Ebubekir Sifil

Ebubekir Sifil

NOEL-2

NOEL-2

Okuyucu Soruları 5

Ge­çen haf­ta met­ni­ni nak­let­ti­ğim "No­el" so­ru­sun­da yer alan mad­de­le­re ay­nı sı­ray­la ce­vap ver­me­ye ça­lı­şa­yım:

1. Bu ne­yin me­sa­jı? Çün­kü biz Müs­lü­man­la­r’­ın bay­ra­mı de­ğil?

Ba­tı'da azın­lık sta­tü­sü­ne ya­şa­yan Müs­lü­man­la­r’­ın, ora­da ka­lı­cı ol­ma ka­ra­rı ver­dik­ten son­ra ya­şa­dık­la­rı çok yön­lü ve de­rin ya­pı­sal prob­lem­le­ri aş­mak için za­man için­de bu­lun­duk­la­rı yer­le­rin as­lî un­sur­la­rı olan Hris­ti­yan­la­r’­la di­ya­log ve ile­ti­şim or­tam­la­rı te­sis et­me ih­ti­ya­cı his­set­ti­ği ma­lum. Bu çer­çe­ve­de çe­şit­li et­kin­lik­ler dü­zen­le­dik­le­ri de bi­li­nen bir hu­sus. So­ru­da Hol­lan­da Di­ya­net Vak­fı'na at­fen zik­re­di­len me­tin de bu çer­çe­ve­de ka­le­me alın­mış ol­ma­lı. Bu du­rum, baş­ka yer­ler­de azın­lık sta­tü­sün­de ya­şa­yan Müs­lü­man­lar için de el­bet­te ge­çer­li.

Müs­lü­man­la­r’­ın, gay­ri­müs­lim­le­re mah­sus bay­ram ve kut­la­ma­la­ra iş­ti­rak et­me­si­ne ce­vaz ve­ren bir âlim bil­mi­yo­rum. Ebû Dâ­vud, Ah­med b. Han­bel ve da­ha baş­ka Ha­dis imam­la­rı­nın nak­let­ti­ği bir ri­va­yet­te Efen­di­miz (s.a.v), Me­di­ne'ye hic­ret et­ti­ğin­de iki bay­ram­da (Nev­ruz ve Mih­ri­can, E.S) eğ­le­nen Me­di­ne­li­le­r’­e hi­ta­ben "Bu gün­ler ne­dir?" di­ye sor­muş­tu. "Biz ca­hi­li­ye dö­ne­min­de(n be­ri) bu iki gün­de eğ­len­dik" ce­va­bı­nı alın­ca şöy­le bu­yur­du: "Al­lah Tea­la bu iki gü­nü, on­lar­dan da­ha ha­yır­lı iki gün­le de­ğiş­tir­di: Fıtr (Ra­ma­zan Bay­ra­mı) Gü­nü ve Kur­ban (Bay­ra­mı) Gü­nü." (1)

Ule­ma bu ha­dis üze­rin­de du­rur­ken, gay­ri­müs­lim­le­re mah­sus bay­ram­la­rı kut­la­ma­nın ve bu bay­ram­la­ra ta'zim gös­ter­me­nin ha­ram ol­du­ğu­nun al­tı­nı çiz­miş­tir. İbn Tey­miy­ye'nin de­de­si (Mün­te­ka'l-Ah­bâr isim­li ese­rin sa­hi­bi) Mec­dud­dîn b. Tey­miy­ye şöy­le de­miş­tir: "Bu ha­dis, bay­ram­la­rın­da gay­ri­müs­lim­le­re ben­ze­me­nin ha­ram­lı­ğı­nı ifa­de et­mek­te­dir. Çün­kü Efen­di­miz (s.a.v), Me­di­ne­li­le­r’­in ca­hi­li­ye­den kal­ma bay­ram­la­rı kut­la­ma ade­ti­ni onay­la­ma­mış ve on­la­rın, adet­le­ri veç­hi­le o gün eğ­len­me­le­ri­ne tep­ki­siz kal­ma­mış­tır."(2)

Ha­ne­fî ule­ma­dan Ebu'l-Me­hâ­sin el-Ha­sen b. Man­sûr'un zik­ret­ti­ği şu hü­küm, ko­nu­yu ga­yet gü­zel özet­le­mek­te­dir: "Baş­ka gün­ler­de sa­tın al­ma­dı­ğı bir şe­yi o gün (o gü­ne öz­gü bir fa­ali­yet ola­rak) sa­tın alan ve­ya o gün bir baş­ka­sı­na (yi­ne o gü­ne öz­gü bir fa­ali­yet ola­rak) he­di­ye ve­ren kim­se, eğer bu dav­ra­nı­şıy­la tıp­kı kâ­fir­le­rin o gü­ne ta'zim gös­ter­me­si gi­bi o gü­ne ta'zim kas­dı ta­şı­yor­sa kâ­fir olur. Ama eğer sa­tın al­dı­ğı o şe­yi ken­di­si gı­da­lan­mak ve bes­len­mek mak­sa­dıy­la sa­tın al­mış­sa ya­hut baş­ka­sı­na he­di­ye al­mak­la, adet veç­hi­le kar­şı­lık­lı sev­gi­yi bes­le­mek ama­cı ta­şı­yor­sa bu kü­für ol­maz; an­cak mek­ruh­tur. Bu­ra­da kâ­fir­le­re ben­ze­me ke­ra­he­ti söz ko­nu­su olur. Do­la­yı­sıy­la bun­dan sa­kın­mak ge­re­kir."(3)

Hat­ta yi­ne Ha­ne­fî mez­he­bi­nin mü­te­kad­di­mun ule­ma­sın­dan, İmam Mu­ham­med eş-Şey­bâ­nî'nin ta­le­be­si Ah­med b. Hafs (Ebû Hafs el-Ke­bîr), "Al­lah'a 50 yıl kul­luk et­miş bir kim­se, Nev­ruz gü­nü­nü ta'zim mak­sa­dıy­la bir müş­ri­ke bir yu­mur­ta he­di­ye ede­cek ol­sa küf­re gi­rer; 50 yıl­lık ame­li he­ba olur" de­miş­tir.(4)

Ali el-Ka­rî, yu­ka­rı­da nak­let­ti­ğim ifa­de­le­rin ar­dın­dan sö­zü Aşu­re me­se­le­si­ne ge­ti­rir ve bu gün­de iki bid'at fır­ka­nın iki fark­lı ta­vır için­de ol­du­ğu­nun al­tı­nı çi­zer: Ha­ri­cî­ler bu­gü­nü "se­vinç gü­nü", Şii­ler ise "ma­tem gü­nü" ola­rak yad et­mek­te­dir. Do­la­yı­sıy­la Mu­har­rem'in 10. gü­nü dü­zen­le­nen et­kin­lik­ler­de on­la­ra ben­ze­me­me­ye dik­kat et­mek ge­re­kir.

Şu hal­de No­el gü­nü­nü Hris­ti­yan­la­r’­a ben­ze­me kas­dıy­la kut­la­mak doğ­ru­dan doğ­ru­ya Hris­ti­yan­la­r’­a ben­ze­me an­la­mı ta­şı­dı­ğı için yu­ka­rı­da zik­re­di­len hük­mün çer­çe­ve­si­ne gi­rer. Son za­man­lar­da med­ya­da "Bu gü­nü "No­el" ola­rak de­ğil de "Yıl­ba­şı" ola­rak kut­la­mak­ta bir be­is ol­ma­sa ge­rek­tir" tü­rün­den tes­pit­le­re rast­lı­yo­ruz. Bu­nun "ar­ka­dan do­lan­mak"tan bir far­kı ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­mek yan­lış ol­ma­ya­cak­tır.

So­ru­nun di­ğer kı­sım­la­rı­nı ce­vap­la­ma­ya önü­müz­de­ki haf­ta­dan iti­ba­ren de­vam ede­lim.

1) Ebû Dâ­vud, "Sa­lât", 245; Ah­med b. Han­bel, II­I, 105.

2) el-Mü­nâ­vî, Fey­du'l-Ka­dîr, V, 511.

3) Ali el-Ka­rî, Mir­kâ­tu'l-Me­fâ­tîh, II­I, 491.

4) İbn Kut­bu­bo­ğa, Tâ­cu't-Te­râ­cim, I, 94. Ri­va­yet edil­di­ği­ne gö­re İmam el-Bu­hâ­rî, genç­lik yıl­la­rın­da ilim yol­cu­lu­ğun­dan dö­nüp Bu­ha­ra'ya gel­di­ğin­de fet­va ver­me­ye baş­la­mış, an­cak dö­ne­min böl­ge­de­ki Fı­kıh üs­ta­dı Ebû Hafs el-Ke­bîr, ehil ol­ma­dı­ğı için ken­di­si­ni fet­va­dan men et­miş­ti. Bir ke­re­sin­de el-Bu­hâ­rî'ye, bir ko­yu­nun ve­ya ine­ğin sü­tü­nü emen iki be­bek ara­sın­da süt­kar­deş­li­ği iliş­ki­si do­ğup doğ­ma­ya­ca­ğı so­rul­du, o da do­ğa­ca­ğı yö­nün­de fet­va ver­di. Bu­nun üze­ri­ne halk ga­le­ya­na gel­di ve İmam el-Bu­hâ­rî'yi Bu­ha­ra'dan sür­dü. (Bkz. el-Ku­ra­şî, el-Ce­vâ­hi­ru'l-Mu­dıy­ye, I, 66.) Bu ola­yın İmam el-Bu­hâ­rî'nin Ha­ne­fî ule­ma­yı taz'if tav­rın­da bu ola­yın et­ki­li ol­du­ğu­nu söy­le­yen­ler var­dır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ebubekir Sifil Arşivi