Niçin Saadet Partisi?
Malumunuz Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi, 7 Haziran seçimlerine ittifak yaparak Saadet Partisi çatısı altında girmektedir. Ülkedeki ciddi muhalefet boşluğu ile “Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa” dedirtecek içeriğe sahip mevcut siyasi partiler ve seçim kanunu gibi engeller, asgari müştereklere sahip bu iki partiyi seçim işbirliğine zorladı.
Aslında bu işbirliği süreci bir buçuk sene önce başladı. Hatırlarsınız, BBP ve SP seçim barajı konusunu ve siyasi partilerin hazineden aldıkları yardımlarla alakalı eşitsizlik ve adaletsizliği de Anayasa Mahkemesi’ne taşımışlardı. Ama bu başvurular istedikleri gibi lehlerinde sonuçlanmadı. Ardından SP ve BBP altyapısını hazırladıkları seçim işbirliğine katmak için “ön şartsız” bir şekilde MHP’yle görüşmelere başladı… Başta böyle bir seçim işbirliği üzerinden güçlü bir iktidar projesinin çıkabileceği noktasında her üç siyasi parti ve tabanları mutabıktı... MHP ile görüşmeler Genel Başkanlar ve bazı Genel Merkez yöneticileri uhdesinde yürütüldü, ta ki artık MHP’yle birlikte klasikleşen “az olsun benim olsun” düşüncesi baskın çıkana kadar… Netice itibariyle MHP’nin irrasyonel bir karar alıp devre dışı kalmasından sonra BBP ve SP birlikte seçim işbirliğine gittiler.
Saadet Partisi çatısı altında gerçekleştirilen bu birliktelik, güçlü bir sinerji oluşturarak bugüne kadar geldi. Onca imkânsızlığa rağmen gece-gündüz demeden ciddi fedakârlıklar göstererek yürüttükleri sıkı seçim çalışmalarıyla halkın çoğunluğunun ilgisini çekmeyi başardılar. Genel Başkanlar Kamalak ve Destici çok uyumlu birliktelik sergilediler.
MHP’nin de içinde olduğu üçlü ittifakın gerçekleşmemesi nedeniyle “derin” bir oh çeken siyasi iktidar, mevcut birliktelikten de hayli rahatsız! Bilhassa ‘şer odağı istihsali’yle manevra alanını genişleten ve meşruiyet üreten siyasi iktidarın “Muhsin Yazıcıoğlu ve Erbakan hoca yaşasalardı Erdoğan’ı desteklerdi” şeklinde yürüttüğü manipülatif propaganda argümanı Milli İttifak cenahında hem “gülümsetiyor” hem de ‘hayra’ yoruluyor! Allahtan Muhsin Başkan’ın ve Erbakan Hoca’nın Ak Parti iktidarına karşı sergiledikleri zehir zemberek muhalif duruşun en güzel örneklerinin sergilendiği “YouTube” denilen bir video arşiv deposu var!
Saadet Partisi’nin en büyük kozu; borçtan harçtan bezmiş, kredi kartından tiksinmiş, banka önlerinde kuyruk beklemekten sıkılmış, geleceği karartılmış başta esnaf olmak üzere taşeron işçilere ve asgari ücretle çalışan milyonlarca çalışanlara sunduğu vaatler ile içi boşaltılan değerlere yeniden itibar kazandıracak yol haritası… Milli İttifak muarızları “kaynak ne?” sorusunu Saadet Partisi’ne soramıyor! Çünkü Saadet Partisi Türk ekonomisini 6 ay gibi kısa bir süre içersinde, dış ve iç borç almadan, zam yapmadan tamamen milli kaynak paketlerini harekete geçirmek suretiyle düzeltilmiş, milli kaynaklardan Devlete 30 milyar doların üzerinde kaynak sağlayan “Havuz Sistemi” ve “Denk Bütçe” tecrübesine sahip! Hatta Cumhuriyet tarihinde memura yüzde 50 zam yapan tek proje buydu! Tatlı reçetelerle köylü, işçi, memur, esnaf, emekli, dul ve yetimlere kısa zamanda görülmemiş oranda refah artışı sağlanmıştı.
Hülasa
Keşke demokratik ülkelerin sahip olduğu; ‘normal’ bir siyasi partiler kanununa ‘normal’ bir siyasetin finansmanı yasasına ve ‘normal’ bir siyaset dünyasına sahip olsak! Maalesef değiliz! İşte bu şartlarda, imkânsız sanılan birçok işi reel politiğin pragmatik tüm dayatmalarına rağmen başaran ve bu konuda başka bir örneği olmayan bu iki güzide partinin seçim işbirliği yapmasını son derece önemsiyorum.
BBP ve SP seçim işbirliğinin kurumsal adresi olan Saadet Partisi; bu ülkenin geçmiş ve geleceğini, inancını, atılımlarını, lehinde veya aleyhinde gelişen ya da gelişebilecek çıkar ve riskleri koruyup kollayan ‘ilkeli’, “milli” ve ‘bağımsız’ bir duruşu temsil ediyor. Geleneksel ideolojilere hapsolmak yerine her türlü mağduriyet alanı için uzlaştırıcı ve ikna edici çözümler üretmeye gayret ediyor. Siyaseti de meslek algısıyla yapmıyorlar!
Ayrıca, şu günlerde muhafazakâr camianın idare taktiği haline gelen “kol kırılır yen içinde kalır!” kronik hastalığı sebebiyle görmezden gelinen “Yolsuzluk”, “Yoksulluk” ve “Yasaklar” sorununun üstesinden gelme konusunda da bana müthiş bir ümit ve güven veriyor.
Bu nedenlerden ötürü ‘Milli İttifak’ın adresi Saadet Partisi benim oyumu hak ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.