Bunca Nasihate Rağmen
TÜRKİYE Müslümanlarına nasihat ediliyor, öğütler veriliyor. Bu nasihatler:
1. ALLAHÜ TEALA’nın Kur’an’da yaptığı nasihatler, uyarılar, aydınlatmalardır.
2. RESULULLAH’ın (Salat ve selam olsun ona) yaptığı nasihatlerdir.
3. İSLAM’ın nasihatleridir.
4. Kur’anı, İslam’ı en iyi anlamış ve hayata uygulamış olan ilk üç kuşağın, SELEF-İ SÂLİHÎN’in nasihatleridir.
5. Her asrın başında zuhur etmiş MÜCEDDİT’lerin nasihatleridir.
6. Her devirde yaşamış rasih rabbanî muttaqi büyük ulemanın, fakihlerin, meşayihin nasihatleridir. Onlar Resulullah Efendimizin varisleri, vekilleri, halifeleridir.
7. İslam dünyasının kütüphaneleri, Müslümanların nicesinin evleri kurtarıcı, edebî saadete yönlendirici nasihat kitaplarıyla doludur.
8. Her gün beş kere minarelerde okunan ezanlar da bir tür nasihattir. Haydin namaza, haydin felaha diyerek mü’minler ibadete ve kurtuluşa çağrılmaktadır.
8. Çağdaş İslam dünyasında her yıl büyük sayıda din ve nasihat kitabı, broşürü yayınlanmaktadır.
9. Hal böyle iken bütün bu nasihatler gereken ve beklenen tesiri (etkiyi) göstermemekte, Müslümanlar silkinmemekte, birleşmemekte, Kur’an ve Sünnete sarılmamakta, Allah’ın emirlerini tutmamakta, yasaklarından uzak durmamakta, ahlaklarını düzeltmemekte, âhirete gereği gibi hazırlanmamakta, bin bir zafiyet ve güçsüzlük içinde düşmanlarının oyuncağı ve kurbanı olmaktadır..
10. Yapılan nasihatlerin büyük kısmı ahlak konusundadır ama İslam dünyasında büyük bir ahlak fesadı vardır. Bunca nasihate rağmen Müslümanlar ahlak konusunda kendilerini ıslah edememektedir.
11. Bu kadar nasihate rağmen Müslümanların ıslah olmamasının sebepleri nelerdir acaba?
12. Birincisi, bir buçuk milyarlık İslam aleminin paramparça oluşudur. Allah, Peygamber, Kur’an, İslam bize tek bir Ümmet olmayı emr ediyor ama hayatta, realitede böyle bir birlik yok. Müslümanlar bin parça olmuşlar.
13. Ümmet yok, Ümmetin başında râşid bir İmam-ı Kebir yok.
14. İslam’ın, imandan sonra ikinci temel şartı olan namaz Türkiye’de büyük ölçüde terk edilmiş, namaz kılanlar azınlığa düşmüş ve büyük sayıda insan şehvetlerine uyup azmıştır.
15. İslam ilim, irfan, medeniyet dinidir. Müslümanların çoğunluğu bu konuda İslam’ın ve çağın gerisinde kalmıştır.
16. Bu durumda öncelikle ne yapmak lazımdır?.. Yapılacak ilk iş, râşid âdil muttaqi muktedir tek bir İmam’a biat ve itaat etmektir.
17. Bu İmamın etrafında toplanarak tek bir Ümmet oluşturmaktır.
18. Böyle râşid bir İmam, ehliyetli kimselerle, vezirleriyle istişare ederek bir ıslah ve teşkilatlanma programı hazırlayacaktır.
19. Başta bir İmam olursa, mü’minler tek bir Ümmet oluşturursa nasihatlerin tesiri artacak, iyilik ve düzelme olacaktır.
20. Râşid İmam olmadan, Ümmet birliği ve teşkilatı olmadan, İslam’a ve çağın icaplarına uygun bir plan ve program yapılmadan; kurtuluş, necat, felah ve yükselme olmaz, Müslümanlar izzete kavuşmaz, iki yakaları bir araya gelmez.
21. İslam dünyası iki İmam kabul etmez. Meşru bir İmam seçilmişken, ona biat ve itaat edilmişken zuhur eden ikinci imamın Şer’-i şerif mucibince icabına bakılır.
22. Ümmet birliği, râşid bir İmama biat ve itaat konusunda muhlisen lillah hizmet eden şahıslar ve kuruluşlar tebrike, tahsine, teşekküre layıktır.
23. Önce Ümmet birliği ve râşid İmam… Bunlar olmazsa yeni camiler, minarelerdeki hoparlörler, şadırvarlardan akan sular, bazısı darphane gibi para kesen WC’ler, Ramazanlardaki susamlı pideler, tantanalı iftar ziyafetleri, kendi başına buyruk din baronlukları bir işe yaramaz. İlle de tek bir Ümmet, ille de râşid bir İmam’a biat ve itaat, ille de İslam’a ve çağın icaplarına uygun dört başı mâmur bir plan ve program dahilinde hizmet vermek…