, üzerlerinde derin düşünür. İnsan için tüm bunları görebilmek, tefekkür etmek, dile getirmek büyük bir nimet ve ibadettir. Hayatını Allah’a adamak, insanı tüm kötülüklerden arındıran, insanın kalbine güven duygusu ve huzur indiren –Allah’ın dilemesiyle-gerçek kurtuluşa ulaşmasına vesile olacak olan en önemli yollardan biridir.

Samimi müminler, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmayı dünyevi hiçbir çıkara değişmezler, çünkü dünya üzerindeki -küçük ya da büyük- hiçbir çıkar, O'nun rızasını ve cennetini kazanmaktan daha önemli değildir. Müminin yaptığı işin hikmeti, onu Allah’ın hoşnutluğunu amaçlayarak yapması ile oluşur. Bu nedenle kişi, sahip olduğu güzel ahlakı her zaman büyük bir dikkatle korumaya çalışır. İman edenlerin bu özelliği, “(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'…” (Nur Suresi, 37) ayetiyle anlatılır.

Samimi mümin için hatadan, gafletten ve her türlü eksiklikten uzak olan Allah’a yönelmek ve hayatını O’na adamak önemlidir. İnsanın sürekli kendini gözden geçirmesi, gün içinde imanı kanıtlayan davranışlarda bulunması ve “acaba bunu yalnızca Allah rızası için mi yaptım?” diye düşünmesi gerekir. Çünkü ‘o gün’, her insan dünyadayken verilen her nimetten sorgulanacak, Allah rızası için kullanmadığı nimetler için organları aleyhte şahitlik edecektir…

Kalpteki Allah sevgisinin en iyi ifade edildiği an, dünyadaki imtihan ortamı gereği yaşanan zorluk zamanlarıdır. Çile ve zorluklar bu sevgisiyi ispat etme imkanı verir. Bu sebeple imtihan, mümin için Allah’tan nimettir, rahmettir. Allah’ın rızasını kazanma yolunda çekilen çile insana sağlık verir, şevk ve heyecanı artırır. Allah’ın gösterdiği yollarda yürümeyen insanlar ise türlü hastalıklar yaşar, çökerler. Allah kalplerine rahatlık ve huzur vermez;  sürekli bir azap ve sıkıntı içinde ömürlerini geçirirler.

Gerçekte en önemli konu, Allah aşkının ve Allah korkusunun insanı sarmasıdır. Kalbini, ruhunu ve bedenini Allah’a tam bir teslimiyetle teslim eden insan, her an mutluluğu ve güzelliği yaşar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Elif Nisa Arşivi