Oruç Âdâbı
Oruç tutmanın bazı âdâbı vardır. Onlara dikkat ederek tutulan oruçlar, biiznillah oruçtan istifadeyi sağlar. Onları da iyi öğrenmemiz gerekir.
Oruçlu kimsenin aşağıdaki işleri yapması müstehaptır. Yani güzel görülmüştür ve sevap getirir.
Bir yudum su içmek gibi az da olsa bir şey yemek ve sahuru gecenin son vaktine geciktirmek. Sahura kalkmanın iki amacı vardır; birisi sünnet sevabı almak, diğeri de oruca güç kazanmak ve seher vaktinin ecir ve faziletinden yararlanmaktır.
Hz. Peygamberin sahura kalkmayı tavsiye eden çeşitli hadisleri vardır: Bazıları şunlardır:
“Sahura kalkın. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.”
“Her kim oruç tutmak isterse sahurda bir şey yesin”
“Sahur yemeği ile gündüz tutacağınız oruca kuvvet kazanın. Gündüzün kaylûle uykusu ile de gece kalkıp teheccüt namazı kılmaya kuvvet kazanın.”
“Sahur yemeği berekettir, bir yudum su ile de olsa onu bırakmayın. Çünkü Allah ve melekleri sahurda yemek yiyenlere rahmet ve istiğfar ederler”
Sabah vakti girinceye kadar sahuru geciktirmek de müstehaptır. Allah elçisi şöyle buyurmuştur: “Ümmetim iftarı acele yapıp sahuru geciktirdikleri sürece hayır üzerindedir.”
Teravihten geliş ile sahur arası az zamandır diye tv. İle meşgul olarak yatmadan sahuru erken yemek, sabah namazını kaçırmaya sebep olabilir. Aman dikkat deriz.
İftarı akşam namazından önce acele yapmak. Namazda oruç halinin kalbi meşgul etmemesi için iftarda acele etmek müstehaptır. İftarın bir hurma ile veya bir şey ile yahut su ile yapılması müstehaptır. Çünkü Rasûlullah (s.a.s.) orucunu böyle açardı. İftarın acele yapılması şu hadise dayanır: “İnsanlar iftarda acele ettikleri sürece hayır üzerindedirler.”
Oruçlu için mekruh olup olmayan şeyleri de görelim:
Özürsüz olarak bir şeyi tatmak ve çiğnemek mekruhtur. Çünkü bunu yapmak orucun bozulmasına sebep olabilir. Ancak kocanın kötü huylu olması halinde pişirilen yemeğin veya aldanma tehlikesi varsa satın alınacak bir gıda maddesinin tadına bakılabilir. Bu arada boğaza bir şey gitmemesi şarttır.
Oruçlu kimsenin önceden çiğnenmiş şekerli olmayan, beyaz, parçalanmaz bir sakızı çiğnemesi mekruhtur. Yeni bir sakızı çiğnemek ise caiz değildir. Çünkü onda tadılacak şeker vs. vardır. Bir de sakız çiğneyen kimse toplum tarafından oruç tutmamakla itham edilebilir. Sakınmak her halükarda iyidir. Erkekler için oruçlu bulunmadıkları zamanlarda da sakız çiğnemek kerih görülüşür. Ancak bir özür sebebiyle gizlice çiğnemeleri müstesnadır.
Eşiyle öpüşmek, kucaklaşmak ve ileri derecede münasebette bulunmak kendisinden emin olmayan kimse için mekruhtur. Çünkü bunları yapmakla sonuçta orucun bozulmasına sebep olma ihtimali vardır.
Fakat kendisinden emin ise mekruh olmaz. Yani cinsî ilişkide bulunma tehlikesi ile boşalma tehlikesi yoksa öpüşmek veya kucaklaşmak oruca zarar vermez. Çünkü Hz. Âişe'nin rivayet ettiği bir hadis-i Şerifte Hz. Peygamber (s.a.s.)'in oruçlu iken hanımlarını öptüğü ve cinsel ilişki dışında onlarla şakalaştığı bildirilmektedir.
Ancak oruçlu kimsenin eşiyle çıplak oldukları halde boyun boyuna sarılmaları, nefsinden emin olsun veya olmasın mekruhtur. Buna “fâhiş mübâşeret” denir.
Damardan kan aldırmak veya hacamat yaptırmak gibi kişinin bünyesini zayıflatma ihtimali olan şeyleri yapmak mekruhtur. Bedeni güçsüz düşürmeyecekse mekruh olmaz. Ancak bunu iftardan sonraya geciktirmek daha uygundur.
Oruçlu kimsenin su ile ıslatılmış misvakı kullanması Ebû Yusuf'a göre mekruhtur. Fakat diğer fakihlere göre sabahleyin veya zevalden sonra yaş veya kuru misvakı kullanmakta kerahet yoktur.
Ağız ve diş temizliği yenen yemek veya içilen meşrubat kalıntılarının giderilmesi amacıyla yapılır. Sahur yemeğinden sonra misvak veya fırça ile ağız ve dişler iyice temizlendikten sonra, akşama kadar bu temizlik yeterli olabilir. Çünkü abdest alırken su vermenin dışında ağıza kirlilik yapan bir şeyin girmesi oruçlu için söz konusu değildir. Oruçlu, özellikle diş macunlarındaki tatlandırıcı maddeleri yutmaktan sakınmalıdır.
Şâfiîlere göre zeval vaktinden güneşin batışına kadar misvak kullanmak mekruhtur. Delil şu hadistir:
“Yemin olsun ki, oruçlu kişinin ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha üstündür”
Bu koku da zevaldan sonraki zamanla ilgilidir. Çünkü öğleden önceki ağız kokusu yemeğin eseridir, zeval vaktinden sonraki ise ibadetin eseridir.
Oruçlu kimsenin cünüp olarak sabahlaması veya gündüz uykusunda ihtilâm olması oruca zarar vermez. Ancak imkân olunca geceleyin yıkanmak daha faziletlidir. Çünkü bununla oruç ibadetine temiz olarak başlanmış olur.
Serinlemek için yıkanmak veya ıslak bir beze sarınmak Ebû Yusuf'a göre oruca zarar vermez. Fetvaya esas olan bu görüştür. Çünkü bununla ibadete yardım edilmiş olur. Ebû Hanîfe'ye göre ise serinlemek amacıyla ağza burna su almak veya soğuk su ile yıkanmak mekruhtur.
Oruçlunun gül, misk ve esans gibi şeyi koklaması mekruh değildir. Hanefîler dışındaki üç mezhebe göre, koku sürünmek ve özel olarak koklamak mekruhtur.
Allah oruçlarımızı kabul buyursun.