Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Haydi El Tutuşun

Haydi El Tutuşun

İktidarın gedikleriyle eksikleri bir tarafa, ülkenin12 yıldır siyasi istikrar içerisinde yüzdüğünü, bir yerlerden bir yerlere gelindiğini dost düşman herkes gördü...

Şimdi ise havalar başka tellerden çalmaya başladı...

Hele de üniversite deyince, ille de Kürdistan diye tutturanların amacı ülke yararından ziyade zararınadır. Samimi olsalar Osmanlı Üniversitesi kurarlardı.

Ne yapsanız, adamların işi gücü Kürtçülük... 

Bu durumda kim kiminle koalisyon kursun ki ülkede istikrar oluşsun?

Sürekli işi yokuşa süren Kılıçdaroğlu’ndan hayır gelmeyecek gibi görünüyor. 

Bu zat, %35 oy alamazsa istifa edeceğini ikinci kez tekrarladığı halde sözünün hiç bir zaman eri olmadığını göstermiştir. Kaç sefer eşekten düşse de yine pişkin.

Erdoğan düşmanlığında birleşenler CHP, MHP, HDP koalisyonu istiyor.

MHP’nın bitirilmesi demek olan bu tip bir koalisyona Bahçeli yaklaşmayınca teklifleri: “Gel sana başbakanlığı verelim.” 

Üzerine üç baş sarımsak, iki dilim kaşar peyniri.

Japon oyuncakları...

Tekin Gürsoy’un telaşından,. CHP en çok kendi eseri olan Güneş Motel pazarlıklarının geri gelmesinden korktuğu anlaşılıyor. 

Baykal peşine 20 milletvekili takarsa CHP’nin rengi de, şekli de, şemali de değişir.

En azından kamera şakasının(!) rövanşı alınmış olur...

Hava bu iken, Bahçeli  “yok ben muhalefette kalacağım” gibi tavırlar takınarak zaman kaybına neden olmaz diye düşünüyorum. Madem kader bu iki partiyi tabanda bir araya getirdi, o halde tavan da kendine düşen görevi yapsın... 

Kuru kuruya dindarlık, kuru kuruya milliyetçilik veya dürüstlük bir işe yaramaz.

Bu yollarda nefes tüketmek, adım atmak, eylem gerekir...

Rüşvet yemem deyip de, önüne fırsatlar düştüğünde en büyük rüşvetçi kesilmek iki yüzlülüğün nişanesi olduğu gibi, devlet adamlığı da görev düştüğünde olumlu adımlar atmayarak oraya buraya takla atmak ciddiyetsizliğin ifadesidir.

HDP’li Hasip Kaplan’ın “AKP-MHP koalisyonunun adı savaş hükümeti olur” salvosuna bakmamak lazım. Niyetleri belli olduğuna göre bu saatten sonra kuru kuruya süreç lafları hiçbir işe yaramaz. Süreç diyen, adam gibi silahını verir, teslim olur barış sağlanır.

MHP dört bakanın yargılanmasını şart koşuyor.

Daha önce de yazdım, yargılama işi hükümet sorunu olmaktan çıkarılmalı. 

Nedeni ise, şu anda bu kişilerin dokunulmazlığı kalkmıştır.

Bildiğim kadarı ile daha önce İstanbul Başsavcılığı takipsizlik kararı vermişti. Yeni deliller varsa bu karar geri alınarak yine de gereği yapılabilir.

Her neyse şu anda şartlar değişti.

Eteğinde taşları olan döksün.

Kim haram yediyse kusturulsun, burnundan getirilsin...

MHP’nin diğer bir şartı Cumhurbaşkanıdır.

Cumhurbaşkanı’nın görevleri Anayasa’da bellidir. 

“Salla başını al maaşını” devrini bu millet kapattı. 

Başkanlık olmazsa da, orası anayasal ve de devlet yapılanmasında işlevleri olan önemli bir kurumdur. Herhalde beşinci sınıf noterlik değildir...

O yüzden Cumhurbaşkanı’nın seçim meydanlarına çıkması ile anayasal yetkilerini kullanmasını karıştırmış olmayalım. Anayasa’dan anlamayanlar meclis açılışında ayağa kalkamamakla içlerindeki Erdoğan kinini hem kusmuş oldular, hem de %52 halk oyu yara almış oldu. Diğer bir anlamı, milli iradeye saygısızlık...

Bu tip tavırlarla bir yere varılmaz.

Artık bunları aşın, haydi el tutuşun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi