“Nalıncı Keseri Ellerinde”
Bazı okuyucuların yorumlarına istinaden, bu iktidarı en çok destekleyenlerden biri olduğumu söylemek zorunda kalıyorum...
Konya valisi “kaydı kaleme” demişti.
Eski bir fıkradır...
Adamın birisi Konya gibi bir yerde umumhane açmak istemiş.
Dilekçeyi valiye dayanınca.
Vali edebinden elindeki dilekçeyi evirmiş çevirmiş.
Kızarmış, bozarmış, ve de altına şerh düşmüş:
“Yerime bir p... k vali gelinceye kadar kaydı kalem...”
Şimdi ben de aynısını söylüyorum:
AK parti iktidarından daha iyisi gelinceye kadar kaydı kaleme.
Bu konuda sanırım anlaştık.
Ancak iktidarı destekledik diye bu demek değildir yanlışlarını söylemeyeceğiz.
Aksine söyleyeceğiz, hatırlatacağız, yerine göre de haykıracağız...
Hani ben de milletvekili maaşlarına taktım.
Dostlar “bize taktın” diyor.
Aslında takmak yok da takılanlar var.
“Rasatçı” rumuz ile yorum yazan bir okuyucu bakın ne diyor:
“32 sene hizmet etmiş bir bölge müdürü ayda en fazla 3000 TL alırken bir dönem milletvekili olup emekli olan birinin onun 2 veya üç katı emekli maaşı almasını doğru bulmuyorum. ama nalıncı keseri ellerinde.”
Doğru bir tespittir.
Demek oluyor ki ithal malı demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından sayılan parti mensupluğu atanandan öncelikli rağbette.
Atanan yılların elemanı; tecrübesi, tahsili, uzmanlığı...
Seçilen ise öyle değil, terazi tutmasını bilmeyen, veya Kürtçe yemin tutturan seçildi diye en yüksek maaşı alır, itibar görür, dokunulmaz, kollanır, saklanır.
Efendim demokrasi...
Laikliği olmayan demokrasi olmazmış diyorlar.
İşgal edince de, sömürünce de demokrasi, altta kalınca da demokrasi.
Emeği ve de liyakati esas almayan bu tip bir adaletsizliği savunmak ancak demokrasinin harcıdır. Hani bilenle bilmeyen bir olmuyordu?
Hem neden 550 milletvekili?
İktidarın milletvekilleri hadi diyelim komisyonlarda az çok bir şeyler karıştırıyorlar, geriye kalan muhalefet milletvekilleri ne iş yapar?
Muhalefet yaparlar, iktidarın ayağına bağ olurlar.
Buna karşılık devletten dolgun maaş alırlar!
Milletvekili sayısı en fazla 300 olsa ne olur?
Bunun 160 tanesi iktidar, geri kalan 140 tanesi muhalefet yetmez mi?
Okuyucu “nalıncı keseri ellerinde” diyor.
Haksız da değil...
“HDP ile bir araya gelmeyiz” şartını koşanlar milletvekili maaş artışları konu olduğunda kafa kafaya vererek teklif imzalayıp meclis başkanlığına vermeleri nalıncı keseri değil de nedir? “Bir arada bulunmam” diyorsun, aynı karede imza atıyorsun.
Maaş artışı konu edildiğinde hiç birsi çıkıp da:
“Arkadaşlar bu ülkede dar gelirliler var, önce onların sorunlarını giderelim sonra kendi sorunlarımıza bakarız” diyen var mi?
Cumhurbaşkanımız, terörün din imanı olmaz demişti.
Doğru... Herhalde kapitalin da dini imanı yok...
Demokrasinin var mı?...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.