Yüzyılın Türk Şairleri Antolojisi
Yüzyılın Türk Şairleri Antolojisi, 2015 yılının en önemli kültür sanat hareketliliklerinden birisidir. Kanaatim odur ki önümüzdeki yıllarda bütün dünya dillerine çevirileri gerçekleştiğinde, proje kapsamında yer alan şairlerden yaşayanların şehirlerde ve ülkelerde kültürümüz, sanatımız ve şiirimiz adına gerçekleştirecekleri etkinlikler görüldükçe değeri daha da artacaktır. Bu gün sahip çıkmayan kurum ve kuruluşların yarın neden bu projenin bir yanında biz yoktuk demelerinin o gün için artık bir anlamı olmayacaktır. Hayırlı, kadim ve kalıcı işler yapmak herkese nasip olmaz. Projenin giderek derinlik kazanacağını biliyor ve görüyorum. Vakti gelince güneş doğuyor, vakti gelince dökülüyor yapraklar…
Özellikle Türk şiiri üzerinde bir seçki hazırlamak, şairleri incitmeden seçmek, unutulmaması gerekenleri asla unutmamak gibi bir yanı olsa da her eylemde var olan eksik ve aksaklıkların bu tür çalışmalarda da var olduğu kabul edilir. Antoloji, hazırlayanlar bunu bilerek yola çıkarlar. Kadı kızında da eksik, hata vardır denilir ve geçilir. Asıl söylemek istediğim husus şudur; bu antolojiyi diğerlerinden ayıran en belirgin özelliği seçkisi yapılan eserin Osmanlı Türkçesi ile birlikte ön gösteriminin (galasının) yapılmış olmasıdır. İlk kez Cumhuriyet döneminde bir eser okuyucunun, kitapseverlerin, şairlerin, edebiyatçıların, kurum ve kuruluşların eline Osmanlıcası ayrı bir kitap, Türkçesi ayrı bir kitap halinde takdim edilmiş olmasıdır. Sekiz on dile çevrildiğinde yan yana farklı dillerde on kitap halinde duruşu bile, dünya insanlığı için Türk şiirinin ve şairlerinin köklü bir kültür geleneğiyle var olduklarını ifade etmiş olacaktır. Şimdi bize düşen, hem divan şairlerini hem sonraki dönemleri yani Cumhuriyet dönemi şairlerini ve şiir alanındaki şiir felsefesini (poetik düşünceyi) yeterince yansıtabilmektir. Her zaman ilklerin zor olduğu ama bir çığır açarak geleceğe imza koydukları da bilinir. Kitap Unesco’nun kabul ettiği bütün dillere çevrileceği belirtilmiş olsa da büyük ihtimalle bütün dünya dillerine çevrilmesi gerçekleşecektir.
Böylece Türk Şiiri ve Şairleri dünya edebiyatına ilk kez bu kadar güçlü bir antolojiyle takdim edilecektir. Proje sahibi Rukiye Aydın, hece şiirleri yazıyor, dünü ve bu günü biliyor ve şiirin içinde yürüyor, şiirde iddialı duruyor. Proje sahibi ve koordinatörü olarak şöyle söylüyor;
“Siz, şiirin koridorlarında dolaşırken bir ışık sızar yolunuza. Siz o ışığa sımsıkı tutunur, ince ince sızışına bakmadan, metanetin rengini tanır gibi, sabrın sularında yıkanır gibi yaklaşırsınız usul usul. Yaklaştıkça fark edersiniz bir membaa yürüdüğünüzü… Uzanıp dokunduğunuz an benliğinizi kaplayan efsun çoktan sizi aşıp kitlelere ulaşmıştır.
“Meğer asıl mesele, hayal denilen o ışığa tutunmakmış”
Yüzyılın Türk Şairleri, yaklaşık iki yıl önce Türkiye’yi temsilen yurtdışına giden şairlerin yurtdışı izlenimlerini aktarmaları esnasında yönelttiğim bir soruyla başladı: “Yurtdışında Türk Şairi ve Şiiri nedir?”
Hepsinden aldığım yanıt: “Yurtdışında Türk Şiiri, Şairi yok!”
Üçüncü konuşmacıdan aldığım yanıt sonrası, uzaklarda bir yerde, devasa bir tepede, yurtdışı dedikleri yerde, “Bizim bir Yahya Kemal’imiz, bizim bir Necip Fazıl’ımız, bizim! Bizim! Bizim!” derken bulmuştum kendimi.
Ufkuma doğan ışığın efsununa gönüllü kapılmış, çırpınan yüreğimi projenin danışma ve yürütme kurulunda yer alan kıymetli isimlerin yanında sakinleşirken görmüştüm.
Uzunca bir fikir sürecinden sonra Danışma Kurulu yönetiminde Yüzyılın Türk Şairlerinden oluşan bir antoloji hazırlandı.
