Eskiden “mühim” ve “ehemm” vardı. Ehemm mühime tercih edilirdi...

Mühime “önemli” dedik, daha doğrusu 1935’te ehemmiyet karşılığı “önem” uyduruldu. Yanlışlığına rağmen dile yerleşti. Önemlinin daha ötesini anlatan kelimemiz yok; çok, pek ve “en” gibi sıfatlarla bu ihtiyacı gideriyoruz. 

Bu seçim ehemm, yani en önemli seçim...

Bu seçimi önemli kılan, 7 Haziran’da halkın mevcut iktidara çektiği ihtarnamedir: “Böyle gidersen, beni arkanda bulamazsın!”

Bu seçimden önce apaçık belli idi. Fakat hatalar zinciri devam ettirildi. Halk küçük bir fiske vurdu, yüzde kırkın altında düşme tehlikesi de vardı. Buna rağmen, sarsıcı bir tesir uyandırdı. 

Şimdi bütün fesat odakları, nifak merkezleri, şikak arayışçıları hareket halinde. Emelleri ülkeyi kaosa sürükleyerek güçlerini kabul ettirmek, iktidarlarını sürdürmek. 

1 Kasım sonrası kaos olabilir... Şimdiden bunun işaretlerini veren köşe yazarları var. Bunların başında memleketin hayrına iş yapmamaya andlı bir sermaye kapı kulu da var. Onun zamanında reisin takası gazetesinde nasıl manşetler attığını, bu ülkenin evlatlarına nasıl saldırarak bir yerlere yarandığını ve böylece dünyalığını itmam ettiğini biliyoruz.

Sizin gibileri sevindirmeyeceğiz!

1 Kasım senin basından emekliliğin için son tarih olacak!

Bilinen bir gerçek: İnsanlar sadece akıllarıyla hareket etmezler. Hissiyat bazen ağır basar. Bu seçimde aklı hissiyatın önüne koymak gerekiyor. Aklı öne alanların, ülkenin geleceğini düşünenlerin ağır basacağını düşünüyoruz. 

Bilhassa da “Kürt” seçmenin aklını kullanmaktan başka çaresi yok. Ya aklını kullanıp Türkiye’nin birliği için oy kullanacak, ya da şeytanın iğvasına kapılıp terör örgütünün tarafını seçecek. Bunun bilhassa da kendisi için en kötü seçim olacağından şüphe yok.

Tabii güneydoğu halkı aklı, hissiyatı aşan baskılarla karşı karşıya. Devlet her ne kadar güvenliği sağlasa da, şer güçler hareket halinde. Vatandaşa korku salmaya devam ediyorlar. 

Batının Kürtlerine gelince...

Bunların terör yandaşı bir partiye oy vermeleri ne akla ne de hisse uygun. Tek ihtimal var: Terör baskısına karşı siyaset üretebilecek bir partinin desteklenmesi... 

Tabii bu, saflıkla iyi niyetin karışımı bir yaklaşım. Görüldü ki malum partinin kendi siyaseti yok. Kıbleleri Kandil! 

Bu apaçık görüldükten onra batının Kürtleri Türkiye’nin bütünlüğü için, kardeşliğin devamı için ve en önemlisi ülkenin diğer tarafındaki kardeşleri için istikrarı, barışı ve demokrasiyi seçecekler...

Terör yandaşı partinin kendilerine “Türk” diyen, fakat bu ismi kullanarak Türkiye karşıtı bir nefret kampanyası yürüten oydaşlarına gelince...

Allah size fırsat vermesin! 

Siz her zaman şerde, nifakta, fitnede, fesatta ittifak edersiniz. Bu ittifakınız da size kutlu olsun, fakat milleti ve vatanı tehlikeye atacak gücünüz ve imkânınız asla ve hiçbir zaman olmasın!

Buraya kadar yazdıklarımızdan nasıl bir seçim sonucu beklediğimiz anlaşılmıştır herhâlde. 

Seçimi kazanacağını tahmin ettiğimiz partinin seçim sonrasında zafer sarhoşluğu ile sapmaya uğramış yolunda devam etmeyeceğini umuyoruz. Eğer böyle bir sonuçla karşılaşırsak, onları en sert şekilde eleştirmekten geri kalmayacağız. Bu da şimdiden böyle biline!