Bana Şiiler Terör Yapıyor Dedirtemezsiniz!
1979 yılında Süleyman Demirel akıllarda kalan beylik laflarından birisinde şöyle söylemişti: “Bana sağcılar ve milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz.” Bu kategorik laflar elbette doğru değildi. Nitekim Demirel ahir ömründe sola kaydı. Şimdi bu söz küresel manada Şiiler için geçerlidir. Şiiler gece gündüz terör yapsa da terörist sayılmıyor. Zira cinayetlerini ve terör eylemlerini dünyanın yararına yapıyorlar. Dünya egemenleri nazarında artık ılımlı kanadı veya ılımlı Arap bloğunu ‘Yemen’e saldıran’ Suudi Arabistan değil İran ve ortakları temsil ediyor. Batılı perspektifle Mısır rejimiyle İran’ın ılımlı bölgesel kanadı temsil ettiği söylenebilir. Dolayısıyla onların katliamları ve terörleri baş tacıdır. Dünya egemenlerinin çıkarınadır. Sözgelimi Suriye’de Esad’ın yanında halka karşı savaşan cinayet ve terör şebekesi 35 ile 50 Şii örgütten hiçbirisi Obama’nın veya ABD’nin veya Batılı ülkelerin terör listesinde yer almıyor? Tesadüf olabilir mi? Zira yandaş görüyor, gerek görmüyorlar. Dünyanın egemenlerinin gözünde Sünnileri öldürmek fazilettir. Dünyayı büyük bir tehlikeden kurtarmaktır. Bunu da bilvekale Şiiler deruhte ediyorlar. Bize göre hem Hizbullah hem de IŞİD (DAEŞ) bidat örgütler arasındadır. Hiçbirisi hakkı hakikati ve ehli sünneti temsil etmez. Biri Şii diğeri ise Harici karakterlidir. Fakat gelin görün ki, muhabbet gözü basının gözlerine perde olarak inmiş, Şiilerin yaptığını da ezberden IŞİD’e yamıyor, mal ediyor!
Bağdat’ta Sadr semtinde 18 Türk işçisinin kaçırılmasından sonra BBC konuyu gündeme getirmiş ve bu korsanlık veya rehine alma eyleminin arkasında kimler olduğunu sormuştu. Ben de mevkii gereği Şii örgütlerin sorumlu olduklarını ifade etmiştim. Lakin spiker bu cevaptan pek tatmin olmuşa benzemiyordu. Tekraren eylemin arkasında IŞİD’in olup olmadığını sordu. Ben de Sadr semtindeki Şii tabanı gereği böyle bir şeyin imkansıza yakın olduğunu söylemiştim. Bu da gösteriyor ki, Batılılar IŞİD’den başkasına gözlerini kapatmışlar, Şii terör örgütleri de bilvesile kör noktaları haline gelmiştir. Türkiye’deki ulusalcı akım da tam siper böyle. Demirel gibi onlara Şiiler terör işliyor dedirtemezsiniz.
*
Bağdat’ta Sadr semtinde yapılan bir statta çalışan Türk işçilerinin İran’a yakın Şii teröristler tarafından kaçırıldığı ayan beyan ortaya çıktı. Bu sapık heriflerin IŞİD’ten tek farkları renkleri. IŞİD canileri turuncu kıyafet giyiyor bunlar ise güya Şiilik adına siyah giyiniyorlar ve siyaha bürünmüşler. Yüzlerini maskeleyerek Türk rehinelerin arkasında poz veriyorlar. Bu yönleriyle Mavi Marmara gemisini basan İsrailli terörist askerlerle, eline geçeni infaz eden IŞİD canilerine benziyorlar. Farkları gönüllerini remz eden siyah giyinmeleri. Siyah renk gönüllerini remzediyor olmalı. Bunların Irak hükümetiyle muvazaalı ve onun ötesinde İran’ın kollarından birisi olduğu kuşku götürmez.
Daha önce Hizbullah ile muvazaalı bir biçimde Beyrut’ta Türk Hava Yolları personelini kaçıranlara benziyorlar. Lakin onlar gibi amatör değil daha örgütlüler. Talepleri de aynı. Rehineler üzerinden Türk dış politikasını esir almak istiyorlar. Şii köylerindeki kuşatmanın kaldırılmasını talep ediyorlar. Kendileri Zebadani de Sünnilere yönelik kuşatmayı niye kaldırmıyorlar? Onlar Sünni bölgeleri kuşatacaklar kimse ses çıkarmayacak, kıllarına halel gelmeyecek birileri Şii köylerini kuşatacak hesabını Türkiye’den soracaklar? Yalancılar, düzenbazlar, kalleşler ve karaktersizler. Sağlık personelini kaçıran PKK’dan ne farkları var? Fazlası var eksiği yok! Zaten Türk uyrukluları üç kesim kaçırıyor. IŞİD, PKK ve Şii milisler. Bunlar farklı isimler altında olsalar ve birbirleriyle savaşsalar da üst akılda birleşiyorlar. Madalyonun öteki yüzleri. Sapıklığın öteki kolları. Kendilerine Ölüm Mangaları ismini veriyorlar. Bu isim, 2003 yılı yani işgal sonrası Amerikan güdümlü Şiilerin Sünni direnişini bastırmak için kurdukları Ölüm Mangalarını hatırlatıyor. Dönemin Şii kökenli ve kötü şöhretli İçişleri Bakanı Bakır Cebir Solağ’ın himayesinde terör ve cinayet işliyorlardı. Şimdi yeni moda Ölüm Mangalarının sahibi kim? Ali Hamaney ve Kasım Süleymani mi yoksa Haydar Abbadi veya Sistani mi? Bu haltlar onların başının altından çıkıyor. Bir düzine talep listeleri var. Türkiye’den Irak’a sızan IŞİD militanlarının engellenmesinden söz ediyorlar. Bu, Türkiye’nin zayıf noktasına veya bel altına vurma anlamına geliyor! Halbuki, Türkiye’den Irak’a giden bir şey yok aksine Irak’tan PKK teröristleri yağıyor, sızıyor. Bu durumda birileri de Ali Hamaney veya Kasım Süleymani’yi kaçırarak bu hayasız akınların durmasını isteyebilir, vesile olabilir. Karl Marks’ın tabiriyle yeni Alamutçular millete ideolojik uyuşturucu şırınga ediyorlar.
Kendilerine Ölüm Mangaları ismini veren şebekenin talepleri arasında, Kürt petrolünün Türkiye’den ihracatını durdurma, Suriye’de Ceyş-ül Feth’in Fua’a ve Kafrayya’daki kuşatmaların kaldırılmasını sağlama ve Türk askerlerinin Irak’tan çekilmesi de var. Adamlar bu talepleriyle Türkiye’yi rehin almak istiyorlar. Kerkük petrolünün Türkiye’den akması onları ne ilgilendiriyor? Bunu yapmak için gariban Türk işçilerini değil Barzani’yi kaçırsınlar. Bu yaptıkları da gösteriyor ki, Bağdat ve Tahran’ı yönetenler dünyanın en büyük kahpe ve kalleşleri. Kahpelikte sınır tanımıyorlar. Tarih boyunca da böyle olmuşlardır.
Kimsenin dili korsanların Şii olduğunu söylemeye varmıyor! Onlar da bu nifak ortamından besleniyorlar. Şii örgütleri tanımayanlar kerih yüzlerini bir kez daha görsünler!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.