Bu antoloji Unesco’nun belirlediği dillere çevirisi yapılarak ilgili ülkelerde tanıtılacaktı. Farklı dillere çeviri hazırlıkları başlayan antolojinin, Osmanlı Türkçesi ile Yüzyılın Türk Şairleri Gala programımızı idrak ettik. Özellikle şehir dışından gelen Şairlerimizin yerlerine intikal haberinden sonra derin bir nefes aldık. Bizi şiirin ummanına gark edip Yüzyılın Türk Şairlerinde yerini alan, davetimize icabet edip çalışmamızı anlamlandıran, Yavuz Bülent Bakiler, Bahattin Karakoç, Mehmet Ragıp Karcı, Mustafa Özçelik, Recep Garip, Mehmet Aycı, Arif Ay, Alim Yıldız, Talip Işık, Nurettin Durman, Refik Durbaş, Ali Ayçil, İbrahim Demirci, Nurullah Genç, İbrahim Eryiğit, Mevlana İdris Zengin, Hayriye Ünal, Şaban Abak, Cumali Ünaldı, Ali Günvar, hocama iştirak ettikleri için teşekkür ediyor kalbi selam ve saygılarımı sunuyorum. Proje danışma ve yürütme kurulundan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, Yazarlar Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Dr. İbrahim Demirci, Mehmet Atilla Maraş hocama, Programımızın onur konuğu Rasim Özdenören üstadıma ayrıca teşekkür ediyorum. Antolojinin Farsça çevirisi tamamlandı. Kısmet olursa Tahran programına hazırlanıyoruz. İngilizce ise henüz yarıda… Belgesel ve TV Programı hazırlıklarımız sürüyor. TV Programı, Yüzyılın Türk Şiirinin Üniversite Gençliği ile konuşulup tartışılacağı bir program olacak. Belgesel yine belirtilen dillere çevirisi yapılarak dünya televizyonlarında yayımlanması sağlanacak.”
Program Mayıs 2015 de gerçekleştirilmiş, üzerinden dört aya ulaşılmış ve gündem, Türkiye’deki gündemlerle her yeni günde yeni gündemlerle sürmekteydi. Şiirin ve şairin varlığı, kadim kültürümüzün vaz geçilmez ana unsurlarından biridir. Dolayısıyla şiiri ihmal etmek demek, hayatı ihmal etmek demektir. Şiirin ihmali, toplumsal hafızanın zayıflaması demektir. Bizde şiir, hayatın bütünüdür. Hiçbir yönünü ayırt etmeden varlığını hem içten içe, hem de dıştan topluma doğru büyütür, büyüleyici, tılsımlayıcı yönüyle gönle inşirah verir.
Ön gösterimin yani tanıtımın başkentte yapılmış olmasının mutlak büyüklüğü ve önemi üzerinde durmak gereklidir. Yine bu gösterimde katılımcılara ve konuk şair ve edebiyatçılara hem Türkçesinin hem de Osmanlı Türkçesinin hediye edilmiş olması da önem arz ediyor. Şimdilerde Farsça çevirisinin tamamlandığını biliyorum. Arapça çevirisi sürüyor. Sırada, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca çevirileri devreye gireceği söylendi. Genel Koordinatör R. Malik Madra’nın ifade ettiği bilgiler bana projeye aslında Kültür ve Turizm Bakanlığının, Milli Eğitim Bakanlığının, Dış İşleri Bakanlığının, Başbakanlığın, TRT. Genel Müdürlüğü’nün konuyla birebir ilgilenmesi gerektiğinde yarar olduğu kanaati hâkim. Yine proje kapsamında Büyükşehirlerde hem kitap tanıtım günleri, hem Türk şiirinin içinde bulunduğu durum ve şairler ekseninde dinletilerle söyleşiler gerçekleştirileceği ifade edildi.
Şiirin bizdeki kıymeti, hikmet taşıyıcısı olmasındadır. Şiir, toplumun dili, kalbi ve gönlüdür. Duyan kulağı, hisseden yüreğidir. Danışma ve Yürütme Kurulu: Prof. Dr. Ramazan Kaplan. Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Dr. İbrahim Demirci, Mehmet Atilla Maraş, Rukiye Aydın ve Talip Işık’tan oluşuyor.
Bu antolojiye devlet erkânı ilgi göstermelidir. Üniversite kütüphanelerine, Devlet kütüphanelerine, Bakanlıklara alınmalı, Yunus Emre Enstitüsü Başkanlığı ile T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı –TİKA, mutlak surette işin sahiplerinden olmalıdır.
Mavi Çizgi Ajans’ın tasarımlarıyla gerçekleşmiş olan bu projenin bu güne gelmesinde, Bartın Üniversitesi, Keçiören ve Çankırı Belediyeleri varlığına teşekkür gerekiyor. Katkıları büyük ve önemlidir. Kıymetli ressam dostumuz Uğur Polat, Osmanlı Türkçesi redakte, Hayati İnanç’a, Türkçe redakte Umut Erdoğan ve Emrah Gökçe’ye yine Osmanlı Türkçesine aktaran Emrah Gökçe ile Mehmet Şahin’e de müteşekkir olmak gereklidir. Dizgi ve tasarımda Gökhan Çakır’ın katkıları da unutulmayacaktır.
Yüzyılın Türk Şairleri Antolojisi’ne emeği geçen bütün şairlere, ekibe, kültürümüz, sanatımız, edebiyatımız ve şiirimiz adına proje sahibi ve koordinatörlerine teşekkür ediyorum.
Hayırlar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.