Erbay Kücet

Erbay Kücet

Seçime Kültürel Bakış

Seçime Kültürel Bakış

Demokrasilerin olmazsa olmazı seçimler demokrasinin insana verdiği önemin bir göstergesidir. İnsanların oy kullandığı seçimlerin nasıl ve ne zaman yapılacağı, hangi kurallara tabi olacağı ve kimler tarafından denetleneceği önemlidir. Demokratik hukuk devleti olan ülkemizde seçimlerle ilgili kurallar, Anayasada ve bu konuda çıkartılmış yasalarda düzenlenmiştir.  

Ülkemizde yapılan seçimleri genel seçimler ve yerel seçimler olarak sınıflandırabiliriz.  Genel seçim ifadesi milletvekili seçimlerini ve halkoylamasını belirtmektedir. Yerel seçimler denildiğinde ise, Belediye Başkanlığı, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi seçimleri ile muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimleri anlaşılmaktadır.

Anayasaya göre seçimler beş yılda bir yapılır. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin beş yıl dolmadan öncede yapılmasına karar verebilir. Seçimlerin beş yıldan sonraya bırakılması ise, ancak savaş hali nedeniyle mümkündür.

Türkiye’de demokrasiye geçiş 1945 de başlamıştır. 1950 seçimleriyle hız kazanan demokratik süreç 1960 darbesiyle darp edilmiş, 1971 de askeri bildiriyle yeni bir darbe ile kesintiye uğradıktan sonra ekonomik ve siyasal bunalımlarla 1980 Eylül ayında akamete uğramıştır. Daha sonra ‘eh işte’ kabilinden 1983 de demokratik görüntüler oluşsa da belirsizlik vesayetçi sistemle devam etmiştir. Ciddi sıkıntılarla 2002 yılına gelindiğinde demokrasi gelişiminde gözle görülür gelişmelere şahitlik edilmiştir.

TBMM tarafından alınan karar gereğince 7 Haziran 2015 tarihinde Milletvekili seçimleri yapıldı. Yurt genelinde sakin bir ortamda yapılan seçimler ile parlamentoda halkı temsil hakkı kazanan milletvekilleri belirlenmiş oldu.

Siz bu yazıyı okuduğunuzda tek başına iktidar sayısına ulaşılmadığından dolayı televizyon ekranlarında bol -caklı ve de -cekli yorumların yanı sıra ‘ben söylemiştim’ tarzında ukala ders verir nitelikte bazı meslektaşlarımızı da hatırlatalım. Yorum yapanların parti liderlerine ders verir şekilde yaptıkları konuşmalardan sonra halkın ne düşündüğü önemsenmemektedir. Seçim meydanlarında gökteki yıldızları bile vaat eden partilere güvenerek verdikleri oylarının 8 Haziran sabahı kendilerine nasıl döndüğünü fark edince son pişmanlığın yarar getirmediğini müşahede ettiler ama ok yaydan çıktığından geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini söyleyebiliriz.

Peki, seçtikleri milletvekillerinin bundan sonra TBMM de neler yapacaklarını biliyor muyuz?

Anayasaya göre görev alanları belirtilen milletvekillerimizin kanun yapmak, değiştirmek ve kaldırmak en başta gelen vazifeleridir. Başka görevleri elbette vardır. Bunları zihin dünyamızda şöyle bir sıralayacak olursak; Bakanları ve Bakan Kurulunu denetlemek, Kanunlar çerçevesi içinde belli konularda Bakanlar Kurulu'na kararname yetkisi vermek, Para basılmasına karar vermek, Savaş ilan etmeye karar vermek, Kesin hesap ve bütçe kanun tasarılarını görüşüp kabul etmek, Uluslararası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, özel ve genel af ilanına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen salahiyetleri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.

Mecliste görev yapan milletvekilleri, Anayasa ve yasalarda belirtilen diğer görevleri yaparken seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler. Bütün bunlar Anayasamızda milletvekilleri için tanımlanan görevlerdir.

Kamu vicdanı ve siyasi etik açılarından vatandaşlar milletvekillerimizin seçildikten sonra verdikleri sözleri tutmalarını beklerler. Görevde bulundukları süre içerisinde söylemleri, yaşam biçimleri ve davranışlarıyla topluma örnek olmaları gereken milletvekili olan kişi halkın ihtiyaç duyduğu hizmetler ve sorunlar hakkında gerek ulusal ve gerekse yerel düzeyde çözüm getirebilecek bilgi ve beceri sahibi olmalıdır ki, temsil ettikleri kitlenin çıkarlarına aykırı kişisel çıkar peşinde olmamalıdır. Bu gibi durumlarda kamu yararını önde tutmalıdırlar.

Tüm faaliyetlerinde temsil ettikleri vatandaşlarına karşı açık ve şeffaflık gösterirken çalışmaları hakkında sürekli olarak halka ve sivil toplum kuruluşlarına çeşitli iletişim araçları kanalıyla bilgi aktarmayı da ihmal etmemelidirler.  

En önemlisi ise milletvekilleri seçildikten sonra sadece kendilerine oy verenlerin değil vermeyenlerin de vekili olduklarını dikkate almalı ve her konuda demokratik kuralarla uygun hareket etmelidirler.

Görevlerini yerine getirmeleri sırasında tarafsız olmalı ve Meclis çatısındaki kürsü dokunulmazlığının dışında kişisel davranışlardan dolayı ortaya çıkacak suç teşkil eden her konuda soruşturmaya ve yargılanmaya daima açık olmalıdırlar. TBMM'de kararlarını verirken hür iradelerini kullanmaya özen göstermeli, yaptıkları yemine sadakat göstermelidirler.

Huzur ve barış ortamında birlikte yaşama kültürümüze katkı sağlayacağını düşündüğüm seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını dileğiyle yazımı noktalıyorum.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erbay Kücet Arşivi