Ahmet Türk

Ahmet Türk

Korunmasız Bırakılan Korucular

Korunmasız Bırakılan Korucular

Gerek egemenlik haklarımıza, gerekse ülke güvenliğine verdiği ağır hasarların sorumluluğunu kimsenin üstlenmek istemediği için ve şu günlerde almaza yatılan “Çözüm Süreci” bedel ödetmeye devam ediyor! Çözüm Süreci işletildiğinden beri, hiçbir terör örgütü mensubunun zarar görmemesine rağmen, yıllarca Mehmetçikle sırt sırta, omuz omuza bölücü terörle mücadele eden ‘geçici köy korucuları’mız ardı ardına cinayetlere kurban giderek şehit edilmektedir… 

65 bin köy korucusunun çoğu pkk tarafından infaz listesine alındı. Tek tek katlediliyorlar. Korucu cenazeleri Batı’ya gelmediği için ve anaların gözyaşının dindiği iddiasına halel getirilmemesi için kimseden ses çıkmıyor! 

İşin acı yanı, TBMM’de de gündeme gelen pkk katillerin elindeki infaz edilecekler listesinden Jandarma ve MİT’in haberi olmasına rağmen herhangi bir tedbir alınmayışıdır!

En son önceki gün; Eruh'ta ziyaretlerde bulunan Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz, Siirt 3'üncü Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Halil Soysal'ı köyünde ağırlayan ve bölgede terörle mücadelede önemli katkısı olanların başında gelen Muhtar Mustafa Turhan şehit edilmiştir. Bu olay aynı zamanda 7 Haziran seçiminin hemen öncesinde vatandaşa korku salan pkk’nın gözdağı diğer muhtar korucu ve vatandaşlara verdiği gözdağı cinayetidir!

Devletin ulaşmakta zorlandığı bölgelere çekinmeden ayak basarak yıllarca devleti temsil eden, askerle birlikte gece gündüz demeden teröristlere karşı korkusuzca duran ve son 30 yıldır 1500 şehit, Çözüm Süreci’nin sadece son bir senesinde 11 şehit veren korucular, bugünlerde maalesef terör örgünün insafına terk edilmiştir! 

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde oluşturulan ve bugün bazı araştırmacılar tarafından “Hamidiye Alayları” ile ilintilendirilen, sadece bizde değil, Doğu ülkelerinin birçoğunda başka isimler altında “özel kolluk” olarak oluşturulan “Koruculuk Sistemi” Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde “düzensiz yardımcı kuvvetler” olarak ciddi görevler üstlenmiştir.

Köy Korucuları’nın güçlü oldukları ve iyi motive edildikleri yerlerde ciddi kuvvet tasarrufu sağlamış ve operasyonların etkinliğini arttırmıştır. Korucuların bölgesel anlamdaki bilgilerinden, güvenlik faaliyetlerinde etkin olarak istifade edilmiş, güvenlik güçlerinin bölgeye adaptasyonunu kolaylaştırmış ve taktik uyum süreçlerini yerel anlamda kısaltmıştır.

Bunun dışında, güya Kürt haklarının savunucusu olduklarını iddia eden bir terör örgütüne karşı Kürtlerden oluşan korucuların varlığı en çok pkk’yı rahatsız etmiştir. Bu durum aynı zamanda Türkiye’nin terörle mücadeledeki haklılığına mesnet teşkil eden bir başına önemli öğe olarak, uluslararası platformda ön plana çıkmıştır. 

Bu yüzdendir ki, genelde korucular ve koruculuk sistemi misyonu ve fonksiyonunu yıpratmak amaçlı propaganda faaliyetleri ve algı yönetimlerine kurban edilir ülkemizde… Korucular;  bölücüleri ve teröristleri her daim “aktivist” ve “barış kelebeği” olarak niteleyen belirli çevrelerce, “sürekli” mer’i mevzuata aykırı hareket eden ve güvenlik etiği dışında faaliyetlerde bulunan insanlar topluluğu olarak lanse edilir. Her yapılanma da, bulunduğu görevi ve yetkilerini suiistimal eden çürük elmalar olduğu gibi “geçici köy korucuları” içinde de olmuştur. Genellemek yanlıştır. Hem bu tür dış müdahaleye ve dejenerasyona açık oluşumlarda bu çeşit suiistimal ve aksaklıkların yaşanmasının tabii olması izahtan varestedir.

Hülasa

Senelerdir tehdit merkezli girişimlerden tutun, doğrudan hedef seçilmeye ve ailelerinin katledilmesine kadar varan geniş bir yelpazede, terör örgütü ve müzahir çevrelerin baskılarına maruz kalmış olan korucuların, bilhassa ‘şiddetsizlik’le övünüldüğü bu “sahte barış” döneminde de kayıp vermeye devam etmesi hayli manidardır!

Nedense teröre karışanlara dönük düzenlemelerde oldukça hassas davrananlar, koruculara yönelik düzenlemeleri sürekli erteliyorlar! Oysa yıllardır sürdürülen terörle mücadele görevlerinde fedakârlıkla çalışan korucularımızın ve ailelerinin hukukları “namus” telakki edilip korunmalıdır! Yılardır emek, hatır, alın teri ve yürek teri biriktiren bu insanlarımız ve aileleri, bu itibarı ve alakayı hak ediyorlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Türk Arşivi