Bu Gece Kadir Gecesi Olabilir
AYET-İ KERİME
Muhacirlerin ve Ensarın önce imana gelenlerinden ve Onların yolunda gidenlerden Allah razıdır. Onlar da Allah’tan razıdır. Allah, Onlar için Cennetler hazırladı. (Tevbe 100)
HADİS-İ ŞERİF
Allah-U Teâlâ, namazı, zekatı ve orucu farz ettiği gibi, Ebu Bekir’i, Ömer’i, Osman’ı ve Ali’yi sevmeyi de farz etti. Vesile
ALİMLERDEN ÖĞÜTLER
Yarın ahirete affım için güvenebileceğim ne amel, ne iyilik hiçbir şeyim mevcut değildir. Yalnız küfür timsaline duyduğum gayz (hiddet) ve buğz (sevmeme hissi) belki yeter.Seyyid Abdülhakim-i Arvasi
***
Kadir gecesinin aranması gereken zaman dilimlerinden biri de ramazanın 17. gecesidir. Bu gecenin faziletiyle ilgili Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)den birçok hadis-i şerif rivayet edilmiştir.
"Şüphesiz ki Allâh-u Teâlâ bu gecenin sabahında hak ile batılın arasını ayırmış ve şirkin önderlerini alçak kılmıştır."
Bu mübârek gece de, Kadir Gecesinin özellikle aranacağı önemli bir zaman dilimidir.
Nitekim İbni Mes’ûd (Radıyallahu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Onu ramazânın on yedinci gecesinde arayın.” (Ebû Dâvûd, Salat:321, No:1384, 1/440; Sa‛îd ibni Mansûr, no:996; İbni Ebî Şeybe, 2/514; Muhammed ibni Nasr, sh:108; Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, no:9074; İbni’l-Esîr, Câmi’u’l-usûl, 9/255; İbni Merdûyeh; Süyûtî, ed-Dürru’l-mensûr, 15/561)
FURKAN GÜNÜ
Zeyd ibni Erkam (Radıyallahu Anh)a Kadir Gecesi sorulduğunda:
“Şüphe etmeksizin ve inşallah deme lüzumu dahi hissetmeksizin diyorum ki; on yedinci gecedir, Kur’an’ın indiği gecededir.
Hakla batılın ayrıldığı o Furkan gününün, sabahında o iki ordunun buluştuğu günün gecesidir.” buyurmuştur. (İbni Ebî Şeybe, 3/76; Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr; Taberânî, el-Mu’cemu’l-evsat, no:5079; Beyhakî, Şu‛abu’l-îmân, no:3692; İbni Menî’; İbni Hacer, el-Metâlibü’l-âliye, no:1190; Heysemî, Mecma’u’z-zevâid:3/178; Ebu’ş-şeyh, Süyûtî, ed-Dürru’l-mensûr, 15/561)
İbni Mes’ûd, Ali ibni Ebî Tâlib, Hasen ibni Ali, Urve ibni Zübeyr, Ebû Bekr ibni Abdirrahman, âmir ibni Rabî’a, Zeyd ibni Erkam, Zeyd ibni Sabit ve Amr ibni Hureys (Radıyallahu Anhum) gibi birçok sahabeden nakledildiğine göre; Bedir muharebesi, ramazân-ı şerîfin on yedisine rastlayan cuma gününde vaki olmuştur.
ŞİRKİN ÖNDERLERİ
Allâh-u Teâlâ o günden bahsederken: “Eğer siz Allâh’a ve iki ordunun karşılaştığı günde; o (hakkı batıldan ayıran ve şirkin kökünü koparan) furkan gününde, kulumuz (Muhammed Mustafa)ya indirmiş olduğumuz şeye inanmış bulunduysanız!” (Enfâl Sûresi:41) buyurmuştur. Rivâyete göre; Zeyd ibni Sâbit (Radıyallahu Anh) on yedinci geceyi ihya ettiği kadar, ramazân-ı şerîfin hiçbir gecesini ibadetle geçirmezdi ve: “Şüphesiz ki Allâh-u Teâlâ bu gecenin sabahında hak ile batılın arasını ayırmış ve şirkin önderlerini alçak kılmıştır.” derdi.
İmam-ı Ahmed (Radıyallahu Anh) Kadir Gecesinin on yedinci gecede aranma görüşünü Medîne ehlinden nakletmiştir.
