Peygamberimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem’den:

“İki güzellik var ki onlardan daha üstün bir şey yoktur: 

Allah’a iman ve Müslümanlara faydalı olmak. 

İki kötülük var ki onlardan daha çirkin bir şey yoktur: 

Allah’a ortak koşmak ve Müslümanlara zararlı olmak.”

***

“Âlimlerle beraber olup onlarla oturup kalkınız. 

Hikmet sahiplerinin sözlerine kulak veriniz. Çünkü Allah Celle Celâlühû, ölü toprağı yağmur suyuyla yeşerttiği gibi ölü kalpleri de hikmet nuruyla diriltir.

“Bütün hataların kaynağı (gereksiz) dünya sevgisi, bütün fitnelerin sebebi ise zekât ve öşrü vermemektir.”

***

Hazreti Ebûbekir Sıddık Radıyallâhü anh Efendimiz’den:

“Azıksız (mânevî hazırlıksız) kabre giren, denize gemisiz girmiş gibidir.”

Rum sûresinin, “İnsanların kendi elleriyle yaptıkları/kazandıkları (günahlar) yüzünden, karada ve denizde fesat (maddî-mânevî bozulmalar, âfet ve felâketler) çıktı (çıkar)” meâlindeki 41. âyeti kerimesi hakkında şöyle buyurdular:

“Buradaki “el” kelimesiyle “dil”, deniz kelimesiyle de “kalb” kastedilmektedir. Dil, bozulduğu (kötü sözler söylediği) zaman insanlar üzülür/ağlar, kalpler bozulduğu zaman ise melekler ağlar.”

***

Hazreti Ömer Radıyallâhü anh Efendimiz’den:

“Dünyanın şerefi mal ile âhiretin şerefi ise sâlih (güzel) ameller iledir.”

***

Hazreti Osman Radıyallâhü anh Efendimiz’den:

“Dünya meseleleri için üzülmek kalbi karartır, âhiret düşüncesinden dolayı üzülmek ise kalbi nurlandırır.”

***

Hazreti Ali Radıyallâhü anh Efendimiz’den:    

“İlim yolunda olanın önünde cennet vardır, günah yolunda olanın önünde ise cehennem vardır.”

***

Yahya bin Muaz Radıyallâhü anh’tan:

“Şerefli kimse Allah’a isyan etmez; hikmet sahibi olan da dünyayı âhirete tercih etmez.”

***

Hazreti A’meş Radıyallâhü anh’tan: “Sermayesi (hedefi, düşüncesi) takvâ (Allah’ın emir ve yasaklarına dikkat etmek) olan kimsenin kârını anlatmaktan diller âcizdir.

Sermayesi (hedefi, düşüncesi) dünya malı biriktirmek olanın zararını anlatmaktan yine diller âcizdir.”

***

Süfyân-i Sevrî Rahmetüllâhi aleyhten:

“Şehvete bağlı günahların affı ümit edilir, fakat kibirden ileri gelen günahların affı ümit edilmez. Çünkü Âdem Aleyhisselam’ın zellesinin kaynağı şehvet, (Havva Vâlidemiz’in sözüne uymak) Şeytan’ın Allah’a isyanının kaynağı ise kibirdir.”

***

Zâhid bir zattan:

“Kim gülerek günah işlerse, muhakkak ki Allah (c.c.) onu ağlar halde cehenneme atar. Kim de ağlayarak Allah’a itaat ve ibâdet ederse, muhakkak ki Allah (c.c.) onu güler halde cennete koyar.”

***

*Hikmet sahibi bir zattan: 

“Allah’dan daha iyi bir dostu olduğunu düşünen kimse Allah’ı hakkıyla anlayamamış demektir. 
Nefsinden daha büyük bir düşmanı olduğunu düşünen kimse ise nefsinin nasıl büyük bir düşman olduğunu bilememektedir.”

“Küçük günahları hafife alma! Çünkü küçük günahlar çoğalarak büyük günah olur.”

Bu hususta Peygamberimiz de şöyle buyuruyor: “Küçük günahı işlemeye devam edildikçe o günah küçük olarak kalmaz, büyük günah için istiğfar edildikçe de o günah büyük günah olarak kalmaz.”

***

Âlimlerin sözlerinden:

“Ârif (Allah’ı lâyıkıyla bilen) kişinin ameli Allah’ın şânını övmek, yüceltmektir; zâhid (kendini ibâdete vermiş) olan kişinin ameli ise duâdır. 

Çünkü ârifin arzusu Allah, zâhidin isteği ise kendisidir.”

***

“Şehvet, hükümdarları köle, sabır da köleleri hükümdar yapar. Yusuf Aleyhisselam ile Züleyha hadisesini görmüyor musun?” 

***

“Aklı kumandan, nefsi esir olan kimseye müjdeler olsun.
Nefsi kumandan aklı esir olana da yazıklar olsun.”

***

“Günahtan uzak duran kimsenin kalbi yumuşar. Haramdan uzak duran ve helâl yiyen kimsenin ise düşüncesi berraklaşır.”

***

 “Akıl, Allah’ın razı olduğu şeyleri yapmakla ve gadaplandığı şeylerden kaçınmakla olgunlaşır.”

***

“Faziletli kimse için hiçbir yer gurbet sayılmaz. Câhilin ise vatanı yok demektir.”

***

 “İbâdetiyle Allah’a yakın olan kimse insanlar arasında garip kalır.”