Ne Dışımız Kaygusuz, Ne İçimiz Rahat!
Layıkıyla îfâ edenlere erdem ve olgunluk kazandıran; sevgi, hoşgörü, sabır ve yardımlaşmanın en güzel örneklerini bizlere hatırlatan ve yaşatan bir Ramazan ayını daha tamamladık. Allah’a övgüler ve şükürler olsun Ramazan Bayramı’na eriştik. Her zamanki gibi, dünya Müslümanlarının önemli bir kısmı hüzün, kan ve gözyaşıyla Ramazan Bayramı’nı karşılıyor!
Doğu Türkistan’da, Patani’de, Mali’de Keşmir’de, Çeçenya’da, Filistin’de, Arakan’da, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Türkmen İlleri’nde insanlar gözyaşı, acı, zulüm ve baskı altında hayatta kalma mücadelesi veriyor... Tüm bunlar yaşanırken İslam dünyasının korkak omurgasız ve şahsiyetsiz duruşuysa zulmün kendisi kadar kabul edilemez ve acı verir boyutlara ulaşmış durumda! Batı Başkentleri gibi olan bitenleri “sadece” seyreden İslam dünyası, müthiş bir vebal altında yaman bir sınav vermeye devam ediyor!
Bu nedenle gönüllerimiz kırık bir halde ve tarif edilemez bir burukluk içindeyiz. Tüm barış, özgürlük, esenlik dileklerimiz ve dualarımız bayramları bayram gibi yaşayamayan bu kardeşlerimiz içindir…
Hani merhum Abdurrahim Karakoç ağabey “Ya bayramlar bayram olsun kurtulsun / Ya takvimler cayır cayır yırtılsın!” diyor ya bir şiirinde… Hani “Ne dışım kaygusuz, ne içim rahat” diyor ya… Dünyada ve ülkemizde olup biten olumsuzlulukları görmezden, duymazdan ve bilmezden gelemiyoruz; kutlu günlerimizde dahi ne içimiz ne de dışımız rahat değil.
Ülkemiz de zor günler geçiriyor… Henüz üzerinden bir asır geçmeden, burnumuzun dibinde, birilerinin iktidar ve çıkarları için haritalar yeniden şekillenirken, kan ve gözyaşları oluk oluk akıtılıyor!
Bir yanda yeni bir dünya kuruluyor, diğer yanda Türkiye bu dünyada hayatta ve ayakta kalma mücadelesi veriyor! Saflar yeniden belirleniyor ve yeni güvenlik mimarileri ülkemiz çevresinde hayata geçiriliyor. Türkiye ise bu yeni güvenlik mimari içerisinde bir sıçrama tahtası ve ileri karakolu olarak değil, kendi coğrafyasının ve Avrasya’nın merkez ülkesi olması için sarf edilmesi gereken çaba ve enerji, başka lüzumsuz alanlarda sarf ediliyor maalesef…
Bulanık suda balık avlamak isteyenler, suyu özenle bulandırmaya devam ediyor! “Kesin kararlı”, “tavizsiz” ve “mutlak caydırıcı” bir tavır sergileyerek mücadele edemediğimiz terör örgütü, 30 sene boyunca elde edemediklerini “Çözüm Süreci” adı verilen 3 yıllık sahte barış sürecinde elde etmeyi başardı! Gelinen aşamada terör örgütü ve terör sorunu hâlâ Türkiye’mizin bir numaralı sorunu olmaya devam ediyor! Eskiden sadece terörle uğraşıyorduk, bundan böyle hem terörle, hem de ağır hasar alan egemenlik haklarımızın tâdilatı ve himayesiyle uğraşacağız!
Hülasa
Bu ülkeye ve bu ülke insanına iyi bir gelecek bırakmak; anne ve babaların, mektepli ve mektepsiz öğretmenlerin en büyük hedefi… Her türlü korku ve endişelerden uzak, barış dolu bir gelecek tasavvuru herkesin hasretini çektiği bir şey… Eğer bir gelecek tasarlayacaksak, bu ancak bizzat hayat sebebimiz olan milli ve manevi değerlerimize öncelik tanımakla ve o değerlere olan boyun borcumuzu yerine getirmekle mümkün olacaktır. Bayramlar ise bu değerlerimizden sadece biridir… Cenab-ı Allah gerçek anlamda bayram ruhunu yakalayarak; sosyal, manevi ve duygusal açılardan bayramı bihakkın idrak etmeyi tüm Müslümanlara nasip etsin…
Bu duygu ve düşünceler içinde nice bayramları sıhhat, huzur, birlik ve beraberlik coşkusuyla idrak etmeyi Yüce Rabbimiz’den diliyorum. Okuyucularımızın, aziz milletimizin ve tüm din kardeşlerimizin Ramazan Bayramı’nı tekrar tebrik ediyor, en içten sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.