Sultanahmet Kitap Fuarı
Sultanahmet Kitap Fuarı 27 yaşına girdi. Koca bir ömür demek. İlk açıldığı yıl olan 1983 senesini daha dün gibi hatırlıyorum. Ankara’da TOBB’un salonunda açılmıştı. Türkiye’de bir ilkti.
TOBB salonunda açılması ise birtakım gürültülere sebep olmuştu. Ramazan ayına muhalefet eden bugünkü medya grupları, o gün de TOBB’un salonunda böyle bir fuarın açılmasına karşı çıkmış ve gazetecilik yerine epey ispiyonculuk yapmışlardı. Kervan yürüdü ve 27 yaşına girdi.
Bir sonraki yıl İstanbul Sultanahmet’te başlayan ve “Dini Yayınlar Fuarı” adıyla devam eden fuar, 1996 yılında sadece dini eserlerin değil, milli eserlerin ve diğer kültürel yayınların da çoğalmasıyla dini yayınlar yerine; “Kitap ve Kültür Fuarı” olarak isim değiştirdi. Her geçen gün büyüyen fuarlarda yayıncılar, yazarlar ve okuyucular buluştu.
İlk yıl 30 yayınevi ile başlayan fuar, bu sene 150 yayınevine ulaşmış. Daha, yer darlığından giremeyen 50’ye yakın da yayınevi olduğunu söylediler. Sultanahmet, Ramazan ayının en güzel yaşandığı mekanlardan biri ve kitapla birleşmesi ise bir başka güzellik.
“Ramazan-ı Şerif bereketi ile gelir” derler, doğrudur ama “bereketsiz” ve “nursuz” adamların peşine benim gibi takılıp sürüklenince ve onlara laf yetiştireceğim diye gece gündüz mesai harcayınca, Ramazan’ın bereketinden istifade edemiyor insan.
Nihayet önceki gün şeytanın bacağını kırarak kendimi Sultanahmet Camii’nin avlusuna atabildim. İşi de meşgalesi de İstanbul olan, İstanbul’un kültürü ve sosyal yaşamı olan, İstanbul yiyip İstanbul içen Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş Genel Müdürü Nevzat Bayhan ile fuarda karşılaşınca; “Tam adamını buldum” diyerek fuarı birlikte gezdik.
İstanbul’da bulunup da kitap almak isteyenler için, Sultanahmet’e Ayasofya kapısından girmelerini ve kitaplarla hemhal olmalarını isterim. Eğer diğer kapılardan girerseniz; sucukçu, helvacı, tulumbacı, çiğköfteci, nargileci, mısırcı, kokoreççi, kebapçı, dürümcü, boncukçu, bilezikçi ve daha nice nice bilmem necilerin yaka paça tutarak dükkanlarına çekmekten kendinizi kurtarabilirseniz fuara girebilirsiniz.
Anlaşılan Eminönü Belediyesi’nin bu işten epey kârı var ki, kitap fuarını ve Sultanahmet Camii’nin Ramazan’a has yaşanması gereken özel durumunu gölgelemeyi göze alabiliyorlar. Böyle bir manzarayı Nevzat Bayhan’a sordum, o da; “esas olarak kitap fuarının caminin dış avlusunun da dışına çıkmasının isabetli olacağını, yiyecek içecek kısmının şart olmadığını, caminin tamamen kendisine kalmasının Ramazan’ın muhtevasıyla daha bütünleşeceğini” söyledi.
Aynı düşünceyi Sultanahmet Camii Başimamı Emrullah Hatipoğlu hocama sordum, o da aynı düşünceyi destekledi. Bu arada Emrullah hocam (çok severim kendisini) dışarıdaki gürültü ve satıcılardan şahsının ve cemaatin rahatsız olduğunu dile getirdi. Ayrıca fuara katılan yayıncıların büyüklerinden olan Timaş Yayınları koordinatörü Mustafa Kılıç da dışarıdaki manzaradan yayıncıların büyük bölümünün şikâyetçi olduğunu söyledi.
Eminönü ile Fatih ilçeleri birleşti. Umarız ki yeni belediye başkanı, camiyi cami gibi, caminin etrafını cami etrafı gibi görür ve cami ile kitabı birleştirerek kitap ve kültür fuarını dış avlunun da dışına alarak, İstanbullulara ve misafirlerine farklı bir kitap ve kültür fuarı sunmuş olur.
Kitap ve Kültür Fuarı’nı organize eden Diyanet Vakfı yetkililerinin de cami dışına itiraz edeceklerini sanmıyorum. Çünkü aynı şikâyetler onlara da gitmekte. Ayrıca 150 yayınevi cami avlusuna sığmadığı için bir kısım yayınevleri de caminin birinci iç avlusuna dizilmişler. İçeriyle dışarı arasında bir kopukluk olmuş ama sebep çok açık: Yer darlığı.
Her neyse, bize düşen, gözlemlerimizi aktarmaktır. Bu arada kitap alacaklar için acele etmelerini tavsiye ederim. Ciddi indirimler var. Ayrıca fuar, Kadir Gecesi sona eriyor ama ertesi gün Cumartesi ve tatil olduğundan, fuarda satışlar sürecek. Kitabınız çok olsun ama okumanız daha çok olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.