Kurtuluş ve Islah Kapısı Şeriata Uygun Tasavvuftur
Türkiye’nin İslami bakımdan kurtuluşu konusunda birçok kapılar ya kapanmıştır yahut şu anda erişilmez ve ulaşılmaz durumdadır. Halkın ıslahı konusunda bendeniz tek çareyi şeriata uygun tasavvufta ve tarikatlarda görmekteyim. Açık ve seçik olması için maddeler halinde yazıyorum:
1. Halen kanunen kapalı ve yasak olan tarikatlara, bir takım şartlar altında tam bir hürriyet verilecektir.
2. Tarikatların hepsi Şeriat’a ve ehl-i sünnet İslamlığına uygun ve bağlı olacaktır.
3. Her tarikatın başında ehliyetli, liyakatli, icazetli, muttaki, fakih gerçek bir şeyh bulunacaktır.
4. Tarikat şeyhinin şer’î ilimlerde icazeti olacak, tabakât-ı fukahanın en az fetva makamında bulunacaktır.
5. Tekke, dergâh ve zaviyelerde ezan okunup namaz kılınacaktır.
6. Bütün tarikatlar ve tasavvufi faaliyetler Meclis-i Meşayih denilen kurumu tarafından sıkı şekilde denetlenecektir.
7. Bu Meclis-i Meşayihin, Kemalist devlete bağlı Diyanet İşleri Başkanlığıyla hiçbir ilgisi ve organik bağı olmayacaktır.
8. Bir örnek vermek gerekirse Meclisi Meşayih ve tarikatlar merhum büyük Şeyh Gümüşhanevî Ahmed Ziyaüddin hazretlerinin ahlakıyla ahlaklı, Şeriata sımsıkı bağlı, son derece muttaki, faziletli, abid, zahid olacaktır.
9. Şeriatsız, namazsız, ehl-i sünnetsiz, kadın erkek karışık dönen sözde Mevlevilere izin verilmeyecektir. Şeriata uyan, Hz. Mevlana’nın yolundan giden, onun ahlakıyla ahlaklı bulunan gerçek Mevlevilere izin verilecektir.
10. Hiç bir tarikat ticaret yapamayacak, holdingleşemeyecek, makbuzla toplanan küçük aidatlar dışında mensuplarını yolamayacaktır.
11. Bütün tarikatler bilgili, uyanık, şuurlu, ahlaklı, faziletli, doğru ve dürüst, kâmil ve salih Müslümanlar yetiştirmek için birer mekteb-i ilm ü irfan u edeb olarak faaliyet gösterecektir.
12. Meclis-i Meşayih ve tarikatlar ehli sünnet akaidini yaymaya çalışacaktır.
13. Hem mensuplarına hem Müslümanlara namazı emredeceklerdir.
14. Ümmet birliğini kuracaklardır.
15. Bu ümmetin başına raşid, adil, kâmil, muktedir, işleri istişare ile gören yüksek bir zatı İmam veya Halife olarak seçeceklerdir.
16. Tarikatlara mensup muhib ve dervişler, tarikat disiplini ile şeyhlerin güzel emirlerine, koruyucu uyarı ve yasaklarına riayet edeceklerdir. Tarikat mensubu olmayan aklı başında Müslümanlar da, akıllarının ve vicdanlarının sesini dinleyerek bunlara uyacaklardır.
Toplum çok bozuldu… Müslümanlar başıboş kaldı… Müslüman halkı uyaran hemen hemen kalmadı… Somut bir örnek vereyim: Mübarek Ramazan yaklaşıyor ve hiçbir ciddi hazırlık yok… İçinde bin aydan daha hayırlı Kadir gecesi olan mübarek bir aya Müslümanların harıl harıl çalışarak, çok kapsamlı bir plan ve program ile ciddî şekilde hazırlanmaları gerekmez mi? İslami kesimde öyle bir kaos, anarşi, fetret, harcümerc var ki, binde bir insana bile laf anlatmak mümkün değil. Herkes bildiğini okuyor. Dini konular ticarileştirilmiş, her şey paraya endeksli hale getirilmiş… En kutsal ve ulvi kelimeler, kavramlar, değerler, kurumlar magazinleştirilmiş… Halkın büyük kısmı, bilinmesi farz-ı ‘ayn olan ilmihal bilgilerini doğru dürüst bilmiyor… Ciddiyetin yerini gevezelik, zevzeklik, verimsiz çekişmeler, tepişmeler almış… Cemaat-İktidar savaşı ülkenin temellerini sarsacak, devleti yıkacak hale gelmiş… Sabah namazlarında (birkaç istisna dışında) camiler boş, dindar geçinen gençleri camilerde göremiyorsunuz… Fitne fesat, nifak şikak, cahilane mübarezeler, verimsiz tartışmalar almış yürümüş. Bilenler bilmeyenleri uyarmıyor, bilmeyenler ne yapacağını şaşırmış.
Yazımın başındaki teklif hayata geçirilir mi geçirilmez mi bir şey söylemem, lakin Müslümanlara bir çare ve çözüm sundum. Okumak zahmetinde bulunup düşünenler olursa memnun olurum.