Batılılaşmayla Hesaplaşma
Bugünlerde sitemizin “Kültür Sanat” bölümünü tıklarsanız, yeni yayınlanmış bir kitabımızın kapak resmini ve arkakapak yazısını görürsünüz. Adı: “Batılılaşmayla Hesaplaşma”.
Bu eser, “Batılılaşma Serisi” için yazdığımız beşinci kitaptır. Daha önce konuyla ilgili olarak “Osmanlılardan Cumhuriyete Büyük Kırılma”, “Sistem ve Şeriat”, “Laiklik Sorgulaması”, “Adı Konmamış Savaş” kitaplarını yazmıştık. Seriyi, Batılılaşma macerasını yürüten “Aydınların Karanlığı” ile ile bitirmek istiyoruz. Ancak biliyoruz ki bu hamur daha çok su götürür. Bakalım gerisi nasıl gelecek.
Bize göre bu altı kitap, din ve düşünce planında Batılılaşmanın başına bir balyoz gibi inerek, o zihniyeti tuzla buz etmeye yeterlidir. Birkaç kuşak insanımızın imanına musallat olan bu “deccal” ile imkan ve fırsat bulduğumuz her mekanda konuşarak ve yazarak yüz yüze yaka paça cihat ettik hamdolsun. Bu nimetinden ötürü Rabbimize sonsuz hamd-u senâ ve şükürler ederiz.
Bir eğitimci ve davetçi olarak fırsat bulduğumuz her alanda Batılılaşmanın dinimiz, kültürümüz ve medeniyetimize açtığı tahribatı, Müslümanların iman, ibadet, hukuk ve ahlaklarına verdiği zararı, toplumumuzda sebep olduğu dinden dönme ve kafirleşrmeyi anlattık durduk. Ancak, “söz uçar, yazı kalır” hikmetine uyarak bu konulara dair bilgi ve fikirlerimizi kısmen de olsa kağıtlara kaydetmek istedik. Allah Teâlâ kendimiz ve insanlık için hayırlı ve faydalı kılsın.
Maksadımız, Allah Teâlâ’nın rızası kazanmaktır. Davamız, İslam’ı insanlara ulaştırarak onu bütün dinlere ve sistemlere hakim kılmaktır. Bu yüzden kitaplarımızı rahat ve anlaşılır bir dille yazdık. Okuyucuyu sıkmamak için akademik üsluptan kaçındık. Bilgi aldığımız kaynakları büyük oranda zikrettik.
“Batılılaşma”, Batı ülkeleri dışında kalan toplumların Batı’nın gelişmişlik seviyesine ulaşma çabalarıdır diye tanımlanır. Bize göre “Batılılaşma”, Müslüman birey, toplum ve devletlerin İslam kimlik ve kişiliğinden, idare, hukuk, eğitim, hatta kılık kıyafetten tutun da görgü kurallarına varıncaya kadar bütün hayat tarzından, müessese ve medeniyetinden zorla çıkarılıp, bütün kurum ve kuramlarıyla Batı medeniyetine girdirilme sürecidir.
İslam dini kamusal alan dahil, hayatın her alanına ait kanunlar, yasalar koymuş ve bunun uygulanmasını emretmiştir. İşte “Batılılaşma”, bu gerçeğin ret ve inkarı ile dinin kamusal alandan ve toplumdan dışlanması, toplumsal rolünün ve etkisinin bitirilmesidir. Bu yüzden “Batılılaşma”, laiklik adına din-devlet ayrılığı ile tarihten bugüne yaşanan geleneksel yapıları alt üst etmiştir.
Bu durum sonuçta devlet ile milletin birbirine yabancılaşmasına ve çatışmasına sebep olmuştur. Maalesef bu çatışma giderek halk arasına da sirayet etmiştir. Ne yazık ki ortada daha büyük bir felaket vardır. O da yeni nesillerin dini bilmeme yüzünden giderek imanlarını kaybetmesidir. Yani farkında bile olmadan dinden çıkıp kafirleşmesi…
Özgü yayınlarından çıkan bu kitap, “Batılılaşma” macerasının sebeplerini, oluş seyrini, sonuçlarını incelerken, aynı zamanda “Batılılaşma” ile geniş çaplı bir “hesaplaşma” olgusunu da içerir.
Allah Teâlâ’dan bu eseri insanlığa faydalı kılmasını dileriz. Oluşmasından okunmasına kadar emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Her hal-u kârda alemlerin Rabbi olan Allah Teala’ya hamd-u sena ve şükür ederiz.