Mekke ehlinin, o gece hiç uyumadan ibadet ettikleri ve umre yaptıkları rivâyet edilmektedir.
Abdurrahman (Radıyallahu Anh)dan gelen rivâyetten anlaşıldığına göre on yedinci gece cuma gecesine denk geldiğinde, Bedir gecesine tamamen muvafık düşeceğinden dolayı, ihyası daha kuvvetle müstehap olur.
HİRA DAĞINDA ZUHUR ETTİ
İbni Sa’d (Radıyallahu Anh) mi’râc hadisesinin de ramazân-ı şerîfin on yedinci gecesinde vuku bulduğunu, Vâkıdî (Rahimehullâh) kanalıyla, onun meşâyıhinden nakletmiştir. Ebû Cafer Muhammed ibni Ali el-Bâkır (Radıyallahu Anhum)dan gelen rivâyete göre:
“Cibrîl (Aleyhisselam), ramazân-ı şerîfin on beş ve on altıncı gecelerine denk gelen cumartesi ve pazar geceleri Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e inmiş, sonra ramazân-ı şerîfin on yedisinde pazartesi günü, Allâh-u Teâlâ’nın elçiliğini getirmek üzere Hira Dağı’nda kendisine zuhur etmiştir.”
ÖZEL ÖNEMİ VAR
Bu nakle göre; Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in nübüvvetinin başlangıcı da ramazân-ı şerîfin on yedisinde gerçekleşmiştir.
Ebû Mûsâ el-Medînî (Radıyallahu Anh)ın tahrîc ettiği Câbir (Radıyallahu Anh) hadîsinde rivâyet edildiğine göre; Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hangi güne denk gelirse gelsin, ramazân-ı şerîfin on yedisinde Kuba mescidini ziyaret ederlerdi.
Bütün bu rivâyetlerden anlaşıldığı üzere; ramazân-ı şerîfin onyedinci gecesinin ve gününün özel bir önemi vardır.
ON DOKUZUNCU GECE
Bu mübarak gece de, Kadir Gecesinin aranacağı faziletli gecelerdendir. Nitekim Ebû Hureyre (Radıyallahu Anh) dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kadir gecesini on yedi ya da on dokuzda arayın.” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-evsat, no:1305; Heysemî, Mecma’u’z-zevâid, no:5043, 3/409) Âişe (Radıyallahu Anha)nın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:
“Ramazân-ı şerîfin on dokuzuncu gecesi olduğu zaman, Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ertesi gün oruç açıncaya kadar yatağa yanaşmaz (sürekli ibadetle meşgul olur)du.” (İbni Receb, Letâifü’l-me’ârif, sh:327)
Artık bize yakışan, Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)i örnek almak ve ona güzelce uymaktır.
RAMAZAN-I ŞERİF'TE UMRE
İbni Abbas (Radıyallahu Anhuma) şöyle rivayet etmiştir:Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) haccından dönünce, ensardan olan Üm-mü Sinân (Radıyallahu Anha)ya: “Senin haccına ne engel oldu.” diye sordu.
O, kocasını kastederek: “Felanın babası, onun iki hayvanı vardı, birinin üzerinde hac yaptı, diğeri ise bizim tarlamızı suluyor.” dedi.
Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: “(Madem benimle hac yapamadın,) şüphesiz ki ramazânda (yapılan) bir umre benimle birlikteki bir haccı öder.”, diğer bir rivâyette ise: “Benimle birlikte (yapılacak) bir hacca denk olur.” buyurdu. (Buhârî, Hac:26, no:1863, sh:327; Müslim, Hac:36, no:3038-3039, sh:531-532)
CUMA GÜNLERİ YASİN OKUMAK
Nebî (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:
“Her kim ramazân-ı şerîf ayının her cumasında Yâsîn Sûresi’ni okumaya devam ederse, Allâh-u Azze ve Celle onu iman takısıyla takılar ve vakar tacıyla taçlandırır.
Şahitlerin huzurunda (mahşer günü) bir münâdî:
‘İşte bu, Allâh-u Teâlâ’nın sana ramazân-ı şerîf ayında Yâsîn Sûresi’ni okumana karşılık sevabıdır.’ diye nida eder.”(İsmail Hakkı, Mecâlisü’l-va’z- ve’t-tezkîr, sh:110)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.