Câmi Çok İslam Mektebi Yok
MÜSLÜMANLARIN kurtuluşu, İslam’a uygun güçlü bir eğitim sistemi kurarak, vasıflı İslam mektepleri ve medreseleri açarak, bunlarda vasıflı güçlü üstün Müslümanlar yetiştirerek, işleri ve emanetleri bunların uhdesine vererek mümkün olabilir. Bugün ülkemizde yüz bine yakın cami olduğu söyleniyor. Bu rakam iki katına çıkartılsa bile sadece cami binası yapmakla kurtuluş olmaz, yükselme olmaz.
Yüz bin camimiz var ama bir tek evet bir tek İslam mektebimiz yok.
Eskiden camilerin iki desteği, payandası vardı. Biri İslam medreseleri, ikincisi Şeriata uygun tarikatlardı.
Vakit namazlarında, hele sabah vakitlerinde içinde yeterli miktarda cemaat olmayan boş camiler, zahiren çok süslü ve şatafatlı görünseler de haraptır.
Müslümanlar rasgele mektep ve medrese açmakla da kurtulup yücelemez. Bu mektep ve medreselerin çağın en güçlü, en vasıflı, en üstün eğitim müesseseleri olması gerekir.
Türkiye’de örnek ve model bir İslam Lisesi açıldığını farz edelim. İngiltere’den eğitim uzmanları gelecek, bu okulu inceleyecek ve şöyle bir rapor verecekler: “Sizi tebrik ediyoruz. Böyle lise dünyada yoktur. Sizin liseniz bizim şu meşhur Eton kolejimizden de üstündür. Bravo…”
Türkiye’de şu anda, bırakın böyle lise olmasını, bunun hayalini kuran bile yoktur.
Açılsın dediğim İslam medreseleri de, eski Endülüs medreseleri gibi çağın en üstün, en parlak okulları olmalıdır.
CHP’nin karanlık tek parti faşist rejimi 1945’te sona erdi, çok partili hayata geçildi. O tarihten bu yana Müslümanlar eğitim meselesini hal yoluna koyamadılar.
Okullarda mecburî din dersleri veriliyormuş. Bu teselliye gülünür. Kenan Evren Paşa’nın malum din dersleri… Bu resmî ve mecburî din dersleri kitaplarını açın, baş sayfasında kalpaklı bir Paşa resmi görürsünüz. Onun karşısında da Paşa’nın Beyannamesi yer alır. Besmele mi, onu aramayınız, yoktur. Böyle Besmelesiz din dersi kitabıyla İslamî ve Kur’anî eğitim olur mu? Bu din derslerinin dışı dinsizleri yakar, içi Müslümanları…
Her sene 450 bin Türkiyeli Müslüman umreye gidiyor. Bunların bir kısmı lüks otellerde kalıyor, lüks yemekler yiyor, Zam Zamn Towerlerin üst katlarından Kabe’ye bakıyor, bir çuval para harcıyor. Bu umre paralarının bir kısmı tasarruf edilse, İslam’ın ruhuna uygun mütevazı ve kanaatli hareket edilse, dünyanın en güçlü ve vasıflı lisesini açabilecek sermayeye sahip olabiliriz. Lakin acaba bu parayla böyle bir lise kurabilir miyiz? Hiç sanmıyorum. Çünkü böyle bir İslam mektebini idare edecek seçkin elemanlara, kaliteli muallimlere sahip değiliz. Sadece parayla olmaz, onun yanında tecrübe birikim kültür medenî zihniyet de lazımdır.
Bu kafayla gider, mektepsiz medresesiz eğitimsiz kalırsak nasıl kurtulacağız? Düşmanlarımızla nasıl baş edeceğiz? Din-i mübine, vatana, millete hizmet edecek kaliteli elemanlara, has hizmetkarları nasıl yetiştireceğiz, emanetleri kimlere vereceğiz?