Tecelliyi Temaşa Ediyoruz
Dünyayı dizayn etme imkanını şimdilik büyük ölçüde ellerine geçiren Batılı şer güçler, İslam dünyasında milli iradenin yönetimi belirlemesine ve kendi menfaatlerine göre politikalarını belirlemesine hep karşı çıkarlar.
Bu yüzden dillerinden düşürmedikleri demokrasi Filistin, Mısır, Tunus, Suriye ve sair ülkelerde İslamcıları iş başına getirirse, darbe ile demokrasiyi katlettirirler. Çünkü bu menfaatinden başka bir kutsalı olmayan bu iki yüzlü sahtekarların gerçekte ne demokrasi, ne adalet, ne barış, ne de hukukun üstünlüğü gibi bir dertleri yoktur. Bunlar faydalı şeylerse dahi ancak kendi insanları için geçerlidir. Başka insanların gözlerinde bir değeri yoktur. O yüzden ne Suriye, ne Ruanda, ne de Bosna’da insanlar ve insanlık ölmüş, umurlarında değildir. Yeter ki kendi evlatları ölmesin…
Vaziyet bu olunca, Müslümanların tek kurtuluşu vardır; o da Batı uygarlığından vaz geçerek yeniden İslam uygarlığına dönmektir. Bunu da toplumu eğite eğite, tedricen yapmaktır. Kafirlerin gözlerini bağlamanın veya kandırmanın bir yolu yoktur; sizin niyetinizi anlar ve başınıza bin bir hile ile çorap örmek isterler. Yalan dolan ile sizi birbirinize düşürmeye çalışırlar. Ellerindeki medya gücüyle namussuzu iffetli, zalim eşkıyayı adil, mücahidi ise çıkarcı bir katil göstermeye çalışırlar. Ellerinden gelen her melaneti yaparlar. Çünkü lügatlarında ayıp veya haram gibi kavramlar yoktur. O yüzden utanmasını da bilmezler. Ne olacak, adamda iman olmazsa haya olmaz. Haya olmazsa da istediği her haltı yapar.
İşte böyle bir ortamda İslam dünyasının en etkili bir ülkesinde, ülkemizde seçimler oldu. Biz istedik ki her Müslüman, bu seçimlerde oy verirken bu yazdıklarımızı iyi düşünerek ve ölçü olarak sadece İslam’ı alarak oy kullansın. Müslümanların arasından, dünya hakimiyetinde İslam adına söz sahibi olacak düşünce ve amel kıvamını bulmuş olanları seçsin. Bu yoksa buna en yakınları seçsin. Ufku sadece kendi ülkesi değil, bütün bir dünya olan, himmeti sadece kendileri değil, dünyadaki bütün kardeşleri olanları tercih etsin.
Biz bir eğitimci olarak milletimize doğru bildiklerimizi yazarak ilkeler üstünden yol göstermek istedik. Doğrudan bir partiye davet etmedik. Davetimiz İslam vesilesi ile Allah Teâlâ’yadır.
İşte seçimler oldu bitti. Netice, sübhanellah, cilve-i rabbani dolu. Biz bundan sonrası için Allah Teâlâ’ya “tefvizi ümur” ederiz. Ona tevekkül ve itimadımız vardır. “Görelim Mevla neyler, Neylerse güzel eyler” diyoruz. O güzelliği yaşayarak göreceğiz inşallah ömrümüz varsa.
Seçimlerin sonucu bizi çok şaşırtmadı. Ama bu kadar ilginç bir taplo da beklemiyorduk doğrusu. Fakat bu halkın ilim ve terbiyede karnesi de bellidir. Nitekim kendileri gibi insanları seçeceklerdir. Zira meşhur kaidedir: “Nasılsanız, öyle yönetilirsiniz.”
Şimdi nasıl bir hükümet çıkacak ortaya? Onu da siyasiler düşünsün. Göstersinler maharetlerini. Kolay olmadığı belli. Ak Parti tek başına iktidar olamıyor. Ama en fazla hak eden de o. Öyleyse hükümeti o kurmalı. Ama nasıl?
Bilemem. O kuramazsa, CHP, MHP ve HDP bir araya gelerek koalisyon kursunlar. Maksatları müştereken hükümeti yıkmak değil miydi? Hadi bunu gerçekleştirsinler bakalım.
Bakalım Türkçü sağcı ülkücülerle Kürtçü solcu PKK’lılar, sosyalist CHP etrafında nasıl bir araya gelerek bir hükümet kuracaklar? Batılıların kendilerinden beklediği budur.
Siyaset yan gelip yatma yeri değildir. Hadi bakalım göstersinler marifetlerini…