Ahmet Türk

Ahmet Türk

Paris Saldırısı’nın Düşündürdükleri

Paris Saldırısı’nın Düşündürdükleri

Daha öncede dedik ya, artık cephe savaşları tarihe karışıyor. Ülkeler daha az maliyetli daha kapalı ve daha az riskli yöntemlerle çıkar alanlarını genişletiyor ve ömürlerini uzatıyorlar. Devletler, istihbarat teşkilatlarının aracılığıyla derin bağlar kurdukları silahlı örgütsel yapıların, yani devlet altı örgütlenmelerin içinden geçerek ve onları yönlendirerek menfaat ve güç devşiriyorlar… Hiçbir global terör örgütü, bir devlet desteği almadan yaşayamaz. Bu terör örgütlerinin sahip olduğu insan para ve silah kaynağı, devlet organizasyonları yardımıyla sınırları aşarak globalleşir! 

Yani teröre karşı tedbirli olmak eşittir devletlere karşı tedbirli olmak! Sadece dış politik çıkarlar adına değil, daralan iç politik hareket alanlarını genişletmek içinde terör etkili bir yöntem olmaya başladı devletler içerisinde... Korku, öfke, hırs, kutuplaşma, rekabet gibi hissiyatlar terör yöntemiyle manipüle edilerek, toplumların tercihleri ve kararları etkilenir veya belirlenir oldu!

Bu anlamda; ne ülkemizde yaşanan Reyhanlı, Suruç ve Ankara Gar Meydanı katliamları, ne de 13 Kasım 2015 Cuma gecesi Paris’in farklı kesimlerinde düzenlenen 7 ayrı eş zamanlı saldırılar, basit kriminal düzeyde ele alınacak vakalar değildir. Bu saldırılar ‘cambaza bak’ stratejileriyle saklanan uluslararası çıkar merkezli terör oyunun bir parçasıdır. Yani, dini ve etnik gerekçelerle yaraları azdırılan terör örgütlerinin intikam ve güç gösterisi şeklinde sığ izahlara indirgenemez.

Bu hadisenin ülke olarak bizi ilgilendiren tarafıyla alakalı düşüncelerime gelince… 

1-) Paris saldırılarının G 20 zirvesi öncesi gerçekleştirilmesini manidar buluyor, zirveyle ve zirveye ev sahibi yapan ülke Türkiye ile direkt ilgi kurulması gerektiğini düşünüyorum… Eğer önümüzdeki süreçte bu saldırının IŞİD taşeronluğunda yapıldığı ispatlanırsa ya da dünya kamuoyunun eline bu istikamette bir kanaat geliştirecek ‘malzemeler’ verilirse, Türkiye’nin hayli sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum. Yarın bir gün Batılı gazete manşetlerinde bu saldırıyı düzenleyenlerin Türkiye’den ellerini kollarını sallayarak geçtiklerine dair haberler yer alabilir! Yani, Türkiye’nin üstüne-başına gerek zirve sürecinde gerekse dünya kamuoyu algısında bazı olumsuzluklar bulaştırılabilir! 

2-) ‘Ortadoğu ile Avrupa arasında tampon ülke Türkiye’ konumunun ürettiği tüm risk ve tehditlerin gün geçtikçe artacağını ve Türkiye’nin Suriye meselesiyle alakalı Batı’ya karşı elinde kalan tek koz olan “mülteci” kozunun da çöpe gideceğini düşünüyorum! 

3-) Sadece ABD, Fransa, İngiltere ve İsrail değil, Türkiye’de IŞİD, El Nusra ve ÖSO gibi ‘devlet altı örgütler’ ile “operatif devlet modunda” ilişkiler içerisindeydi. Bu anlamda Türkiye Suriye’deki bu ‘operatif devlet modu’ndan tamamen vazgeçmeye zorlanacaktır. 

4-) Bu zamana dek siyasi iktidarın güç parametreleri, çıkarılan tezkerelerle ve mesnetsiz söylemlerle Suriye’ye kara harekâtı için yeterli kanaat teşkil ettiremedi. Bunda en önemli etken ise Genelkurmay’ın açık ikazı ve bu istikametteki yaklaşımlara direnmesi oldu. Suriye meselesi ve bölgedeki terör örgütlerin üzerinden ülkemize yönelecek olan saldırılar ve Türkiye’ye “bu sekter terör örgütleriyle ilgin yoksa ispat et” baskıları artarsa, önümüze ülkemizin beka parametreleri Rusya karşısında riske edecek NATO kılıflı ve teminatlı tehlikeli misyonlar konulabilir! 

5-) “Yahudilerin en güvenli ve korunaklı yeri İsrail’dir” projesinin yürütücü İsrailli Haham Nir Ben Artzi, hani “Fransa’da anti-Semitizm büyüyecek” kehanetinde bulunan ve “Çevremizdeki düşmanları birbirlerini yiyecekler” diyen ve IŞİD’i Tanrının bir nimeti olarak niteleyen Artzi’nin “IŞİD ve diğer terör örgütleri Avrupa’yı, Amerika’yı ve bütün dünyayı ağlatacaktır. İsrail hariç!” sözünü bir yerlere not edin… IŞİD ve Ortadoğu’daki diğer sekter terör örgütleri her gündeme geldiğinde de hep bu sözü hatırlayın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Türk Arşivi