D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Tarzan Zor Durumda!

Tarzan Zor Durumda!

Hani seçim sırasında “bütün insanlık için demokrasi isteyen” eş başkandan söz ediyoruz...

İnsancıllık, hümanizma literatüründen, demokrasinin kavramlar sözlüğünden yüzlerce kelimeyi kullanarak “barış, demokrasi, insan hakları” tantanası yapabilirsin... Nereye kadar? 

Bir gün kaptan geminin karaya oturduğunu ilân eder, “deniz bitti!” der... 

KCK ateşkesi bitirdiğini açıkladı ya... Zırvanın tevile ihtiyacı var. Bakın tevile: “Yok, KCK tam da öyle demedi. Ateşkesi tamamen bitirmedi!” 

Zırvanın tevili bu kadar olur! 

Eş-tevilci devamında diyor ki, “askerî baraj, askerî yol yapılırsa bunlara müdahale edecek!”

Yahu komikliğin de bir haysiyeti var!

Yolun, barajın, havaalanının askerisi, sivili mi olur? Olur da şöyle olur: Bir yol yaparsınız, sivillere kapatırsınız, bir havaalanı inşa edersiniz, askerî üs olarak, bir baraj inşa edersiniz, ekonomik bir getirisi olmaz...

Var mı böyle bir şey? 

Bu bir şey değil, Tarzan’ı daha zor günler bekliyor!

“Seni seçtirdim, istediğim zaman ipini çekerim, gıkını çıkarmazsın!”

“Sen benim zırvalarımı tevile devam etmek zorundasın...”

Ardahan’da minibüs tararım, yaşlı bir vatandaşı katlederim, sen açıklama yaparsın: “Onu asker öldürdü!”

Ben aklıma eser tır yakarım, sen tevile devam edersin: “Gerilla gece çok üşümüş, devlet kömür tahsisi yapmadığı için ısınmak amacıyla tırları yakmışlar!”

Ben yol keserim, sen dersin ki, “halkın güvenliğini sağlamak için kontrol yapıyorlar”. 

Buradan anlaşılmıştır sanırım: KCK ateşkesi bitirdiğini güya Hükümet’e söylüyor. “Hükümet sana söylüyorum, Tarzan sen anla!” 

Meclis’te siyaset yapacak bir parti ne zaman güçlü olur? Gerçekten siyaset yaptığı zaman. Siyaset dışı unsurların zorlamalarına muhatap olmadığı zaman. Bir zamanlar CHP siyasetini ne zora sokardı? Askeri kesim bir tavır takınırdı, CHP ne yapacak? Ya bu tavra uygun siyaset yapacak, ki bu siyaseti zora sokar, ya da tevil yoluna gidecek, ayak sürüyecek. 

Bu tevillerin en babasını bir zamanların CHP başkanı, yakın zamanın en yaşlı Meclis başkanı Deniz Baykal yapmıştı. Hem de 28 Şubat’ta! SBF’de siyaset bilimi doçenti iken siyasete atlayan hazret literatüre “Silahlı Kuvvetler sivil toplum kuruluşudur” vecizesini eklemişti!

Bunların daha şiddetlisini HDP göğüslemek zorunda. 

Fakat bu siyasi akımın akıl ve mantık ilkelerine uyma sorunu var. Adamlar hükümet kurma çalışmaları sırasında Başbakan’ı genel demokrasi ilkelerini hatırlatıyorlar. Yani umuminin en umumisi... A, B, C!

Eee? D, E, F...

Mesela “barış istiyoruz” diyorlar, fakat savundukları blokta savaş için hareket halinde olan bir örgüt var! Başbakan siyasetin temel kuralını hatırlatıyor: “Silahlı unsurlarla alâkanızı kesin, terör örgütüne silah bırakma çağrısında bulunun!”

Cevap: “Bizim çağrımızla bıraksalar, her gün çağrı yaparız!”

Fiili çağrı yaparsanız, sonuç alınır. Açıklama şudur: “Terör örgütü ile hiçbir organik-inorganik, duygusal bağlantımız kalmamıştır. Sine-i millete rücu ediyoruz. Eğer örgüt silahlı mücadeleye devam ederse, devletin terör örgütüne karşı mücadelesini sonuna kadar destekleriz!”

Hadi Tarzan! Yap bu çağrıyı! Silah bıraksınlar bırakmasınlar, Türkiye partisi olursun ve millet de seni bağrına basar. 

Çek resti! Göster kendini!

Böyle bir babayiğit gören var mı? 

Gören insanlık namına haber versin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi