OKUYUCU MEKTUBU
Bir değerli okuyucumun yayınlanmak üzere gönderdiği, duygu yüklü 33 kıta şiiri, köşemde sizlerle paylaşıyorum. Anlamlı mesajlar umarım faydalı olur.
İHVÂNIN NİYÂZI
Ümitlerini yitiren bir kişi, bu dünyada huzurla yaşar mı acep?
Umut dalları kuruyan kimse, derdinin çaresine bakar mı acep?
Çarkı felek dönüyor gündüz ve gece, olan hâdiseler sanki bilmece,
Her şeyi düşününce yerli yerince, hakikat güneşi doğmaz mı acep?
Anlatacaklarım hepimizin kıssası, vardır herkesin alacak hissesi,
Her dereceden ihvan taifesi, bundan bir ders alır mı acep?
Elimizden tuttu bir mübarek pir, üfürdü ruhumuza bir ulvî sır,
Geçti günlerimiz cihatla bir bir, o günler tekrar döner mi acep?
Tanımazken birbirimizi, kardeş olduk, aşk, şevk ve ihlasla dolduk,
Hak davanın hizmetine daldık, sonunda fütuhat olmaz mı acep?
Her tarafta esti bâd-ı hidâyet, canlanıp hayat buldu fikr-i diyanet,
Örnek oldu herkese asr-ı saadet, beşeriyet bir daha gülmez mi acep?
Sonra bir rüzgar esti semti-hilâftan, gemiyi teslim aldı yeni bir kaptan,
Bir çoklarını attı kudsî kapıdan, bu, insana vermez mi acep?
Yeniden bir kadro düzüldü, bazılarının defteri dürüldü,
Çok yanlış işler görüldü, bu bir felâket değil mi acep?
Bazı kimseler! devreye girdi, ulvî duygular yere serildi,
Verilen emekler ziyan edildi, yıkılanlar yerine gelir mi acep?
Cihadı birbiriyle yapanlar olduk, kardeş iken düşmen taraflar olduk,
Birbirimize kin ve gayzla dolduk, yeniden muhabbet doğar mı acep?
"Gerçek İslam" kitapta kaldı! gerçekle, "yaşanan" oldu farklı,
Çoğumuzun duyguları gönülde saklı, dışımız içimize uyar mı acep?
Diyaneti, siyasete feda ettik, itibarımızı boşa heba ettik,
Dava kardeşimize cefa ettik, nedâmet duygumuz doğar mı acep?
Vazifemiz, Ümmeti irşat ve hizmet,- şiârımız, islah, muhabbet ve vahdet,
Ehli küfre, gayz ve hiddet yerine, din kardeşine adâvet olur mu acep?
Eskiden sadece "Biz" vardı, şimdi ayrılık ateşi sardı,
Bir bak, dışlanmayan kim kaldı? Bu ateş bir gün söner mi acep?
Artık "Biz" Biz değil, FALANCA! yız, birbirimize kardeş değil YABANCI! yız,
Birbirini hedef almış TABANCA! yız. Bu ayrılık vuslata döner mi acep?
Sakın ha tefrikaya düşmeyin, kitap ve sünnetten zerre şaşmayın,
"Keramet davasıyla! haddi aşmayın" vasiyeti hatıra gelir mi acep?
Dinimizde "VEFA" çok önemli, davaya hizmette nice kıdemli,
Onları attık! Sanki veremli! bu, bid'at-ı seyyie değil mi acep?
Resûlümüz buyurur yayın selamı, buğz etmeyin, kin tutmayın, deyin kelâmı,
Nefsin hevâsını değil, yaşa İslam'ı, Bizim yaşadığımız İslam bu mudur acep?
Mescidi men eden en büyük zâlim, zikirden men etmek şeytanî tâ'lim,
Çıkıp ta ortaya bir AKL-I SELİM, "Yahu, nereye gidiyoruz?" der mi acep?
İsyan eden yok, bayrak açan yok, etrafa nifak tohumu saçan yok,
Doğruya, doğru yola eğri bakan yok. Hıyanetle suçlamak câiz mi acep?
Eğri ile doğru bir sayılmaz, mazlum olana tekme vurulmaz,
Yanlış metotla hedefe varılmaz. Mazlumun ahı çıkmaz mı acep?
Mezhebimiz: "Mezheb-i İmam'ı-Â'zam"dır, yolumuz:"Tarik-ı Sıddık-ı Azamdır,
Hamdolsun! Allah'a muhabbetimiz tamdır. Bu ihvana buğz etmek olur mu acep?
İlm-i Fıkhı, Şeriatı şaşırdık, KERAHAT VAKTİ durup cenaze namazı kıldık,
Ana tabutunu evlattan kaçırdık. Bu kadar şaşkınlık!!! olur mu acep?
Sonra, bütün fatura Pîran'a kesildi! "Bunu bize onlar yaptırıyor" denildi,
Zira kendileri "hatasız Kişilerdi"!!! Bundan büyük hata olur mu acep?
İhvanın çoğu şaşırdı kaldı, hatayı-sevabı çözmeye daldı,
Onlara göre; bunda, bir hikmet!!! vardı. Yanlışta hikmet olur mu acep?
İlmiye sınıfı, durmaz bocalar, yağcılığa soyundu yaşlı kocalar!
Yalaka kesildi meşhur hocalar! Kurtuluş çaresi bu mudur acep?
Yanlışlara derhal fetvâ verdiler, kardeşler arasını gerip gerdiler,
Bunun da adına; "İTAAT" dediler. Dinde itaat bu mudur acep?
Müslüman "işleri" dine sormalı, güçlüye değil, dine uymalı,
Yanlışlara vakarla tavır koymalı. Şeriat, tarikat bu değil mi acep?
Niçinleri, nedenleri durmaz sorarım, kötü duyguları kalpten kovarım,
İyilikleri yaşamaya hayal kurarım. Hayaller! hayata geçer mi acep?
İsterim, zikir için cennet riyazında, diz dize otursam ihvanımla,
"Hacegân" iklim sofrasında, ruhumun açlığı gider mi acep?
Eriyerek "Ma'iyyet Potasında", otursam sohbet sofrasında,
Fuyûzat tecelli sonrasında, gönlümüzün pası silinir mi acep?
Yeniden tedris için otursam, talebe-i ulûmla halaka kursam,
Destur deyip huzura dursam, hasret ateşimiz söner mi acep?
Bütün bu çile ve badireden sonra, bitecek BU KÖTÜ RÜYA!
Yeşerecek umutlar üfürülmeden SÛR'a, HAYALLER HAKİKAT OLACAK ELBET.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.