Resmî İdeolojisiz Bir Türkiye
ALMANYA Nazizm’den, İtalya Faşizm’den, İspanya Frankizm’den, Portekiz Salazarizm’den, Rusya Marksizm’den kurtuldu; Türkiye’nin de, M. Kemal’in vefatından sonra Dönmeler ve benzetilmişler tarafından fabrike edilmiş Kemalizm’den kurtulması gereklidir.
Kemalizm’in birtakım ilkeleri vardır. Bunların başında şapka inkılabı gelir. Buna göre her Türk vatandaşı şapka giymekle yükümlüdür. Artık Kemalistler bile şapka giymiyor. Şapka giymemek Kemalizme hıyanet değil de nedir? İnsanlık şapkayı terk etti… Kemalistler de… Şapka yüzünden halka, millete çok zulm ettiler ve hâlâ hatâlarını itiraf etmiyorlar, af dilemiyorlar.
Kemalizm ideoloji olmaktan çıkmış, bir din haline getirilmiştir. Ankara’da tapınağı bile var.
Hem demokrasi diyorlar, hem de Kemalizm’den vaz geçmiyorlar. Soruyorum: Medenî ülkelerde bizdeki gibi resmî ideoloji var mıdır?
Kemalizm dört başı mâmur derli toplu bir ideoloji midir? Değildir. İdeolojimsi bir şeydir.
Kemalizmin yerine ne konsun? Müslümanların dini var, Kemalistler de evrensel insan haklarını, âdil hukukun üstünlüğünü, millî kimlik ve kültürü kabul etsinler.
Dikkat buyurunuz: Sadece hukukun üstünlüğü demedim, önüne âdil sıfatını koydum. Hukuk sistemi âdil olmazsa fazla kıymeti olmaz.
Türkiye kimlik ve kültürünün dominant faktörü İslam’dır. Türkiye devletinin İslam’la barışık olması, İslam’a saygı duyması, İslam ile işbirliği yapması gerekir.
Türkiye’de Sezar dini tutmamıştır. Daha fazla ısrar etmesinler.
Resmî ideoloji, resmî olmaktan çıkartılıp özelleştirilmelidir.
Laiklik konusunda da baskı yapılmamalıdır.
Laiklik evrensel bir değer değildir.
Hiçbir insan hakları beyannamesinde ve sözleşmesinde, laiklik diye bir hak zikr edilmemektedir.
İngiltere’de laiklik yoktur, din devlet birliği sistemi vardır.
Orada hükümdar aynı zamanda millî kilisenin başıdır.
Laiklik olmazsa ne demokrasi, ne de cumhuriyet olur sözü yalandır, safsatadır, aldatmacadır.
İngiltere’de, Norveç’te, nice medenî ve ileri Avrupa ülkesinde laiklik yok ve oralarda bizden fazla demokrasi, hürriyet, adalet ve insan hakları var.
Zaten Türkiye’de hiçbir zaman gerçek ve normal laiklik olmamış, baskıcı laikçilik olmuştur.
Selanik Dönmeleri ve onların yardakçıları laikliği egemen azınlık vesayet rejimini ayakta tutmak için kullanmışlardır.
Laikliği bahane ederek çok zulümler, baskılar yapmışlar, Müslüman çoğunluğa çok acılar çektirmişler, kan bile dökmüşlerdir.
İngiltere’de laiklik yok ve ülkenin en büyük kısmını teşkil eden Büyük Britanya kolejlerinde, 1944’ten bu yana, her sabah okulun kilisesinde ibadet ve âyin mecburiyeti var. Bizde de böyle olmalı, öğrenciler namaz kılmalı dersem suç mu işlemiş olurum?
Bu fakir, Müslüman bir gazeteci olarak çok baskılar gördüm, çok acılar çektim, inanç ve fikirlerim yüzünden Ağır Ceza ve Devlet Güvenlik mahkemelerinde süründüm, zindanlarda çürüdüm, altı sene gurbette yaşadım, iki günlük gazetem karakuşî kararlarla batırıldı. Resmî ideolojiyi kabul etmediğim için ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi, parya, düşman muamelesi gördüm.
Artık yeter… İdeoloji gitsin, insan hakları ve millî kimlik gelsin, tarihî ve kültürel devamlılığa dönülsün.