Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Adam Gıybetsiz Duramıyor

Adam Gıybetsiz Duramıyor

Temiz bir ortama gittiğimizde rahatsız olmaya başladık artık. Devamlı pislikle, haramlarla uğraştığımızdan, gıybet, dedikodu, yalan ve iftira çokça duyduğumuzdan ve konuştuğumuzdan pisliğe battık. 

Allah’ım bizi bu durumdan kurtar.

Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Haramlardan ve şüphelerden sakınma vasfına hiçbir ibadeti denk tutma” buyuruyor. 40 kere yaya olarak hacca gittin, anneni sırtında hacca götürdün diyelim. Hiçbir ibadeti takvaya, haramlardan ve şüphelilerden sakınmaya muadil görme. Onun için işin temeli budur. Takva olsa az amel de yeter. Takva olmazsa çok amelde kurtarmaz. Çünkü bir yandan yapıyorsun, diğer yandan torba delik. Gıybet, dedikodu, yalan yemin, şehvetle namahreme bakmak torbayı deldiriyor. Sadece oruç için değil bu. Diğer ibadetler için de aynı. Gece teheccüd kılarsın, sabah gider gıybet edersin. Sevabını, hasenatını adama vermiş olursun.  

Sen de o teheccüdün sevabı kalmaz. Çünkü gıybet ettiğin adamın hakkı terettüp ediyor, Mevla da senin sevaplarını ona yazıyor. Bu işler böyle. 

Enayiliğe ne lüzum var?  Onun için takva haramlardan sakınmak demektir. Oruçla ilgili olarak da bunların başında yalan ve gıybet geliyor. Ama millet gıybetsiz duramıyor. Bundan dolayı da ulema beyanlarda bulunuyor. 

GIYBET KÖTÜ KOKAR

Cabir (Radıyallahu Anh) buyuruyor: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında çok pis bir koku Medine’ye yayıldı. Efendimizin de bulunduğu bir ortam. Öyle bir koku ki birisi pislik yapsa o kokuyu çıkartmaz. Manevi olduğu anlaşıldı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Bazı münafıklar, bazı fakir-fukara, gariban Müslümanın gıybetini yaptılar. O gıybet bu leş koku olarak Medine’yi sardı” buyurdu. Gıybet Asr-ı Saadet’te kötü koku halinde zuhur edermiş. Asr-ı Saadet acayip bir şey. Mesela Medine’de güm diye bir gürültü kopmuş. “Dünyanın bir ucu yıkıldı herhalde” demişler. Gürültünün sebebini de kimse anlayamamış. O zaman şimdiki gibi gürültü çıkaracak cihazlar da yok tabi. “Bu gürültü nedir?” diye merak edilirken Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Münafıklardan biri cehenneme atıldı, 70 sene geçti anca dibine indi. Şu anda cehennemin dibini boyladığı andır” buyurdu. O gürültüyü sahabe duyuyordu.

EN ÜSTÜNÜ GAYBA İMAN

Asr-ı Saadet’te de çok şeyler zuhur ediyordu. Evliya kerametlerini de okuyoruz. O günden bugüne gele gele bize kadar düştü. Şimdi hiç harikulade bir şey ortada kalmadı. Hepten gayba imana kaldık biz. Ama en üstün iman da gayba inanmaktır. Bizim imanımızı da sahabe kıskanıyordu. 

BİZİM DE TUTAR TARAFIMIZ VAR

İbn-i Mesud Hazretlerine “Ne kuvvetli imanınız var. Bu gözlerle Rasulullah’ı gördünüz. Cibril Emin geldi gördünüz. Neler gördünüz neler” dediler. O da “Biz de size imreniyoruz. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) “Ben kardeşlerimi özledim” buyurdu. Sizin onun kardeşlerisiniz. Onu görmeden iman ettiniz. Hiç kimse gayba imandan üstün imana sahip olamaz” dedi. Onun için bizim de bir tutar tarafımız var. Bunun da kıymetini bilmek lazım. 

TEMİZ KOKUYU KAYBETTİK

“Hocaefendi çok gıybetler oluyor. Bırak ortalığı koku sarmasını, adam arkasını döndüğünde ben çekiştiriyor, ben buradan bile koku falan duymuyorum” diyorsunuz. Alimler “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında bu koku çıkıyordu. Bizim günümüzde çıkmıyor. Çünkü bir adam deri imalathanesine girdiğinde kötü kokunun şiddetinden dolayı fazla duramaz. Ama orada çalışanlar durabilir. 

Çünkü onlar sürekli orada oldukları için o kokudan etkilenmez hale geliyorlar. Bizim zamanımızda da o kadar gıybet var ki her taraf koku. Gıybetsiz bir ortam bulunmadığından temiz kokuyu tamamen kaybetmişiz. Onun için bu koku normal geliyor” şeklinde beyan etmişler. 

NANKÖRLÜK ETMEMEK LAZIM

Mevlam bize imkân, fırsat, sıhhat, afiyet, bolluk vermişken bunun şükrünü ifa etmek lazım. 

Öbür müslüman ülkelerine bakıp şükretmemiz ve o kardeşlerimize de dua etmemiz gerekiyor.

İnsanlar perişan hallerdeyken, çok zor durumlardayken Allah-u Teâlâ bize çok imkânlar verdi. Doğu Türkistan’da 14 senedir oruç yasak. Teravih yasak, namaz yasak. Belki kendi evlerinde gizlice kılıyorlardır. Nasıl bir zorluk yahu! Bizde bolluk var ama camiler boş. Bizde de böyle bir rezillik var. 

Myanmar’ı görüyorsunuz. Adamları kesiyorlar, doğruyorlar. Filistin, Gazze açık hava hapishanesi. İsrail bütün camilerini yıktı, geçirdi. İkide bir bombalıyor. Perişanlık yani…

KEYFE KAÇMAYALIM

Suriye’yi görüyorsunuz. Bütün millet perişan. Çadırlarda muhacirler. İftar nasıl, sahuru nasıl, teravisi nasıl? Zor haller var. 

Bize Mevla bu kadar kolaylık, bu kadar imkân, bu kadar fırsat, sıhhat, afiyet, bolluk nimet vermişken bunun şükrünü ifa etmek lazım. Nankörlük etmemek lazım. Onun için de zevke, keyfe kaçmamak lazım. İbadeti artırmak lazım.  

AYET-İ KERİME

“Ey îmân edenler! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardığımız nîmetlerin iyilerinden (Allâh için) infâk edin. (Size verildiği takdirde) gözünüzü yummadan alamayacağınız (basit ve değersiz) şeyleri, hayır diye vermeye kalkışmayın! Allâh’ın müstağnî ve övülmeye lâyık olduğunu bilin!”  

(Bakara, 267)

HADİS-İ ŞERİF

“Veren el, alan elden üstündür.”

(Buhârî, Zekât, 18)

ALİMLERDEN ÖĞÜTLER

Ne mutlu dünyada alçak gönüllü kimselere; onlar kıyamet günü padişahlık tahtlarına sahip olurlar. (Hazreti İsa Aleyhisselam )

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi