Değişmeye Var mıyız?
Gazeteleri okuyoruz, internet haber sitelerine bakıyoruz, durmadan kavga, gürültü, cinnet getirme, cinsel taciz, küçük çocuklara tecavüz, fuhuş, seks rezaletleri, uyuşturucu âlemleri, aldatma ve boşanma haberleri işleniyor.
Sıkılıyoruz, tv. yi açıyoruz, yine cinsel taciz, tecavüz ve öldürme olaylarının mağdurları, yakınları, yorumcuları…
Öfke var, tehdit var, “asalım, keselim” diye sokak gösterileri var.
Bunlar boş laflar. Siz hiçbir şey yapamazsınız.
Yapamazsınız, çünkü o hakkınızı kaybettiniz.
Tekrar kazanamaz mısınız?
Kazanırsınız elbette, bu mümkündür, ama önce bu kafayı değiştireceksiniz.
Mesela iffetin iyi olduğuna iman edeceksiniz.
İster yıldız(!), ister sanatçı, ister sosyete, ister zengin, ister fakir, ister siyasetçi veya idareci, kim yaparsa yapsın, kadın da olsa, erkek de olsa zinanın, fuhşun ayıp, rezalet, kepazelik ve haram olduğunu kabulleneceksiniz.
Bütün bu değerleri aşağılayarak ayakları altında çiğneyen, hayatlarında ilahî, semavî hiçbir değer bırakmayan ve bununla da “laiklik” veya “sekülerizm” diye övünen batılıları taklitten vazgeçeceksiniz.
Kendi dininize ve medeniyetinize tekrar döneceksiniz.
Okullarda din ve ahlak öğretimine karşı çıkmayacaksınız. En azından isteyen veliler ve öğrencilerin taleplerini istedikleri oranda karşılayacaksınız.
Din eğitimi veren İmam Hatip Liselerine ve İlahiyat eğitimine destek vereceksiniz.
Hatta karma eğitimi istemeyeceksiniz.
Halkın iradesini berhava eden darbelere karşı çıkacaksınız. Hatta kimden gelirse gelsin ve çeşidi ne olursa olsun, bütün darbelere karşı çıkacaksınız.
Var mısınız?
Cesaretiniz, yüreğiniz, maneviyatınız var mı bunu istemeye?
“Var” dediğinizde içeriden ve dışarıdan kopan gürültüleri göğüslemeye?
Yoksa, saf saf “eskiden böyle şeyler olmazdı” diye saçmalamaktan vazgeçeceksiniz. Bilakis “eskiden neden olmazdı?” sorusunu soracak ve cevabını arayacaksınız.
Cevabını aramakta yardımcı olalım ister misiniz?
Eskiden Müslümandık.
“Şimdi kafir miyiz?” diye efelenmenin âlemi yok, tıpkı anlamı da olmadığı gibi.
Kendimize soralım, “hayatımızda İslam ne kadar var? Hangi davranışı İslam istediği için yaptık?”
Yoksa yukarıdakilere benzer haberleri, kendi yavrularınızı da düşünerek içiniz yırtıla yırtıla okumaya devam edeceksiniz.
Allah korusun!
Daha beter bir ayıbı da söyleyelim yeri gelmişken. O da şudur: Hem Allah Teâlâ’nın bütün nimetlerini ye, hem de hiçbir istediğini yapma, sonra kendi ihmallerin yüzünden başına bir felaket gelince Allah Teâlâ’ya kafa tut; “Allahım neydi benim günahım?” diyerek.
Hangi birini sayalım ki…
İstersen sen düşün ve değerlendir; Allah Teâlâ’ya kaç kuruşluk kulluğun var?
Cevabı kalbin ve vicdanın versin, bize söylemen gerekmez…