Kapalı kapılar arkasında çevrilen tarihi bir oyundur bu...         

Hem de hiçbir zaman hesabını Büyük Şeytan’ın insanlığa vermeyeceği kanlısından. 

Bu Büyük Şeytan, Ortadoğu’daki zengin petrol yataklarını sömürebilmek için Kürtçülüğü sardı başımıza. Osmanlı’yı da talan ruhu aldı götürdü.

Şu anda Kuzey Irak Kürt Yönetimi...

Talan ruhunun direktifleri doğrultusunda ona hizmet etmek için kurulmuştur. 

Kim ne derse desin, Barzani birader ABD ile müttefiklerinin petrol bakanıdır.

Efendileri istemezse, Barzani kuş olsa bile uçamaz.

PKK da öyledir.

Sen “süreç” diyerekten günleri ayları kovala...

İmranlı’yı su yolu yap.

Örgüt silahı bırakacak diye bekle, rüyalara yat hepsi hikaye.

 Başından beri söylüyorum, PKK istese de istemezse de silah bırakamaz.

PKK’nın dümeni kimin elinde ise o, dur derse durur, yürü derse yürür...

O yüzden akıntıya karşı kürek çekmek yerine, koalisyon denilen ikiyüzlülerin ittifakına katılarak IŞİD denilen örgütle karşı karşıya neden gelmemiz gerektiğini bu şartlarda oturup sorgulamamız lazım. Öyle ya, sonuç nereye doğru gidiyor?

Koalisyon güçleri bizi IŞİD terörüne yönlendirirken PYD, Türkmenler ile Arapların topraklarını silah zoru ile gasp ediyor. Gasp üzerinden yürütülen bir Kürtçülük...

ABD İncirlik’i üs olarak kullanmak için istiyor (nitekim isteği de oldu), amacı PYD Kuzey Suriye’de Kürt devletini rahatça kurabilsin diye. 

IŞİD bahanesi ile yardımlar PYD’ye.

İncirlik için şart olarak “PYD terör örgütü” desek de sesimiz soluğumuz çok soluk çıkıyor. Dillendiriyoruz ama ayak diretemiyoruz... 

Sözüne hiç de güven olmayan müttefikimiz ABD, geçmişte hem Suriye hem de Kuzey Irak için aynı oyunları

oynamıştı. Türkiye bu oyunları bir türlü aşamıyor.

Şimdi de dış güvenliğimiz her an tehlikede derken kimseler kendine pay çıkarmasın. 

Lozan sonrası hep öyle oldu, dün de bugün de...

Asıl olan silah sanayimiz...

Artık söz değil silah konuşuyor... Rahmetli Erbakan Hoca’nın çırpındığı bu konu halledilmediği sürece çok büyük meblağlarla yapılan yatırımların hiçbir anlamı kalmıyor. 

Sonuçta bu dev yatırımların üzerine fırlatılacak birkaç füze her şeyi bitirir.

İşte komşumuz Suriye, işte Gazze...

Taş üstüne taş komadılar, tarihi bile yerle bir ettiler...

Şimdi Suriye ile Gazze’yi en azından eski hallerine getirebilmek için yıllar lazım, güç lazım, para pul lazım, silah lazım. Ortadoğu’nun petrol kuyularını eline geçiren emperyalist güçler geride sefaletten başka bir şey bırakmadılar. 

İslam alemi dağınıklığı yüzünden yıllardır sefilleri oynuyor...

IŞİD bir nevi temcit pilâvı, koalisyon güçlerine kayıtsız kaldığımızda hemen bu örgütü sürüyorlar önümüze. Hatta öyle ki IŞİD militanlarını takip etme işi de bize ait...

Geçmişte MOSSAD, şimdilerde CİA “falancıyı yakala” diye bir şifre gönderdiğinde İstihbaratımız seferber oluyor.

Kimse kıskıvrak yakalayıp teslim ediyoruz.

Yakaladıklarımızın bizimle alakası olamadığı için sonuçta ucu yine bize dokunuyor.

En azından hasım kazanıyoruz. 

Yıllarca bu devlet “terörle mücadele” diyerekten El Kaideci topladı, MOSSAD denilen istihbarata teslim etti. Şimdi de

IŞİD oyuncağını tutuşturuyorlar elimize... 

Biraz geri dursak ertesi gün bir yerleri bombalayıp IŞİD’e mal ediyorlar. 

“İşte görün, geri durursanız terör sizi böyle eder.”

Kurguyu kalleş taşlardan örmüşler...

Şimdi hep birlikte tarihe şahit   olacağız...

Tahsis ettiğimiz İncirlik’ten kalkan uçaklar kimi bombalayacaklar?