Umreden Emre Seyahat!
Geçtiğimiz günlerde, eskiden Beyaz Saray olarak anılan kitapçılar çarşısının yeni adresi olan Yümni İş Merkezine gittim. Son sıralarda havasını solumak için, eş dost görmek için sık gidiyorum. Buradaki aşina yayın evlerinden birisi de Hisar Yayınevi. Çocukluğumda kitabiyata köprü olan yayın evlerinden biridir. Çoktandır da sahibi ve işletmecisi Mevlüt Karaca beyle tanışırız. Çalışanları itibarıyla da nezih ve bereketli bir dükkan. Dükkanına uğradığımda kitap kurdu ve meraklısı bir zatla karşılaştık. Ömer Nasuhi Bilmen’in Muvazzah İlmi Kelamını alıyordu. Derken hoş beş faslına geçtik. Elime o sırada Yaman Arıkan’ın tercüme etmiş olduğu Gazali’ye ait Mükaşefetü’l Kulub kitabı geçti. Kalplerin Keşfi başlığıyla çevrildiği gibi Yaman Arıkan’ın çevirisi ise İlahi Nizam adını taşımaktadır. Bunun üzerine eski mütercimler üzerine sohbete daldık. Şunun şurası birkaç kişiyi geçmiyorlar. Bunlardan birisi Yaman Arıkan’dı ve zannederim hakkında Kocav’da bir sohbet düzenlemişlerdi ama kaçırmıştım. Öteden beri merak ederim. Bir başkası ise şiir gibi çevirileriyle temayüz eden Abdulkadir Akçiçek’tir ki, çevirilerinden çok istifade ettim. Abdulkadir Geylani ile İmam Rabbani ile milletin kitabiyat üzerinden buluşmasına vesile ve köprü olmuştur. Abdulkadir Geylani’nin Fethürrabbani kitabını İlahi Armağan ismiyle çevirmiş ve çok da tutulmuştur. Akçiçek’in çevirileri o günlerin ortamını helavetlendirmiştir (tatlandırmıştır). Onlarca müelliften onlarca çevirisi bulunan Abdulkadir Akçiçek en nihayet 22 Ocak 1989 tarihinde Hakka yürümüştür. Geride sadaka-i cariye hükmünde çeviriler bırakmıştır.
Konu konuyu açıyor. Bugün esasında başka bir mütercimi yazacaktım. Zaman zaman bizim çevrede daha doğrusu Erzurum/Ovacıklı kayınpederin çevresinde Sıdkı Gülle ismini duyarım. Bundan dolayı ismi bana aşina idi. Kıraat ilminde sayılı hocalardan birisi olan Sıtkı Gülle aslında çeviri eserleriyle de tanınıyordu. Bir anlamda Yaman Arıkan, Abdulkadir Akçiçekle birlikte sahanın üçlüsünün üçüncüsü sayılır. Kendisini önce kara kaplı kitaplar arasında tanıdım. Hatırladığım kadarıyla Bedir Yayınları arasına da bazı çevirileri çıkmıştır. Çevirilerinde titiz olduğu kanaatindeyim. Son sıralarda Kur’an-ı Kerim’in kelime mealini hazırlayan birkaç isim arasında yer alıyordu. Kendi kendini takviye etmek isteyen ya da meali kendi başına sökmek isteyenlerin başvuracağı temel bir çalışma idi. Tarihte Muhammed b. Hamza bu sahada ilklerden olup; kitabıyla alakalı Ahmet Topaloğlu doktora tezi hazırlamış ve eser hakkında geniş bilgi vermiştir (İstanbul 1976). Kelimeler üzerinden meale ve Kur’an-ı Kerim’e ulaşıyordunuz. Kayınpeder ve kayınvalide dolaşmaya geldiklerinde Sıdkı Gülle’nin vefatını haber verdiler. Bizi katılık ikliminden alıp götürsün diye vaha misali bur tarz yazıya yöneldim. Kayınpederin Sıdkı Gülle ile iki boyutlu bir ilişkisi var. Birincisi, Sıdkı Gülle erken dönem Süleyman Efendi kurslarının bir talebesi olmuştur. Daha sonra ilahiyat fakültelerine hoca olarak intisap etmiştir. İkincisi de Sıdkı Gülle kayınpederin Erzurum’dan (Ovacık) köylüsü, hemşerisidir.
Sıdkı Gülle ile gıyabında tanıştık. Benim de kendisiyle görünmez bir bağım vardı. O da rahmetli Bayram Bayraktar üzerinden. Bayram Bayraktar Adapazarı’nda gözümü açtığım kitapçılardan birisiydi. Çocuklukta neşem ve yaşlılığımda hatıram oldu. Adapazarı’nı ve bulunduğu yerleri tatlandıran insanlardandı. Sıdkı Gülle ise onun kaynı oluyordu. Kayınpeder vefatını haber verince tahkik ve bilgiyi derinleştirmek için internet üzerinden kısa bir gezinti yaptım. Bu suretle Yeni Asya’da yazan talebelerinden Nurullah Dağ’ın güzel bir yazısına denk geldim. Tevafuk ettik. Nurullah Dağ bey hocası Sıdkı Gülle’yi gönül dostu olarak tanımlıyordu. Kutlu Medine’de, vefatından sonra burada defnedilmeyi vasiyet etmiş. Emri hakkın nerede geleceği belli değil. Nurullah Dağ’ın makalesini okurken umre seyahatini ’ emre seyahat’ olarak yanlış okuyunca yazının başlığı da sevk-i ilahi ile taayyün etmiş oldu. Yazı başlığıyla birlikte doğmuş oldu.
Kayınpeder bir ilavede daha bulundu: Sıdkı Gülle’den sonra Adapazarı’nda ikamet eden kardeşi Sıddık Gülle de menhus bir hastalıkla uzun bir boğuşma döneminden sonra hakkın rahmetine kavuşmuş. İnşallah huzura ve itminana erdiler. Allah Sıdkı ve Sıddık kardeşlere ve kayınları Hacı Bayram Bayraktar’a genişinden rahmet eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.