Siyasal Öğrencilerine
İleride idareci olacak, Siyasal’da ve benzeri fakültelerde okuyan çoğunluk mensubu Müslüman gençlere: Başarılı olmak istiyorsanız inanç, bilgi ve kültür bakımından karşıtlarınızdan üstün ve güçlü olmak zorunda olduğunuzu aklınızdan hiç çıkartmayınız.
(Karşıtlarımıza kesinlikle düşman gözüyle bakmamalıyız. Karşıt… Oraya kadar… Düşman değil…)
Her insanda bulunan birinci boyut yukarıda zikr ettiğim inanç, bilgi, kültür boyutudur. İkincisi aksiyon boyutudur. Bu ikinci boyutta da güçlü ve üstün olmalısınız. Yani ahlakınız, karakteriniz, doğruluğunuz dürüstlüğünüz, Osmanlıca tabirle salahınız üstün olmalı, eylem tavır harekât sizde eğrilik ve ahlaki zaaflar bulunmamalıdır.
Üçüncü boyut güzellik, sanat estetik boyutudur. Bunda da üstün ve güçlü olmak zorundasınız. Ofisiniz çok güzel olmalı… Kılık kıyafetiniz çok güzel olmalı… Bu dediklerim, öncelikle paraya bağlı değildir. Ucuza da güzellik elde edilebilir… Farz edelim bir ilçeye kaymakam olarak tayin edildiniz. Masanızın yanında bir vitrin var. Bunun içine hiçbir sanat kıymeti olmayan saçma sapan plaketler ve eşyalar koyarsanız, kaybedersiniz. Vitrininizde Yıldız porselenleri, Tophane işi objeler, başka millî sanat ürünleri olmalı ve sizi ziyarete gelen kibar ve kültürlü insanları büyülemelidir.
Şeyh Sadi-i Şirazî şöyle diyor: “Bu dünyanın dirlik ve düzeni iki kelime üzerinedir: Dostlara mürüvvetli olmak, düşmanlara müdara etmektir.” Bunu düstur edinmenizi tavsiye ederim.
Ahlakınızın ve karakterinizin üstünlüğünü, fazilet ve meziyetlerinizi, hizmetlerinizi düşmanlarınıza kabul ettirmek için çalışmalısınız.
Edebiyat, tarih, kültür, sanat, doğru eğitim faaliyetlerine büyük önem vermelisiniz.
Bir Müslüman olarak beş vakit namaz kılmanız gerekir. Her zaman olmasa bile (gösteriş yapmamak şartıyla) arada bir camilere gidip cemaatle katılınız. Öğrenciliğinizde millî geleneksel sanatlarımızdan birini, ürün verebilecek şekilde çok iyi derecede öğreniniz ve bir şehre vali veya kaymakam olduğunuzda orada, hem şahsen meşgul olduğunuz sanatı, hem de diğer sanatlarımızı yaymak, öğretmek, yaygın hale getirmek, şehrinizi Kütahya gibi bir sanat şehri haline dönüştürmek için çalışınız.
Alevî kardeş ve vatandaşlarımıza sakın üvey evlat muamelesi yapmayınız. Allah’a Peygambere (Salat ve selam olsun ona) Kur’an’a ahirete inanan Dedelere Babalara canlara hürmet ediniz, onları ziyaret ediniz, birlikte yemek yiyip çay içiniz, meşru isteklerini yerine getiriniz.
Partili veya partici olmayınız. Başta valilik ve kaymakamlık olmak üzere idarecilik büyük bir sorumluluktur, vebali çok ağırdır. Bunun şuuruna sahip olunuz.
İktidar partisinin il ve ilçe başkanları genellikle idare üzerine baskı yapmak isteyebilir.
Buna hazır olunuz ve baskılara yenilmemek için çare ve çözüm bulunuz.
Asla nepotizm yapmayınız. Ehliyeti, liyakati olmayanlara memuriyet, makam, mevki vermeyiniz.
En geniş manasıyla âdil ve insaflı
olunuz. Valilikten, kaymakamlıktan ayrıldıktan sonra, gıyabınızda iyi konuşulmasını sağlayacak iyi ve güzel işler yapınız, iyi ve faydalı eserler bırakınız.
Arkanızdan teneke çaldırmayınız, kendinizi rahmet ve sitayişle andırınız.
Devletimizin, halkımızın, ülkemizin bin yıldan fazla müddetle kullanmış olduğu millî yazımızla zengin edebî Türkçeyi biliniz, bununla okuyup yazınız. Ta ki, lisan ve edebiyat bakımından cahil bir idareci olmayasınız. İngiltere’de yüksek idareciler Shakespeare’i nasıl kolayca okuyup anlayabiliyorsa, sizin için de Fuzulî, Baki, Ziya Paşa öyle olsun. Mafyalara, çetelere, yiyicilere, soygunculara elinizden geldiği kadar direniniz.
Ahali Allah’ın kullarıdır. Üzerinizde kul hakkı kalmasın.