Hiç olmazsa ileride “ne olur ne olmazı” düşünerek tedbirli davranmalı. PKK’yı başımıza sardıkları yetmedi, bir de DAEŞ (IŞİD) terör örgütünü sarmalamaya çalışıyorlar. Bu konunun tabi ki yetkilisi değilim, ancak devleti ve onun geleceğini az çok kavradığımızdan perşembenin gelişini çarşambadan anlamakta zorluk çekmiyoruz.

Bu devlet kararlılığını sürdürdüğü takdirde PKK denilen örgütün çok yakın zamanda üstesinden geleceğini söyleyebilirim. Şimdiki gelişmeler de buna işaret ediyor.

Ancak, Siyonizm Ortadoğu’yu kendi haline bırakmak niyetinde değildir.

Hele de Son Kale Türkiye üzerinde büyük oyunları, hileleri vardır.

Doğu cephesi dediğimiz PKK’nın işi bittiği takdirde Güney cephesi hazırdır. 

Burada Kürtçülüğü simgeleyen bir koridorun açılması Vaat Edilmiş Topraklarla alakalıdır. İsrail, Osmanlı tokadı yemediği sürece kolayına bu işin yakasını bırakmaz.

O bakımdan en çok dikkat ettikleri husus, bölgede halkların yakınlaşmasıdır. 

Suriye’nin bugünkü hali buna işarettir. Nerdeyse halklar birleşiyordu. Vize olayının kalkmasıyla iki tarafın kucaklaşması tarihi bir hasretin giderilmesi halini almışken, Suriye tanınmayacak hale geldi. Göçleri de bize yıktılar.

Suriye artık eski Suriye olmaz.

Üçe bölünme tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Güvenlik Bölgesi De Neyin Nesi?

Suriye’nin kuzeyinde bir güvenlik Bölge kısa mesafede ülke yararına olsa da, ileride bu şeridin Suriye ile Türkiye’nin bir arya gelmemesi için adeta Çin Seddi şeklinde kullanılabileceğini de düşünmek zorundayız.

Hem o ihtimal, hem de her an ikinci yüzlerini devreye sokmaya müsait koalisyon güçleri ile yapmış olduğumuz DAEŞ karşıtı saldırılar ileride bizi tek başımıza bırakabilir.

Bu coğrafyada ne ABD’nin ne de İngiliz’in kaybedeceği beş kuruşu yok.

Özgür Suriye Ordusu denilen yapılanmanın PYD ile yapmış olduğu gizli anlaşmalar da hayra alamet değil. Şu anda onlar da Kürt devletinden yana…

Bu bakımdan, güvenlik bölgesine Özgür Suriye Ordusu’nun yerleştirilmesi de bizim için ayrı bir sorun. PYD Türkiye’nin güneyinde ikinci bir PKK tehlikesidir.

Hatta fazlası da var.

İleride Özgür Suriye Ordusu ile bize karşı durmayacakları ne malum!

ABD, Kuzey Suriye’yi kendi boyunduruğuna almak için bizim hava limanlarımızı kullanıyor. Karşıdan gelecek saldırılar da koalisyon güçlerine değil bize gelecek. 

Desteklemekte olduğumuz Özgür Suriye Ordusu’nun da ne olduğu, ileride neler yapacağı meçhul. Hangi ideolojide olduğunu, Suriye halkına neler getireceğini bilmiyoruz.

İşte Libya örneğinde gördük, 

Kaddafi’ye karşı desteklediğimiz güçler şimdi bizi Libya’ya sokmuyorlar. 

Libya’nın harap olması Türkiye ekonomisine (özellikle inşaat sektörüne) büyük bir darbedir. Libya devletinden sonra kaybeden biz olduk.

Sütten Dili Yanan Yoğurdu Üfleyerek İçmeli

Bence iki şeyi çok iyi hesap etmek lazım. Birincisi bu DAEŞ meselesini, ikincisi güneyde Güvenlik Bölgesi denilen uzantının geleceğini.

Bu bölge ileride kanlı bir oyunun sahnesi olabilir.

DAEŞ, şu anda Türkiye ile uğraşmıyor. Yani bizim açımızdan yakın bir tehlike değil. Ne var ki ABD ile Siyonist güçler sürekli bizi bu örgütle kapıştırmaya çalışıyorlar.

ABD ile müttefikleri açıktan olmazsa da el altından Esed’i destekliyor.

Şimdilik onun zevalini istemiyorlar.

Bilmek zorundayız, bu bir sömürü oyunudur.

Ortadoğu’da ayakta kalan tek devlet, Türkiye’yi hem içteki ittihatçı benzer çeteleri ile hem de dıştaki örgütlerle uğraştırmak suretiyle dize getirmek istiyorlar.

O bakımdan operasyon deyince on adım geri durmalıyız.