Müslümanlar Amaçlarına Nasıl Ulaşır?
Slogan ve şikayet Müslümanlığı ile amacımıza ulaşamayız.
Câhillikle ve gafletle buraya kadar…
Bizi mahveden, hiç durmadan düşmanlarımızdan şikayet etmek, bu yüzden kendi kusurlarımızı görememektir.
Bütün halkı, bütün ülkeyi topyekûn ele alan mükemmel bir plan ve programımız olacak, onu hayata geçirecek çok güçlü çok ahlaklı çok başarılı elemanlarımız ve kadrolarımız olacak ki amacımıza ulaşalım. Böyle bir programımız, böyle elemanlarımız kadrolarımız var mıdır?
Amacımız nedir? Onu da çok iyi bilmeli ve bildirmeliyiz.
AMAÇ: Dünya hayatı bir imtihandır. Allah’ın rızasına uygun, O’nun istediği gibi bir hayat sürerek, bu dünyada izzetli haysiyetli şerefli yaşamak, ahirette ebedî saadetimizi kazanmaktır.
Bu amaca ulaşabilmek için İslam’ı, özet de olsa bilmek ve din alimlerine, fakihlere, rehberlere, Resulullahın bu devirdeki vekil ve varislerine, sâlih idarecilere uymak gerekir.
İslam’ın üç ana kaynağı, temeli vardır: Kitabullah… Hz. Peygamberin (Salat ve selam olsun ona) Sünneti… İcmâ-i Ümmet… Bunlardan çıkartılan hükümlerin tamamına Şeriat ismi verilir. Dünyada aziz, ahirette mes’ut (mutlu) olmak için bu Şeriatin ahkamına=hükümlerine, emir ve yasaklarına uymamız gerekir.
İslam’ın emirlerini yerine getirmeliyiz… Yasaklarından kaçınmalıyız… Öğütlerini tutmalıyız. Bu üçünü yapmadan işimiz rast gitmez, amacımıza ulaşamayız.
Bir buçuk milyarlık İslam dünyasına bakalım. Darmadağınık perişan yenik vaziyette. Nice Müslüman ülkesinde savaş var. Müslümanlar ölüyor, yerinden yurdundan ediliyor, İslam şehirleri yangın yerine dönüyor… Son yirmi yılın hesabıyla milyonlarca ölü, yaralı, sakat…
Bu felaketlerin ana sebebi nedir?.. Müslümanların Kur’ana, Sünnete, Şeriata uymamalarıdır.
Bu uymamanın üç sebebi vardır: Cahillik, gaflet, hainlik.
Kur’an ve Sünnet bir olun, tek bir Ümmet olun diyor, biz param parçayız, bölük pörçüğüz, kimimiz kimimizle savaşıyor.
Kur’an, Sünnet, Şeriat beş vakit namaz kılın diyor. Bizim büyük kısmımız günlük namazları yitirmiş.
Kur’an bize “Allah’a, Resûlüne ve SİZDEN olan emir sahiplerine itaat edin” diyor…
Kur’an bize Allah’ın inzal ettiği (indirdiği) hükümlerle hükm edin diyor…
Kur’an zinayı, ribayı yasaklamış…
Kur’an hür Müslüman kadınlar ve kızlar tesettürlü olsun diyor…
Kur’an ve Sünnet bize faydalı ilimleri öğrenmeyi emr ediyor…
Kur’an ve Sünnet lüksü, israfı, her türlü azgınlığı ve beyinsizliği yasaklıyor…
Dinimiz bize gıybeti, yalanı, iftirayı, tecessüsü, nemimeyi, diğer bütün lisan afetlerini yasak kılmıştır…
İslam bize, emanetleri ehline veriniz, sakın emanetlere hıyanet etmeyiniz diyor.
Biz bu emirlere, bu yasaklara uyuyor muyuz? Biz Kur’an’daki, Sünnetteki öğütleri tutuyor muyuz?
Maalesef maalesef maalesef…
Müslüman dünyasındaki zilletlerin, kötülüklerin, esaretin, yenilginin sebebi Müslümanların İslam’a uymamalarıdır.
Bazıları şöyle diyecektir: Müslümanlar İslam’a uymak istiyor ama düşmanlarımız buna izin vermiyor. Bu bahane geçerli değildir. Biz hepimiz toptan Allah’ın dinine sarılsak ilahî yardım bize yetişir ve düşmanlarımızı yenebiliriz.
Bu konuda bize vaad vardır.
İslam’da imandan sonra ikinci temel şart namazdır. Namaz kılmıyorsak, bu, düşmanlarımızın kösteklemesi yüzünden midir, yoksa bizim iradesizliğimiz, tembelliğimiz, gevşekliğimiz ve hattâ hâinliğimiz yüzünden midir?
Sözün kısası şudur: Müslümanların fert=birey ve toplum olarak yerine getirmeleri gereken vazifelerin hepsi bellidir. Emirler bellidir. Yasaklar bellidir. Öğütler bellidir. İslam’ın hükümleri bellidir. İslam ahlakının ilkeleri bellidir.
Biz bunları hayata geçirmezsek, yani kendimizi ve toplumu ıslah etmezsek kurtulamayız.
Düşmanlarımızdan şikayet etmeyi bırakalım de kendi halimize noksanlarımıza bakalım.
Önce İslam’ı, kendimizi, varoluşun sebep ve hikmetini bilelim.
Sonra İslam’a uymaya ve kurtulmaya niyet edelim.
Bu niyetimizi aksiyona çevirelim, neler yapılması gerekiyorsa onları sabırla, sebatla yapalım.
İnşaallah kurtuluruz.