İstihbaratın Kahinleri!
Keş ‘rolündeki Mısırlı ünlü televizyon yorumcusu Tevfik Ukaşe zaman zaman kehanetlerde bulunuyor. İlginç olanı, tam isabet de tutturuyor. Son iki ay da bu kehanetleri doruk noktasına çıktı ve bu kehanetleri de büyük çapta tuttu. Daha doğrusu kasıtlı olarak kamuflaj unsuru olarak kullandığı saptırmaları dışındaki kehanetleri tam isabet tutuyor. Niye? Zira konuşmaları sızıntılardan ibaret. Online Wikileaks gibi konuşuyor. Kimliği faş olmaması için kasıtlı çarpıtmaları dışında büyük çapta istihbarat bilgilerine dayanıyor veya raporlarını aksettiriyor. Adeta istihbarat organlarının kulağı gibi ya da istihbaratçıları hüddamı (cinler aleminin insilere çalışan elemanları gibi) gibi çalıştırıyor. Yani kendisinden konuşmuyor önüne konulanları konuşuyor. Bundan dolayı da isabet ediyor. Bunu nasıl mı öğrendim? Tecrübe yoluyla. Daha doğrusu Mısırlı ekran dostumuz Hıdır Abdulmuti sayesinde. Sina olaylarından önce de Kuveyt’te Şiilerin devam ettikleri Sadık Camii’ndeki patlamayla alakalı olarak kehanette bulunmuştu. Bu konuya fazla muttali değilim. Lakin Başsavcı Hişam Berakat ve Sina olaylarıyla alakalı olarak söyledikleri yüzde 99 itibarıyla tuttu, doğru çıktı. Mısır için 40 günlük bir türbülans öngörüyor ve bu türbülans döneminde küçük timsahların suikastla ortadan kaldırılacaklarını varsayıyor. Lakin burada küçük bir saptırma ve karartma uyguladı. Yargı erki dışında basın veya ordudan üst kademlerden veya onun tabiriyle küçük timsahlardan bazıları suikasta kurban gideceklerdi. Lakin ısrarla bu suikast dalgasının yargı mensuplarını es geçeceğini, hedef almayacağını söylüyor (http://islammemo.cc/akhbar/locals-egypt/2015/07/01/252878.html). Halbuki, tam tersine suikast başsavcıyı hedef aldı. İşte işin püf noktası burada. Burada kasıtlı bir biçimde hedef saptırıyor. Aslında yargı mensuplarını hedef almayacağını söylemesi tam bir şaşırtmaca, dikkat dağıtma ifadesidir. Adeta yargı erki dışında kalan kesimlere yönelik suikast yapılacak demesi aksine kurbanın yargı erki içinden seçileceğini gösteriyor. Nitekim, zorlamalarla birlikte Hişam Birakat öldürülmüştür. İdamların hızlandırılması için yargı erkinin hedef alınması gerekiyordu. Şoförü Nasır Rıfat’ın da itirafıyla suikast girişimini turp gibi sağlam atlatan Hişam Berakat yoldan karşı karşıya geçerken bir çimento kamyonunun altında kalarak eziliyor. Hişam Berakat suikasttan kurtulsa da tertibin diğer aşamalarından kurtulamıyor!
Peki! Bu istihbarat bülbülü Tevfik Ukaşe kimdir? Firavunlar Kanalının kurucusu. Annesi Mısır’ın sayılı zenginleri arasında sayılıyor ve paraya kıyıyor oğlunu Avrupalarda okutuyor. Sonrasında da ona bakkal açar gibi bir televizyon kanalı açıyor. Yani nazlı büyütülmüş bir çocuk. O da kanallarda ‘keşlemesine’ yorumlar yapıyor. Konuşmalarını izleseniz, ekrana çıkmadan evvel bir avuç kenevir yuttuğunu sanırsınız. Ekranda hiç sınır tanımıyor. Ağzına geleni söylüyor. Sisi hakkında eşek merkep beygir güzellemelerinde bulunuyor. Ağzının endazesi yok. Lakin onun söyledikleri hakkında en küçük bir işlem yapılmıyor! Zira hatırlı kurumlarla ilişkili ( Mısırlılar siyadi/hükümran taraflar diyorlar), arkası sağlam. İstihbaratın gayri resmi sözcülerinden veya bülbüllerinden. Yoksa Mısır’da Sisi dokunulmazlık zırhına bürünmüş birisi. Dokunan yanıyor. Nitekim Sina’daki performansını yetersiz gören ve Sisi’ye veryansın eden Ahmet Mergani isimli futbolcu Sisi yüzünden işinden oldu. Peki! Sisi’ye her türlü hakareti yapan ‘eşek, beygir’ sıfatı takan Tevfik Ukaşe’ye niye en azından ekran yasağı getirilmiyor? Acaba onun eşek ifadelerini küheylan mı anlıyorlar? Bırakın hapsi boylamayı kesintisiz ulu orta konuşmaya devam ediyor. Zira konuşmuyor, konuşturuluyor. Adamın görevi bu. Mısır’da istihbarat kahinleri ve bülbülleri çok. Aralarında rol dağılımı yapmışlar. İbrahim İsa veya Tevfik Ukaşe en tanınanları. Bunlar sadece Sisi’nin canına okumuyorlar; Buhari’den giriyor Karadavi ve Ezher şeyhinden çıkıyorlar vesselam. Hiçbir sınırları, kutsalları yok. Mısırlıların ifadesiyle müherricler yani ekran palyaçoları. Kral soytarıları.
Yine de İbrahim İsa, Sisi’nin ekran ahbaplarından. Mikrofon tutma hizmeti ifa ediyor. Ama arada sırada tozunu da alıyor. Bunlar yeni nesil Ahmet Said’ler. Hem halkın gazını alıyorlar hem de danışıklı dövüş kabilinden Sisi’nin tozunu alarak Batı’ya Mısır’da basın özgürlüğü olduğu mesajını iletiyorlar. Çok yönlü çalışıyorlar. Tevik Ukaşe’nin keşlik halini gören insan şöyle söylemekten kendini alamaz: Delidir ne yapsa yeridir? Lakin deliye ekran hatta kanal tahsis edildiği Mısır’dan başka nerede görülmüş? Ahmet Musa gibi bu istihbarat bülbülleri veya kahinleri, ‘ Sina’ya ortadan kaldırın! Kan görmek istiyorum!’ diyorlar. Mısır’ın eski baltacı müftüsü Ali Cuma’a da kolluk kuvvetlerine ‘İhvan’a dolu dolu vurun’ demiyor muydu? Mısır’da ekranlar ve gazeteler bu bahsettiğimiz istihbarat kahinlerine veya keşlere emanet! Sisi’nin gözü arkada kalmasın!
Bazen zülfü yare dokunsalar da çoğunlukla efendilerini memnun ediyorlar. Yazımızın üslubunda seviye düştü ise Mısır’ın seviyesizliğini aksettirmesinden dolayıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.