Lozan’ın Gizli Maddeleri Var mı?
5+1 ülkelerinin Lozan’da İran ile varmış olduğu çatı anlaşması nihai/bağlayıcı olmamakla birlikte şimdiden taraflar arasında yeni bir atışma konusu haline gelmiştir. Anlaşmazlık konusu şudur: Haziran’da varılacak anlaşmadan sonra yaptırımlar defaten mi yoksa tedrici olarak mı kaldırılacak? Lozan’da varılan anlaşmaya göre yaptırımlar tedrici olarak kaldırılacak. Obama ve Kerry de bunu teyit etmiştir. Lakin halkın önünde mollalar enseyi karartmamak için anlaşma konusunda halkı iğfal etmeyi seçmiştir. Anlaşmayı halka zafer olarak pazarlamayı düşlemişlerdir. Altında İran’ın da imzası bulunmasına rağmen taslak metnin çevirisini alışık oldukları tarzda tahrif ederek İran halkına yutturmayı denemişlerdir. Mollalar geçmişten kalan alışkanlıkla halka da takiyye yapıyorlar. Yalan ve tezvirat mollaların hayat tarzıdır. 2009 yılında Nejad lehine tam 16 milyon oy yön ve taraf değiştirmiştir. Mürsi’nin İran ziyareti sırasında yaptığı konuşma skandal bir biçimde tahrif edilmişti. Mürsi, Suriye diyor İranlılar bunu Bahreyn olarak çeviriyorlardı. Son olarak Amerikalılara da aynısını yaptılar. Obama İranlıları çok akıllı buluyor. Bu yönlerini mi beğeniyor acaba! Kendisi de Suriye’de aynısını yapmadı mı? Obama ya molla ya da molla adayı!
Taslak anlaşma olmasına rağmen İkinci Lozan anlaşmasının da gizli maddeleri olup olmadığı merak ediliyor. Birinci Lozan Anlaşmasında Ayasofya’nın kapatılması ve hilafetin kaldırılması gibi gizli maddelerin olduğu ileri sürülmüştür. Murat Bardakçı gibi buna itiraz eden ve Lozan’da gizli maddelerin olmadığını ileri sürenler de var. Kimileri Lozan anlaşmasının mütemmim gölge anlaşmaları olduğunu ileri sürüyorlar. Obama anlaşmayı Kongre’nin denetiminden kaçırıyor. Halbuki, kırmızı çizgiyi aşması ve Guta’da kimyasal silah kullanması üzerine Beşşar Esat’ı cezalandırmak için Kongre’nin onayına başvurmuştu. Demek ki işine geldiğinde Kongreyi bypass ediyor işine gelmezse başvuruyor!
Bu anlaşma İran’ın üzerindeki prangaları kaldıracak ve bölgesinde nüfuzunu artırmasına vesile olacaktır. İktisadi prangaların veya yaptırımların kaldırılması ekonomik olarak toparlanmasına vesile olacağı gibi bu aynı zamana bölgede siyasi olarak güçlenmesine ve askeri olarak daha da yayılmasına imkan verecektir. Son yıllarda ekonomik darboğazına rağmen Arap Baharının zemini yumuşatması ve Batı’nın da kalleşlik yapması sonucu İran bölgede ‘yaratıcı kaos’un mimarı haline gelmiştir. İran bu anlaşma ile birlikte, -Batı’nın gizli müttefiki olmasının ardından - kısmi veya tam olarak açık müttefiki haline gelecektir. Bu da İslam dünyasında iç gaile çıkarmak ve fitneleri körüklemek için İran’ın elini güçlendirecektir. Ek imkanlar sunacaktır. Bu ittifak Afganistan ve Irak’ta denenmiş ve yerleşik hale gelmiştir. Thomas Friedman gibilerin daha önce ‘Sünni aşırılığa karşı İran potansiyel müttefikimizdir’ tespiti, IŞİD karşısında testten geçmiş ve onaylanmıştır. Ama IŞİD ile sınırlı değildir. Bütün bölgeye şamildir.
‘İsrail’in yeni ipi İran mı?’ başlıklı yazımızda temas ettiğimiz gibi bu anlaşmayla birlikte İran, İsrail kampına geçmiştir. Aş Şark al Avsat gazetesinde yazan Abdurrahman Raşid, İkinci Lozan anlaşmasının Mısır ile İsrail arasında yapılan Camp David antlaşmasının yeni bir versiyonu; İran versiyonu olduğunu ifade etmiştir (http://www.alarabiya.net/ar/politics/2015/04/06/هل-ستنطلق-إيران-من-قفصها؟. html ). Bu yeni anlaşma ile birlikte Sünni dünya İran’ın yedeğine bırakılmıştır. Birinci Lozan anlaşması Batı ile Osmanlı/Türkiye arasındaki mücadeleyi sona erdirmiştir. Camp David antlaşması ise Mısır ile İsrail ve Batı arasındaki çekişmeye son vermiştir. İkinci Lozan anlaşması da İran ile İsrail ve Batı arasındaki ‘çekişmeyi’ nihai olarak sona erdirmektedir. Zaten böyle bir dertleri yoktu ve direniş edebiyatı üzerinden büyük pazarlık (big bargain) arıyorlardı. Ali Hamaney ve bütün adamları İran halkına anlaşmayı farklı çevirilerle pazarlaya bilirler ama başlarını kuma gömseler de anlaşma İsrail’e açılımı da beraberinde getirmektedir. Bu anlaşma Sünni dünyayı yağmalaması için İran’ın önünü açıyor. Ali Laricani de yeni Lozan anlaşmasında gizli maddelere temas ederek nükleer anlaşma karşılığında 5+1 ülkelerinden siyasi ve ekonomik teşvikler elde ettiklerini ve birçok tali dosyayı görüştüklerini ifade etmiştir. İsrail ile Batı ile anlaşmasından sonra İran Sünni dünyanın üzerine çullanacaktır. Bu nedenle de Faysal Kasım gibiler Obama’nın Arapları İran’a beş kuruşa sattığı görüşünü ifade ediyorlar. Araplar siyasi köle pazarında İran’a satılıyorlar. Bundan hoşlanmayanlar İsrail’i tercih edebilir! İran‘dan hoşlanmayan İsrail’e İsrail’den hoşlanmayan İran’a! Böylece al gülüm ver gülüm tarzı vassallar arasında geçinip giderler. İsrail İkinci Kanalı Obama’nın İran ile ortaklık karşılığında Arapları Tahran’a sattığını ileri sürüyor. Bu bana Ezher hocalarından merhum Abdulvedud Çelebi’nin bir kitabını hatırlattı: El Arabu lilbey. Satılık Araplar.
Bu anlaşma ile birlikte İran’ın nükleer tesisleri ve programı rafa kaldırılmış değil sadece düşük kapasite ile çalışacak. İran yine de isterse 10 yıllık bu anlaşmayı ihlal ederek veya rafa kaldırarak bir yıl içinde nükleer silah elde edebilir. İnsafına kalmış bir durum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.