Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Sabır ve dua ile..

Sabır ve dua ile..

Bu sonuç sürpriz değildi aslında. Kamuoyu araştırmaları AK Parti’yi % 53 gibi gösteriyordu. HDP % 12’ye çıkabilir deniyordu. Ben son gün sandıkta seçmenin kaosa oynamayacağını, durumun değişeceğini düşünüyordum. Onun için AK Parti’ye % 46, HDP’ye 9,5 veriyordum. Aksine bir durum herkes için riskli bir belirsizlik demekti.

CHP, MHP ve diğerleri konusunda tahminim yaklaşık doğru çıktı. Yanıldığım bir diğer nokta da, eğer HDP % 12’yi aşarsa, CHP’den HDP’ye giden oyların CHP’de sebep olacağı milletvekili kaybı AK Parti’ye gider diye düşünmüştüm. Evdeki hesaplar her zaman çarşıya uymuyor.. Yani, benim için sürpriz olan, AK Parti’nin parlamentoda çoğunluğu kaybetmesi oldu. Bu uzak bir ihtimaldi benim için. Şöyle ki; nereden buldularsa yine, paralel yapıya bağlı ya da şantaja açık birilerini AK Parti’den kopartırlarsa, AK Parti kritik eşiğe yaklaşır endişesi taşıyordum.

AK Parti’nin şimdi bu gerçekler üzerinde düşünmesi gerek.. Bu sonuçta sorumluluğu bulunanlara yol verilmesi gerek..

Önümüzde iki seçenek var, ya yola devam, ya erken seçim.

Erken seçim iki şekilde mümkün. Ya meclis erken seçim kararı alır ya da 45 günde hükümet kurulamaz, güvenoyu alınamaz, o tarihten sonra iki ya da üç ay içinde erken seçime gidilir..

Türkiye’yi erken  seçime kim götürecek. Davutoğlu görevi alır hükümeti kuramazsa, görev Kılıçdaroğlu’na verilir, o da kuramazsa ve bu arada süre dolarsa Kılıçdaroğlu kabinesinin Türkiye’yi seçime götürmesi sözkonusu olabilir. Davutoğlu, mesela MHP ile anlaşıp bir seçim hükümeti kurabilir. Olmadı, MHP dışarıdan destekler, Davutoğlu seçim hükümeti kurabilir.. “Türkiye siyasi bir kriz yaşamasın” diye bir takım milletvekilleri partilerinden istifa edip, AK Partiye geçebilir ya da bağımsız olarak kalır, ama AK Parti’ye destek verebilir, bireysel olarak kabinede yer alabilirler..

Bir başka ihtimal, CHP, HDP, MHP Kılıçdaroğlu’nu destekler, AK Parti muhalefet partisi olur.. HDP zaten kendi içinde bir koalisyon, bu koalisyon konfederatif bir yapı oluşturur. Herhalde dönüşümlü eş başbakanlık sistemine geçilir. HDP’li bakanlar eş bakanlık yapar. Kılıçdaroğlu kabinesinde başbakan yardımcılığını tek aylarda biri, çift aylarda öteki yapar. Üçü bir yerde olmazsa olmaz. Herhalde CHP tek başına azınlık hükümeti kuracak değil. Ya da, MHP, HDP’li bir hükümete, HDP, MHP’li bir hükümete dışarıdan destek verecek değil.

AK Parti, hükümeti kuracaksa 5 ihtimal var. 1-Transferlerle normal hükümet. 2- Azınlık hükümeti, 3-CHP ile hükümet. 4- MHP ile hükümet. 5- HDP ile hükümet..

Ya da bunlardan biri ile yola çıkar, Anayasa değişikliği, Başkanlık Sistemi konusunda uzlaşılan konularda radikal değişiklikler yapılır. Sonra tıkanılan yerde ortaklık biter, ya yeni bir ortak alınıp kalan kısım tamamlanır, olmuyorsa belli bir süre sonra yeniden erken seçim kararı alınır ve uzlaşılmayan konularda referanduma gidilir.. Hatta eğer bu iş 2 sene sonra olacaksa, belediye seçimleri de erkene alınıp, genel seçimlere gidilebilir..

Bütün bunlar teknik olarak mümkün olan çözümler.. Şu koalisyon derdinden kurtulmak istiyorsak, aslında AK Parti bir koalisyon kurup, başkanlık sistemini getirecek olursa, bu kriz riski de ortadan kalkar.. Baraj da kalksın o zaman. Yasama ile yürütmenin kesinlikle ayrışması gerek.. Etkin bir parlamento denetimi için bu şart..

Seçim sonuçlarının zihinlerde oluşturduğu şoktan bir an önce sıyrılıp bütün alternatiflere dayalı ihtimaller, maliyet ve risklerin ciddi bir şekilde analiz edilerek bir karar verilmesi gerek. Kararsızlık en kötü tercihtir. Gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiç bir rüzgâr fayda sağlamaz.

Hayali çözümler değil, hali hazır durum, eldeki veriler ve uygulanabilir olan, efradına cami, ağyarına mani bir yol haritasına ihtiyaç var. Umuda ihtiyaç var. Dağ ne kadar yüksek olursa olsun, üzerinden geçen bir yol vardır.. Umutsuzluk yok.

AK Parti bu durumu kendi içini temizlemek için bir fırsat olarak görmeli.

Unutmayalım, bize şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Bizi gören, duyan, bilen bir Allah var.. İyyâke nabudu ve iyyâke nestaîn! Ama unutmayalım, Allah cahil  ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez.. Ve her topluluk layık olduğu gibi idare olunur.. Kendimizi değiştirmeden bu işler olmaz. Sabır. 

Yoksa siz o siyasi makamları tapulu mülkünüz mü sanmıştınız. Allah bizleri, nimetlerini artırarak ve eksilterek imtihan edecek. 

Hak şerleri hayreyler. Sen sanma ki gayreyler.. Sabredin, bakın hele daha neler olacak. 

Sabır, Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi