Pusulalar
BİRİNE: Edeb, terbiye, görgü dahilinde, ipe sapa gelir olmak şartıyla fakiri istediğiniz kadar tenkit edebilirsiniz. Tenkitleriniz sert de olabilir… Lakin çok rica ediyorum, sakın beni şirk ve küfürle suçlamayınız. Bu ihtarı sizin iyiliğiniz için yapıyorum. Ben elhamdülillah hakka mü’minim. Mü’mini tekfir edenin kendisi kafir olur. Bu vartaya düşmeyiniz.
MÂLUM kişiye: Siz benim dengim değilsiniz, zat-ı âlinizi muhatap kabul edemem. Bendeniz iki ayağı yere basan âciz ve nâçiz bir insanım. Siz ise Zümrüdüanka gibi havalarda, semalarda kanat çırpan acayip ve garip bir mahluksunuz. Aynı seviye ve rütbede değiliz. İşiniz hayrola, lütfen fakirle polemik yapmaya yeltenmeyiniz. Düşsem en fazla ayağım burkulur, siz bulutların üzerinden bir düşmeyegörün, paramparça olursunuz. Zeminde yürüyen mûrlarla âsümanda uçan kazavat bir olmaz.
URFALI dostlarıma: Misafirperverliğiniz için teşekkür ederim. Bu fazilet size, atamız İbrahim Halilullah aleyhisselam hazretlerinden geliyor. Ne mutlu size.
HAS bir Nurcuya: Muhlisen lillah garazsız ivazsız yaptığınız iman ve Kur’an hizmetleri inşallah rıza-ı Bariyi kazanmanıza, afv edilmenize ve ebedî saadete nail olmanıza vesile olur. Lütfen ve merhameten fakire dua buyurunuz. Size, Nurcuların hangi şubesine mensup olduğunuzu sormayacağım. Çünkü siz şubeden, fırkadan, şu veya bu gruptan olmaktan memnun olmazsınız.
BİR Mevlana muhibbine: Zehi barekallah!.. Hayrlar feth ola, şerler def’ ola, mü’minler şâd ola, münafıklar nâşad ola. Semazenler aşk ile döne. Hû diyelim hû…
LİSELİ bir gence: Lise ikinci sınıfa gelmişsin hâlâ İslam Kur’an yazısıyla okuma bilmiyorsun. Hemen başla, kısa zamanda öğren, sonra bir hattata git, hüsnühat dersleri al. Elif’ler be’ler cim’ler nun’lar yâ’lar berekâtıyla zihnine küşayiş gelsin, ufkun açılsın.
SAHTE bir mücahide: Müteahhit olalıdan beri işler nasıl gidiyor? Epey dünyalık edinebildin mi? Âhirette haram servetinin hesabını nasıl vereceğini düşünüyor musun? Düşünmüyorsan, tezelden düşünsen iyi edersin.
SÜSLÜMAN karıya: Kalem gibi ince ve uzun topuklu ayakkabılarınla çalkalana çalkalana yürümeye çalışırken düşüp bir yerini inciteceksin. Derlitoplu düz bir ayakkabı giysen incilerin mi dökülür?
CEMAATİNİ, hizip ve fırkasını diniyle özdeşleştiren, hattâ daha yukarıda gören dengesize: Sana bir şey söylemeyeceğim. Senin rehabilitasyon tedavin iki sene sürer.
ZİYAFETE çağırana: İçkili ve fuhuşlu lüks oteldeki yemeğinize katılamayacağımı teessüflerimle bildiririm.
SÂLİH ve kâmil bir zata: Ellerinizden kemâl-i ihtiramla öperim efendim.
CENNET-MEKÂN Firdevs-âşiyan Fatin Sultan Mehemmed Han hazretlerine: Size layık torun olamadığım için çok mahcup ve müteessirim. Mânevî huzurunuza çıkacak yüzüm yok, bağışlayınız Hünkarım efendim.
EVLİYAULLAHIN büyüklerinden Tokadî Emin hazretlerine: Kabr-i şerifinizi en kıza zamanda ziyaret edeceğim efendim.
1970’te bu fakire yemek ikram eden muhtereme: Bir kahvenin kırk yıl hatırı olurmuş. Sizin ziyafetinizi hiç unutamam. Teşekkürler, minnetler, berhordar olunuz efendim.
GIYBETİMİ yapana: Adresinizi bildirirseniz size tatlı gönderirim. Gıybet ederek iyiliklerinizi fakire verdiniz, kötülüklerimi yüklendiniz. Az da olsa, karşılığında size bir hediye vermek isterim.
MÂHUT zata: Benim için istediklerinizin Allah size on katını versin.