Batı Haçlı Savaşlarını Hiç Bırakmadı ki
Neden bugünlerde oluyor böyle olumsuz işler üst üste dersiniz?
İşte Ermeni Soy kırımı dedikleri de böyle bir şeydir mesela. Resmen tahkir, aşağılama.
Hadi oradan alçaklar! Siz daha dünkü Bosna’nın hesabını vermediniz. Önce bunun bir hesabını verin, yüz sene önceki Ermeni meselesini sonra konuşuruz!
Neden oluyor bütün bunlar?
Sebebi çok basit:
Batı, özümüze dönüşü önlemek için abandıkça abanıyor üstümüze. Müslümanlar İslam’a dönmesinler, bir İslam devleti ve toplumu inşa etmesinler diye çullanıyor üstümüze ve yakıp yıkıyor, vurup öldürüyor. Bizi o sevdadan vaz geçirmek istiyor.
İstiyorlar ki İslam ülkelerinde kurdukları kukla devletler, kendi politikalarında devam etsinler, Batıya ters düşmesinler. Yoksa, işte görüyorsunuz, çok kaba ve zalimce müdahaleler yapıyorlar. Savaşlar, terörler, ekonomiyi tahripler vs. ile bizi dize getirmek istiyorlar.
Bu adı konulmadık bir savaştır. Ama adı herkesçe malum: Haçlı savaşları.
Allah Teâlâ’nın bizi doğulu veya batılı kafirlere uymaktan sakındıran ayetleri hem çok, hem de gayet açıktır. İşte onlardan birisi:
"Ey müminler, kendilerine kitap verilenlerin bir grubuna uyarsanız, bunlar sizi iman ettikten sonra döndürüp kâfir yaparlar. Allah'ın ayetleri size okunuyorken ve O'nun peygamberi aranızdayken nasıl kâfir olabilirsiniz? Kim Allah'a sımsıkı sarılırsa doğru yola iletilmiş olur." (Al-i İmran 100.)
Batılılaşma, adı üstünde batılıların bir düşüncesidir. Bizim ne dinimize, ne ahlakımıza, ne görgü kurallarımıza, ne hayat tarzımıza, ne de medeniyetimize uymaz.
Ehl-i kitap olan Yahudi ve Hıristiyanlara uyup itaat etmek, dünyanın yönetimi hakkındaki kanunlarda onlara başvurmak, din dışı sistemlerini almak, kanunlarında, ilkelerinde ve hayat tarzlarında onları taklit etmek, Allah'ın dininden şüphe etmek anlamına gelmez mi?
İslam’ın yetersizliğini, insan hayatına verecek bir şeyinin olmadığını ifade etmek anlamına gelmez mi? Bu da sessiz sedasız içte bir yenilgi ve bozgun yaşama, dinden çıkıp küfre düşmek sayılmaz mı?
Ayet çok açık:
"Ey müminler, kendilerine kitap verilenlerin bir grubuna uyarsanız, bunlar sizi iman ettikten sonra döndürüp kâfir yaparlar."
Batılıların bu çağrısına, bugün Batılılaşmaya bir Müslüman nasıl olur da “evet” der?
Bir Müslüman bunu yapamaz. Yapmaz da. Çünkü bir Müslüman için hiçbir şey; imandan sonra küfre dönmek, Cennet'e girecekken cehenneme düşmek kadar korkunç olamaz. Bir müslümandan bu beklenemez. Ateşten bir çukura girip yanmak, imandan dönmekten daha sevimlidir hakiki müslümana. Bu, her çağda ve her mekandaki gerçek müslümanların özelliğidir. İşte Ashab-ı Uhdut ve Ashab-ı Kehf, işte Firavunun sihirbazları, işte ashab-ı kiram.
Biz müslümanlar için ilim fışkırtan iki kaynak elimizdedir: Allah'ın kitabı ve Allah'ın Peygamberinin sünneti. Allah'ın kitabı da, Allah elçisinin sünneti de bizim aramızdadır. Bu, bizim için Allah'tan gelen büyük bir nimet ve rahmettir. Bu kitap ve sünnette iman, ibadet, kanunlar, helâllar ve haramlar, ahlak esasları ile beraber yaşama yol ve yöntemleri, devlet, toplum ve medeniyet umdeleri açıklanmıştır.
Bunlar, bu büyük nimet ve lütuflar, rahmet ve bereketler bizim elimizde iken, bunları terketmek ve inkarcıların eğri büğrü karanlık yollarına sapmak, korkunç bir nankörlük ve sapıklıktır.
Bu nedenledir ki ayette geçen bu uyarı, vicdanları derinden yakalayan ve sarsan bir uyarıdır. İçimizi alev alev yakan kavuran bir uyarıdır. Biz bu ikaza kulak vermek zorundayız.
Olacak şey midir Allah aşkına!
Öyleyse soru şu?
“Osmanlılardan Cumhuriyete Büyük Kırılma” kitabımızda da sorduğumuz bu soruyu, yeri gelince burada da soralım istedik; Öyleyse biz, Rabbimiz yasakladığı, haram kıldığı halde, neden kafirlere uyduk? Uyduk da dinden olduk?
Cevabı çok basit; biz uymadık. Zorla, baskıyla, cebir ve şiddetle, tehdit ve ikrah altında, vura vura, zindanlarda işkence ede ede, idamlarla asa asa kabul ettirildi. Yoksa millet ne hilafetin, ne şeriatın, ne İslam yazısının, ne kılık kıyafetin kaldırılmasına, medrese ve tekkelerin kapatılmasına razı değildir. Ama ne yapsın ki, redde gücü yetmedi.
Fakat şimdi bugüne gelirsek, korkunç bir şey daha oldu. Yani sistem, asırlık politikaları ile, kendi zihniyetinde insanlar yetiştirdi. Yahu ve Hıristiyanlara uymayı isteyenler varsa ancak onlardır.
Siz kalbinize bir sorun; İslam varken küfre, yani batıya uymak ister misiniz?