NECLA NAZIR’IN BAŞÖRTÜSÜ
Yeşilçamın ünlü ismi Necla Nazır kızına hamile olduğunda gördüğü bir rüyadan etkilenip tesettüre bürünmüştü.
Yılların film sanatçısı için kolay bir karar değildi bu.
Ama nefise zor ancak amel terazisinde çok ağır gelen bir davranış sergilemişti o günlerde.
Kendi camiasında olmasa bile toplumun büyük bir kesimi bu davranışından dolayı onu takdir etmişti.
Necla Nazır başını örttüğü için işini kaybetmişti belki ama eşi Ferdi Tayfur onu kimseye muhtaç ettirmeyecek derecede hiçbir yardımı esirgememişti.
Bunu zaten kendisi de itiraf ediyor…
Eşi Ferdi Tayfur’un ifadesiyle 5 milyon dolarlık evde oturuyor…
Evini kiraya verse aylık 10-15 bin dolar kira alır…
Bütün faturaları o ödüyor…
Yani kısacası çalışmasa da yüksek standartlarda çok rahat yaşayabilecek bir durumda Necla Nazır…
Hem evliyken hem de ayrılırken…
Ama gel gör ki çalışmak için başını açabileceğini söylüyor ünlü sanatçı!
Çünkü bir film şirketinden teklif almış!
Konunun kısaca özeti bu…
Buraya kadar olan biten ve bundan sonra da olabilecekler şüphesiz Necla Nazır’ın özel hayatı…
Bu durum ben dahil kimseyi ilgilendirmiyor…
Beni ilgilendiren durum son günlerde aç-matik konumuna indirgenen ve bunu medeni olmanın bir parçası olarak ortaya koyan ahlaksız medyanın bunu pişirip pişirip müteddeyyin insanların önüne koyması, dejenerasyon ve dezenfermasyon kültürünü her geçen arttırarak yeni aç-matikleri ortaya çıkarma çabasıdır.
Açmayı marifet,soyunmayı medeniyet sayan bu zihniyetin, insanların aklını çelmede adeta bir şeytandan da daha büyük bir çaba gösterdiği gün gibi aşikar.
Mustafa Topaloğlu’nun eşi bu tuzağa düştü…
Şimdi bütün paparazzi programları onu tepe tepe kullanıyor…
Onun üzerinden bir çok genç kızı belki de bu tuzağa düşürdüler…
Dileğimiz Necla Nazır’ın bu tuzağa düşmemesi…
Çünkü olay sadece Necla Nazır’la ilgili bir olay değil!
Bu ateş sadece düştüğü yeri değil her tarafı yakıyor!
Necla Nazır’ın başımı açabilirim demesine rağmen; “Ben iç dünyamı dinliyorum. Benim kalbim çok önemli... Tabi ki benim kalbim hiç bir zaman başımı açmaktan yana değil. Çok düşünüyorum. Rabbimden utanırım. Çok zor” demesi aslında iç dünyasında büyük med cezirleri de yaşadığını ortaya koyuyor…
Bunu yaparken de “Üzülüyorum, keşke böyle bir şey yaşamasam ve evimde oturup ibadetime devam etsem”diye düşünmesi aslında tesettürün ve ibadetin onun üzerinde bıraktığı derin izlerin kolay kolay ruhundan silinemeyeceğini de ortaya koyuyor…
İbadet ve tessettür işte böyle bir şey…
Ruhlarda devrimler yaratıyor…
Kupkuru çöllerde gonca güller yetiştiriyor…
İşte bu devrimleri iç dünyasında yaşayan ünlü sanatçının yakaladığı manevi huzuru huzursuzluğa bırakacak bir adıma dönüştürme düşüncesi dahi onda onarılmaz yaralar açacak olan psikolojik travmalara sebep olacaktır…
“Rabbimden utanırım”demesi bunun en büyük göstergesi…
Bir de onu örnek alıp hayatına bir şekil veren genç kızlar üzerinde bırakacağı olumsuz etkiler işin cabası…
Necla Nazır’ın hem kendini hem de kendisinden etkilenebilecek insanları düşünerek karar vermesi gerekir.
Ona tavsiyem şu;
Maneviyatın hadsiz lezzetini bulmuşken sadece dünyasını değil ahiretini de zindana çevirecek bu düşüncesinden bir an evvel vazgeçmesi…
Ben sadece sırtında gezen ve ona zarar verecek olan akrebi ihbar ediyorum.
Gerisi kendisine kalmış…
GÜNÜN SÖZÜ
Başkalarının hayatlarına güneş saçanlar kendi yaşamlarını da nurlandırırlar.
ANDREW CARNEİGE