Fazıl Say ilkeli bir insansa beste yapmaz
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2008 yılını “Yahya Kemal Beyatlı Yılı” ilan etti. Yahya Kemal Beyatlı Enstitüsü’nün de bu konuda çalışmaları vardı. Türkiye için önemli bir karardır. Bu sebeple ilgili herkesi kutlamak gerekir.
Yahya Kemal gibi mütefekkir, şair, yazar ve devlet adamı olmak herkese nasip olmaz ve öyle kolay kolay da böyle insanlar yetişmez. İmparatorluğun en acı yıllarını yaşamış ve gece gündüz demeden ülkesi için, milleti için canhıraş bir şekilde çalışmıştır.
Dün sabah önemli bir üniversitenin, önemli bir fakültesinde okuyan başarılı bir öğrenciye; “Yahya Kemal nerede dünyaya gelmiştir?” diye sordum. Ardından da “üsküp’te mi” diye kopya verdim ama anlamadı ve kaynaklara bakarak söyleyeceğini ifade etti.
üniversiteleri yönetmek yerine kantin ve döner sermayeleri işleten ve cüzdanlarını şişiren, bir de el kadar kızları okula sokmama konusunda bütün güçlerini harcayan başta eski YöK başkanı Erdoğan Teziç olmak üzere o ve onun gibilerin idare ettiği üniversite gençliğine bakar mısınız, deyip geçeyim asıl mevzuya.
Biliyorsunuz Fazıl Say halktan nefret ettiğini ve bu halkın iktidara taşıdığı hükümete öfke duyduğunu dile getirerek ülkeyi terk etmek istemişti. Yıllarca bu milletin ekmeğini yedi, istediği sofraya oturdu, sonra bir gün aynı sofraya halk da gelince, birlikte olmadığını ifade ederek “gitmek istiyorum” demişti.
Günlerdir bu mesele yazılıp çiziliyor, tam kapanacakken denilen bir sırada tekrar gündeme geldi. Haberlere göre Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay, Yahya Kemal yılı münasebetiyle Fazıl Say’a bir beste siparişinde bulunmuş. Yine habere göre ilgili şahıs da teklife sıcak bakmış.
Eğer Fazıl Say gerçekten ilkeli biriyse, kesinlikle bu teklifi kabul etmemelidir. çünkü beste sonucunda bakanlık malum şahsa para verecek. Bu para bakanın cebinden çıkmayacağına göre, milletin vergilerinden toplanan paralardan çıkacak demektir ve Fazıl Say milletin parasını alıp yemiş olacaktır.
Nefret ettiğini, uzaklaşmak istediğini, birlikte yaşamaktan bıktığını ve ülkeyi terk etmeyi göze alarak gitmek istediğini ifade eden birisi, eğer ilkelerine sahip çıkıyorsa, milletin parasına tenezzül etmemeli ve beste yapmamalıdır.
Ayrıca meselenin bir başka tarafı daha var. Eğer gerçekten Fazıl Say söylediklerine inanıyorsa, Yahya Kemal’in hiçbir şiiri, onun düşüncelerine göre değildir. İlla da beste yapılacaksa halkın ve memleketin yerli sanatçısı Tuluyhan Uğurlu var, bakanlık ona da teklif götürmelidir. Neden böyle söylüyorum? Şunun için: Fazıl Say kim adına beste yapacağını bilmelidir. Yahya Kemal ile Fazıl Say’ın dünya görüşü asla yan yana gelmez ve ortak hiçbir noktaları yoktur. Yahya Kemal, azınlık vatandaşlarımız başta olmak üzere bütün bir milletin şairi, yazarı, mütefekkiri ve devlet adamıdır. Toplumun her kesimi, Yahya Kemal’in düşüncesini paylaşır.
“Ezanlardan ürken ve korkan bir kişinin, “Ezansız Semtler” diye yazı yazan bir mütefekkirin şiirlerini bestelemesi ne derece doğrudur ve bir ilkesizlik değil midir?” sorusunu Fazıl Say kendisine sormalı ve ona göre davranmalıdır.
Yahya Kemal’in “Ezansız Semtler” yazısını yarın yazacağım ama Yahya Kemal’in “Aziz İstanbul”undan kısa bir alıntı yaparak ne demek istediğim anlaşılsın istiyorum.
“Bu devletin iki manevi temeli vardır: Fatih’in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki, hâlâ okunuyor. Yavuz Sultan Selim’in Hırka-i Saadet önünde okuttuğu Kur’an ki, hâlâ okunuyor.
Eskişehir’in, Afyon Karahisar’ın, Kars’ın genç askerleri! Siz bu kadar güzel iki şey için dövüştünüz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.