Türkiye Nereye Gidiyor?
TÜRKİYE nereye gidiyor? Bu sorunun cevapları bendenizce şunlardır:
1- Türkiye’de resmî ideoloji zayıflıyor. Türkiye resmî ideolojisiz bir ülke ve devlet haline geliyor. Bu, hayırlı bir gelişmedir. Türkiye büyük bir yükten, kamburdan kurtulmaktadır.
2- ABD, AB, İsrail, başka güçler Türkiye’yi parçalamak istiyor. Türkiye, bütünlüğünü korumak için direniyor, kendini savunuyor. İnşaallah parçalanmayacak, bölünmeyecektir.
3- Şu anda Türkiye’de küçük çapta bir savaş başlamıştır. Bu bir Türk-Kürt savaşı değil, bir Kriptolar savaşıdır.
4- Dış düşmanlarımız ve onların içteki destekçileri bir iç savaşı körüklüyor, Allah onlara başarı vermesin.
5- Dıştaki ve içteki bazı derin güçler yıllardan beri Türkiye’nin iç barışını ve sosyal mutabakatını yıkmak, halkı birbirine düşman cephelere ayırıp çarpıştırmak için çalışıyor. Bu kötü emellerin gerçekleşmemesini niyaz ederim.
6- Türkiye Sünnî bir İslam ülkesidir. Birtakım derin güçler Sünnî İslamlığın içini boşaltmak, onun yerine light ve ılımlı, seküler, suya sabuna dokunmaz, bir hümanizma veya ideoloji şeklini almış yeni bir İslam getirmek istiyor. Bu plan ve proje başarılı olursa, kimlik kaybı dolayısıyla Türkiye’nin sağlıklı ve dengeli şekilde ayakta durması zordur.
7- Bir milyon öğretmeni olan (gayr-i) millî eğitim sistemi, resmî ideolojinin sultasındadır ve devleti, ülkeyi, halkı kurtaracak ve yükseltecek vasıflı nesiller yetiştirememektedir. Millî kimliğe, millî kültüre, insan haklarına hizmet edecek çağ seviyesinde bir eğitim sistemine geçilmedikçe Türkiye’nin geleceği karanlıktır.
8- Nüfusun yarısını oluşturan kadınların ve kızların büyük kısmının durumları parlak değildir.
9- Bugünkü büyük medya ıslah edilmedikçe Türkiye’nin düzelmesi mümkün olmaz. Medya yüksek kültürün, ahlakın, faziletin, vatanseverliğin, bilgeliğin ışığında seviyeli ve âdilâne yayın yapmalı ve hizmet vermelidir. Medya kesinlikle müstehcen yayınlar, yıkıcılık yapmamalıdır. Medya üzerindeki Dönmeler, Kriptolar, Bozguncular saltanatına son verilmelidir.
10- Türkiye’nin bugünkü uluslararası şeffaflık, temizlik ve ahlak notu çok düşüktür. Bu not, 10 üzerinden en az 7’ye ve birkaç sene içinde 8’e, 9’a çıkartılmadıkça ülke krizlerden, sarsıntılardan kurtulmaz.
11- Ülkenin önündeki en büyük tehdit, beklenen büyük İstanbul depremidir. Bu konuda gereken tedbirler alınmamıştır. Aksine İstanbul aşırı şekilde büyütülmüştür. Böyle bir deprem Türkiye’nin sonu olabilir. İstanbul’un nüfusu otuz milyonu geçmiştir. Seksen milyonluk geniş bir ülkenin böyle dev bir şehirle dengesini koruması mümkün değildir.
12- Türkiye’nin kültür seviyesi, nâdir istisnalar dışında düşmekte, gerilemektedir. Bu mâkûs gidiş mutlaka önlenmelidir. Bu konuda uzman, ehliyetli, liyakatli kişilerden raporlar alınmalı, işe yarar plan ve projeler hazırlanmalı ve somut neticelere ulaştıracak çareler ve çözümler en kısa zamanda hayata geçirilmelidir.
13- Yakın tarihlerde dünyanın sayılı tahıl ambarlarından biri olan ülkemiz, şu anda her yıl dışarıdan üç milyon küsur ton kalitesiz buğday ithal etmek zorundadır. Türkiye ekmeklik buğdayını kendisi üretmezse, hiçbir zaman güvende olamaz.
14- Türkiye’nin, bugünkü hukuk sistemi (daha doğrusu sistemsizliği) ve hal-i hazırdaki yargı kurumu ile düze çıkabileceğini iddia etmek ucuz bir edebiyattan öteye geçemez. Hukuk ve yargı elbiselerimiz millî yapımıza, vücudumuza uygun değildir. Anayasa çağdışı askerî bir anayasadır, Medenî Kanun aileyi, Ceza Kanunu toplumu yıkmaktadır. Milli, yerli bir hukuka geçmedikçe ve yargı ıslah edilmedikçe adalet sağlanamaz, adalet olmayınca da krizler ve fesatlar bitmez ve ülke kurtulup yücelmez.