Hayrın Ucu Gözüktü
Bir önceki yazımızda yeni seçimin sonuçlarını değerlendirmiş ve seçilenlerden beklentilerimizi bildirmiştik. Ve “Allah bütün milletimize, ümmetimize, vatanımıza ve İslam memleketlerine hayırlı eylesin. İktidara sorumluluğunu unutturmayarak hayırlı işler yaptırsın. Yeni bir İslam toplumu ve medeniyeti inşasında olumlu adımlar atmayı nasip eylesin” diye dua etmiştik.
Daha hükümet kurulmadan yeni seçimin hayır ve bereketi kendini gösterdi çok şükür. Seçimlerin hemen ardından Doların ve altının ateşi düştü. TL değer kazandı. Yok, yere dışarıya fazla para ödemekten az da olsa kurtulduk. Daha da düşmesi bekleniyor. İnşallah hak ettiği yere kadar düşer.
Artık hükümet şunu çok daha iyi bilmeli ki, hiç olmadığı kadar çok yakından takip edeni var. Mahcup olmamanın, utanmamanın ve kaybetmemenin tek yolu var, çok çalışmak, dürüst çalışmak, işi ehline vererek çalışmak, disiplini elden bırakmadan denetimi iyi yapmak.
Bunu ilk defa şuradan test edeceğiz: Bakalım ücretlere verdikleri zammı, enflasyon ile geri alacaklar mı?
Yaşayıp göreceğiz.
İnşallah terörün de ateşi düşer. Zira artık terörle mücadelede çok farklı bir zihniyet ve uygulama değişimi var. Bu sonuçları çok olumlu etkileyecektir.
Zihniyet değişimine gelince, devlet artık Kürt’e eskisi gibi bakmıyor. Onu aşağılamıyor. Kürt halkını bu milletin aziz bir parçası biliyor. Terörist ile Kürt’ü ayırt ediyor. Terçrist Kürt bile olsa, artık Kürtlerona sahip çıkmıyor. Ona dönüp “kan dökme” diyor. “Bizi rahatsız etme” diyor. “Bizim sana ihtiyacımız yok. Sen bize yabancısın” diyor. Devlet de bu halkı kazanmak için çok dikkatli davranıyor. İşi zora soksa da halkı incitecek işlerden kaçınıyor.
Uygulamaya gelince, artık kahraman Mehmetçiğimizin ve aslan polisimizin elinde kendi ürettiğimiz etkin silahlar var. Üstelik artık terörist görüldüğünde ta Genel Kurmaya kadar sorma da yok. En uçtaki karakol bile karar veriyor ve hem uçak, hem de destek istiyor. Ve anında uçaklar geliyor ve vuruyor. İnsansız hava araçlarımız havadan hiç inmiyor. Daima gözetim içindeler. Nerde kıpırdanma varsa anında bildiriyorlar.
Ey ana babası Müslüman olan akılsız beyinsiz teröristler. Kaçacak delik yok size artık. En iyisi mi gelin teslim olun. Tövbe edip yeniden Müslümanca temiz ve mutlu bir hayat yaşayın. Cehenneme kütük olmaktan kurtulun. Ananızı babanızı, kardeşlerinizi, hısım akrabalarınızı sevindirin.
Bizi de sevindirin. Dağ başlarında bir hain olarak parçalanmanızdan biz de mutlu değiliz. Bizim gibi bir Müslüman evladının, bir kardeşimizin, bir vatandaşımızın bu hallere düşmesi bizim de içimizi acıtıyor.
Ama elden ne gelir, siz terör estirdikçe mecburen mahkûmsunuz dağlarda vadilerde katledilip parçalanmaya.
Şu haklı soru sizin yakanızı asla bırakmayacaktır: “Niçin ölüyor, öldürüyorsunuz?”
Bu soru öğretme, ikna ve ikrar ettirme, ayıplama sorusudur ve cevabı da içinde vardır düşünülürse: “Yok yere öldürüyor, pisipisine ölüyorsunuz”.
Çünkü az çnce de dedik, artık Kürtleri inkâr eden bir devlet yok. Üstelik “Kürt Sorununu” nerdeyse bitirmiş bir hükümet var karşınızda. Kalan sorunlarınızı da barış içinde çözmenizin yolları açık. Öyleyse ne gerek var kan dökmeye, terör estirmeye, çıkmamak üzere sonsuza kadar yanacağınız cehenneme ateş biriktirmeye?
Dua ediyoruz, inşallah akıllanırsınız da tövbe edip ıslah olursunuz. Hayata döner de ananızı babanızı, hısım ve akrabanızı sevindirirsiniz.
O zaman sizin adınıza emin olunuz ki bizler de çok çok sevineceğizdir. Hem kendimiz, hem de sizin için.