Haksız, hukuksuz, kanunsuz olarak yakıp yıkıyorlar. Bu onlar için sanırım gemileri yakmaktır. Artık geriye dönüş yok PKK için. Mutlaka yok edileceklerdir. Bunu biliyorlar ve olabildiğince zayiat vermek istiyorlar.

Sadece lanet kazanırlar. Gidecekleri cehenneme biraz daha odun götürürler.

Müslüman Kürt halkı bu lanetli son komünistleri terk ettiler ya, artık bittiler. Tan’lar, Sencer’ler utançlarıyla baş başa kalacaklar. Çok yazık ettiler kendilerine…

Bizde devletin bile ırkçılıktan vazgeçtiği bir zamanda PKK ırkçılık lanetinden medet umdu. Müslümanlar çok iyi biliyorlar ki, Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimiz  ırkçılığa davet edeni de, onun için savaşına da, onun yolunda ölen ve öldüreni de lanetleyerek Allah Teâlâ’nın rahmetinden ebediyyen uzak olduğunu bildirmiştir.

Onlara ne havz-ı kevserden içmek vardır, ne liva-i hamd altında bulunmak vardır, ne arşın gölgesinde gölgelenebilmek. Onlara sadece cehennem vardır.

Müslümanlar aslında bu ırkçılığı bilmez değillerdi. Ama tarih boyunca unutmuşlardı. Bize yeniden ırkçılık illeti nasıl geldi biliyorsunuz değil mi?

Evet, bizde her bela ve musibetin en büyük sebebi olan Batılılaşma hareketleridir ve ırkçılığı da bu ümmete onun beraberinde gelmiştir. Arapçılık, Farsçılık, Kürtçülük ve elbette Türkçülük belası bize Batılı kafirlerin yeniden ümmeti parçalamak için attıkları bir bombadır. İçimizdeki beyinsizler yüzünden kurunun yanında yaş da yandı ve ümmet parçalandı.

Bizde Batılılaşma dönemi, ulusalcılık olayıyla birlikte yürümektedir. Son İmparatorluk olan Osmanlı camiası ulusalcı hareketlerle aşınmaktadır.

Irkçı, ulusçu duygular hiç şüphe yok, evvel emirde kimlik sorunuyla, yani kişinin toplumdaki yeri ve adıyla ilgilidir. Kimlik, bu olgunun etrafında oluşan maddî bir dokudur. Ama onu asıl oluşturan manevî unsurlarıdır. Kimliğin iyi tespiti toplumda birçok sorunları ve tıkanıklıkları halleder. Ancak kimlik başka şey, ırkçılık başka şeydir. Çoğu aptal bunu karıştırır.

Irkçılık aslında ancak cahillere, aptallara yakışan bir düşünce ve davranış tarzıdır. Düşüncede bir ilkelliktir, ayıptır.  

Neden mi?

Çünkü bir ırka, bir kavme mensup bulunmak, dil, renk, şekil ve kültür olarak kavmî özellikler taşımak kişi ve toplumların seçimine tabi değildir; bu tabiî ve ilahî bir takdirle, oluştur. Birçok ayet ve hadis Allah Teala'nın insanları bu manada farklı ırk ve dilde yaratmasının hikmetlerini dile getirmektedir.

Öyleyse bu ilahi ve tabiî özelliklerden sıyrılmak, toplum olarak bir başka kavim ve millet olmak da mümkün değildir. Bir kavmi veya milleti zorla başka bir kavim ve millete dönüştürmeye çabalamak veya bunu cebir ve şiddetle gerçekleştirmek, bir milleti toptan yok etmek demek değil midir?

Batılılaşmayı bu ülkede cebir ve şiddetle hakim kılan, milletin öz değerlerini yok sayarak onlara savaş açan ırkçı kadrolar, Cumhuriyetin başında ülkeyi cehenneme çevirmişlerdi. Ama yanlışlarını şimdi kabul ederek en fazla zarar verdikleri Kürtlerden özür dilediler.

Özür dileyeni, af bekleyeni cezalandırsan eline ne geçer?

Hele de o suça karşı olan çocuklarını cezalandırmak hak hukuk ve adalet adına ne ifade eder?

Hayır! bu bir cinayettir.

İşte PKK bu cinayeti işliyor şimdi.

Kim adına?

Hayır, Kürtler adına değil, Avrupa ve Amerika adına.

İşte ahmaklığın âlâsı budur.

Hayır, hayır, halkına ve memleketine ihanettir bu. Cezasını mutlaka çekmeli.

Herkes suçluların yanından uzaklaşmalı. Caniler seçilmeli kalabalıktan. Yalnız kalmalı. Yoksa kim onların yanında kalır da iyilerin safına seçilip ayrılmazsa, aynı kötü akıbete duçar olacaktır. O yüzden ben şu ayeti yüksek sesle okumanın zamanıdır diyorum:

“Vemtâzul yevme eyyühel mücrimun”.