Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Demokrasi mi Teseyyüp mü?

Demokrasi mi Teseyyüp mü?

Bush döneminde ‘the new world order/yeni dünya düzeni’ diye bir tabir üretildi. Deliden al haberi derler misali Kaddafi de bahse konu ‘order’ kavramını ‘disorder’ yani düzensizlik olarak telaffuz ve ifade etmiştir. Nitekim, Condoleezza Rice da baba Bush’un söylediği ‘the new world order’ yani yeni dünya düzeninin ön aşaması olarak ‘yaratıcı kaos/ creative chaos’tan bahsetti.  Böylece Kaddafi’yi de tasdik etmiş oldu.  Türkiye’de demokrasi maalesef hiçbir zaman tam kurumsal hale gelmedi ve ciddi olarak yürütülemedi. Ciddiyet yerine popülizm hakim olduğundan dolayı duruma teseyyüp yani düzensizlik ve boş vermişlik damgasını vurmuştur. Bunda toplum olarak ve siyasiler olarak kusurumuz büyük. Bir de ülkemizin içinde bulunduğu ağır şartlar var. Sonuç itibarıyla bir imparatorluk bakiyesiyiz. Herkese kucak açmışız ve bu bölgede birçok toplum barınıyor ve yaşıyor. Kimsesizlerin yurdu ve yari olmuşuz. Halen de öyleyiz. Uluslar geçidi bir ülkeyiz. Buraya boşuna Küçük Asya demiyorlar. 

Küçük Asya dediğimiz yer imparatorluk minyatürüdür. İnsicamı yakalamak kolay değil, kargaşaya yuvarlanma ihtimali her zaman vardır. Demokrasinin beşiği olan İngiltere ada olması nedeniyle çevresinden nispeten yalıtılmıştır. Bundan dolayı ya Bismark ya da dost Alman devlet adamlarından birisi devletlülerimize ‘demokrasiyi unutun’ diye nasihat etmiş. Elbette bu istibdadı benimseyin ya da zorba olun anlamına gelmiyor. Ama dirayetli ve düzeni elden kaçırmayın anlamındadır. Çoğulcu sistemin rayından çıkmasında bizim kusurlarımız olsa da kargaşa üreten azınlıklar çoğulcu sistemi kemiren güvelerdir. Çoğulcu sistemde açan çiçekler zehirli çiçekler hükmüne geçmiştir. Bu Süveyş Kanalının açılmasına benzer. Süveyş Kanalı’nın açılmasını kim istemez? Lakin kimin işine yarar ve Mısır’a ne getirir veya Asitane’ye ne getirir sorusu daha mühimdir. Birçok Osmanlı ayanının vaktiyle gördüğü gibi Osmanlı’nın Hindistan’ı olan Mısır’a kanal açmak işgal getirmiştir.

İstanbul Kahire’yi koruyabilecek durumda olmadığından durumu oluruna bırakmış ve sonuçta önce Fransızlar ardından da İngilizler önce kanal sonra da kanal topraklarına yani Mısır’a göz dikmişlerdir. Kime niyet kime kısmet denklemi işlemiştir. Demokrasiler de böyledir azınlıklar dışarının sesine kulak vermeye başladıklarında demokrasi kaçağı oluşur. Ülke aleyhine işlemeye başlar. Osmanlı döneminde dirayetsizliğimiz bir yana bizi en çok sıkıştıran iki meseleden birisi çoğulculuk yani demokrasi ikincisi ise anayasa meselesi olmuştur. Anayasanın mahzurlarını anlatmak anayasaya karşı ya da taraftar olduğunuzu göstermez. Buna dair uygun şart olup olmadığını aradığımızı gösterir. Hala İngiltere anayasasız teamüllerle idare ediliyor. Dünyanın gerisinde mi kaldı? Dünyanın en eski demokrasisi anayasasız idare ediliyor. Demek ki,  teamüller anayasanın yerine geçebiliyor. Komplekse kapılmaya hiç gerek yok. Azınlıklar dışarıya bakmadıkça çoğulculuk geliştirir. Açık ve şeffaf sistem iyi sistemdir. Ama kendi şartları içinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi