Cemal Nar

Cemal Nar

Oruç Âdâbı

Oruç Âdâbı

Oruç tutmanın bazı âdâbı vardır. Onlara dikkat ederek tutulan oruçlar, biiznillah oruçtan istifadeyi sağlar. Onları da iyi öğrenmemiz gerekir.

Oruç­lu kim­se­nin aşa­ğı­da­ki iş­le­ri yap­ma­sı müs­te­hap­tır. Yani güzel görülmüştür ve sevap getirir.

Bir yu­dum su iç­mek gi­bi az da ol­sa bir şey ye­mek ve sa­hu­ru ge­ce­nin son vaktine ge­cik­tir­mek. Sa­hu­ra kalk­ma­nın iki ama­cı vardır; birisi sünnet sevabı almak, diğeri de oru­ca güç ka­zan­mak ve se­her vaktinin ecir ve fa­zi­le­tin­den ya­rar­lan­mak­tır.

Hz. Pey­gam­be­rin sa­hu­ra kalk­ma­yı tav­si­ye eden çe­şit­li ha­dis­le­ri var­dır:  Ba­zı­la­rı şun­lar­dır:

“Sa­hu­ra kal­kın. Çün­kü sa­hur ye­me­ğin­de be­re­ket var­dır.”

“Her kim oruç tut­mak is­ter­se sa­hur­da bir şey ye­sin”

“Sa­hur ye­me­ği ile gün­düz tu­ta­ca­ğı­nız oru­ca kuv­vet ka­za­nın. Gün­dü­zün kaylûle uy­ku­su ile de ge­ce kal­kıp te­hec­cüt na­ma­zı kıl­ma­ya kuv­vet ka­za­nın.”

“Sa­hur ye­me­ği be­re­ket­tir, bir yu­dum su ile de ol­sa onu bı­rak­ma­yın. Çün­kü Al­lah ve me­lek­le­ri sa­hur­da ye­mek yi­yen­le­re rah­met ve is­tiğ­far eder­ler”

Sa­bah vak­ti gi­rin­ce­ye ka­dar sa­hu­ru ge­cik­tir­mek de müs­te­hap­tır. Al­lah el­çi­si şöy­le bu­yur­muş­tur: “Üm­me­tim if­ta­rı ace­le ya­pıp sa­hu­ru ge­cik­tir­dik­le­ri sü­re­ce ha­yır üze­rin­de­dir.”

Teravihten geliş ile sahur arası az zamandır diye tv. İle meşgul olarak yatmadan sahuru erken yemek, sabah namazını kaçırmaya sebep olabilir. Aman dikkat deriz.

İf­ta­rı ak­şam na­ma­zın­dan ön­ce ace­le yap­mak. Na­maz­da oruç ha­li­nin kal­bi meş­gul et­me­me­si için if­tar­da ace­le et­mek müs­te­hap­tır. İf­ta­rın bir hur­ma ile ve­ya bir şey ile ya­hut su ile yapılması müs­te­hap­tır. Çün­kü Rasûlullah (s.a.s.) oru­cu­nu böy­le açardı. İf­ta­rın ace­le ya­pıl­ma­sı şu ha­di­se da­ya­nır: “İn­san­lar if­tar­da ace­le et­tik­le­ri sü­re­ce ha­yır üze­rin­de­dir­ler.”

 

Oruç­lu için mek­ruh olup ol­ma­yan şey­leri de görelim: 

Özür­süz ola­rak bir şe­yi tat­mak ve çiğ­ne­mek mek­ruh­tur. Çün­kü bu­nu yap­mak oru­cun bo­zul­ma­sı­na se­bep ola­bi­lir. An­cak ko­ca­nın kö­tü huy­lu ol­ma­sı ha­lin­de pişirilen ye­me­ğin ve­ya al­dan­ma teh­li­ke­si var­sa sa­tın alı­na­cak bir gı­da mad­de­si­nin ta­dı­na ba­kı­la­bi­lir. Bu ara­da bo­ğa­za bir şey git­me­me­si şart­tır.

Oruç­lu kim­se­nin ön­ce­den çiğ­nen­miş şe­ker­li ol­ma­yan, be­yaz, par­ça­lan­maz bir sakı­zı çiğ­ne­me­si mek­ruh­tur. Ye­ni bir sa­kı­zı çiğ­ne­mek ise ca­iz de­ğil­dir. Çün­kü onda tadılacak şeker vs. vardır. Bir de sa­kız çiğ­ne­yen kim­se top­lum ta­ra­fın­dan oruç tutma­mak­la itham edi­le­bi­lir. Sakınmak her halükarda iyidir. Er­kek­ler için oruç­lu bu­lun­ma­dık­la­rı za­man­lar­da da sa­kız çiğ­ne­mek ke­rih gö­rülüşür. An­cak bir özür se­be­biy­le giz­li­ce çiğ­ne­me­le­ri müs­tes­na­dır.

Eşiy­le öpüş­mek, ku­cak­laş­mak ve ile­ri de­re­ce­de mü­na­se­bet­te bu­lun­mak kendisinden emin ol­ma­yan kim­se için mek­ruh­tur. Çün­kü bun­la­rı yap­mak­la so­nuç­ta oru­cun bo­zul­ma­sı­na se­bep ol­ma ih­ti­ma­li var­dır.

Fa­kat ken­di­sin­den emin ise mek­ruh ol­maz. Yani cinsî iliş­ki­de bu­lun­ma teh­li­ke­si ile bo­şal­ma teh­li­ke­si yok­sa öpüş­mek ve­ya kucaklaş­mak oru­ca za­rar ver­mez. Çün­kü Hz. Âişe'nin ri­va­yet et­ti­ği bir ha­dis-i Şe­rif­te Hz. Pey­gam­ber (s.a.s.)'in oruç­lu iken ha­nım­la­rı­nı öp­tü­ğü ve cin­sel iliş­ki dı­şın­da on­lar­la şa­ka­laş­tı­ğı bil­di­ril­mek­te­dir.

An­cak oruç­lu kim­se­nin eşiy­le çıp­lak ol­duk­la­rı hal­de bo­yun bo­yu­na sa­rıl­ma­la­rı, nefsin­den emin ol­sun ve­ya ol­ma­sın mek­ruh­tur. Bu­na “fâhiş mübâşeret” de­nir.

Da­mar­dan kan al­dır­mak ve­ya ha­ca­mat yap­tır­mak gi­bi ki­şi­nin bün­ye­si­ni za­yıf­lat­ma ih­ti­ma­li olan şey­le­ri yap­mak mek­ruh­tur. Be­de­ni güç­süz dü­şür­me­ye­cek­se mekruh ol­maz. An­cak bu­nu if­tar­dan son­ra­ya ge­cik­tir­mek da­ha uy­gun­dur.

Oruç­lu kim­se­nin su ile ıs­la­tıl­mış mis­va­kı kul­lan­ma­sı Ebû Yu­suf'a gö­re mekruhtur. Fa­kat di­ğer fa­kih­le­re gö­re sa­bah­le­yin ve­ya ze­val­den son­ra yaş ve­ya kuru mis­va­kı kul­lan­mak­ta ke­ra­het yok­tur.

Ağız ve diş te­miz­li­ği ye­nen ye­mek ve­ya içi­len meş­ru­bat ka­lın­tı­la­rı­nın gi­de­ril­me­si ama­cıy­la ya­pı­lır. Sa­hur ye­me­ğin­den son­ra mis­vak ve­ya fır­ça ile ağız ve diş­ler iyi­ce te­miz­len­dik­ten son­ra, ak­şa­ma ka­dar bu te­miz­lik ye­ter­li ola­bi­lir. Çün­kü ab­dest alırken su ver­me­nin dı­şın­da ağı­za kir­li­lik ya­pan bir şe­yin gir­me­si oruç­lu için söz ko­nu­su de­ğil­dir. Oruç­lu, özel­lik­le diş ma­cun­la­rın­da­ki tat­lan­dı­rı­cı mad­de­le­ri yut­mak­tan sa­kın­ma­lı­dır.

Şâfiîlere gö­re ze­val vak­tin­den gü­ne­şin ba­tı­şı­na ka­dar mis­vak kul­lan­mak mek­ruh­tur. De­lil şu ha­dis­tir:

“Ye­min ol­sun ki, oruç­lu ki­şi­nin ağız ko­ku­su Al­lah ka­tın­da misk ko­ku­sun­dan da­ha üs­tün­dür”

Bu ko­ku da ze­val­dan son­ra­ki za­man­la il­gi­li­dir. Çün­kü öğ­le­den ön­ce­ki ağız ko­ku­su ye­me­ğin ese­ri­dir, ze­val  vak­tin­den son­ra­ki ise iba­de­tin ese­ri­dir.

Oruç­lu kim­se­nin cü­nüp ola­rak sa­bah­la­ma­sı ve­ya gün­düz uy­ku­sun­da ihtilâm olma­sı oru­ca za­rar ver­mez. An­cak imkân olun­ca ge­ce­le­yin yı­kanmak da­ha faziletlidir. Çün­kü bu­nun­la oruç iba­de­ti­ne te­miz ola­rak baş­lan­mış olur.

Se­rin­le­mek için yı­kan­mak ve­ya ıs­lak bir be­ze sa­rın­mak Ebû Yu­suf'a gö­re oru­ca za­rar ver­mez. Fet­va­ya esas olan bu gö­rüş­tür. Çün­kü bu­nun­la iba­de­te yar­dım edil­miş olur. Ebû Hanîfe'ye gö­re ise se­rin­le­mek ama­cıy­la ağ­za bur­na su al­mak ve­ya so­ğuk su ile yı­kan­mak mek­ruh­tur.

Oruç­lu­nun gül, misk ve esans gi­bi şe­yi kok­la­ma­sı mek­ruh de­ğil­dir. Hanefîler dışın­da­ki üç mez­he­be gö­re,  ko­ku sü­rün­mek ve özel ola­rak kok­la­mak mek­ruh­tur.

Allah oruçlarımızı kabul buyursun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi