Dost
Siz de benim gibi yoğun gündemden sıkıldıysanız, bir dostu ziyarete gidiniz derim.
“Dost” bize Farsçadan geçme bir kelimedir. Anlamı, gönülden seven ve sevilen, içtenlikle güven veren ve verilen, samimiyetle ilgi duyan ve duyulan, her zaman beraberliğinde iyi anlaşılan, yokluğunda ise özlenen insan demektir. Hayvanlar için de kullanılır. Mesela köpekler için “insan dostu” derler. Bunu hak eden hikâyelerini de duyarız zaman zaman.
Bu manada Mevla için de mecazen “dost” denir. “Bir post bir dost” derken o kast edilir. Sımsıcak, ipek gibi yumuşak bir kelimedir dost. Âşık Veysel’in dediği gibi hatırlayan kişidir:
"Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın"
Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse için de kullanılır bu kelime ama biraz kötüye kullanma vardır orada, o anlamda “dost” kelimesi biraz istismar kokar.
Dost sevilen ve güvenilen insan olunca, ondan gelen sözler eleştiri de olsa, eksikliklerimiz çekinmeden söylense de, onlara değer vermeli insan. Dikkate almalı. “Dost dostun ayıbını yüzüne söyler”. Bu yüzden bazen “dost acı söyler”, ama “doğru söyler”. Senin iyiliğini isteyen “dost ağlatır, düşman güldürür.” Sakın aldanma ve özden sevenle yüzden güleni bir tutma. “Dost başa” bakar. Özellikle de dile dikkat etmeli. Bu yüzden dosta karşı güler yüzlü, tatlı dilli, anlayışlı ve uyumlu olmak gerekir. Maddi temizlik, manevi temizliğin bir ölçüsü olduğundan unutmamalı; “dost başa, düşman ayağa bakar.”
Dostluk fedakârlık ister, tahammül ister. “Dost dostun eyerlenmiş atıdır” derler. Yani gerçek bir dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır.
Dost maldan daha çok sevilmeli. O yüzden mal dostluğa harcanmalı ama dostluk mal için asla harcanmamalıdır.
Dostluk bir hak ve hukuku gerektirdiğinden, bunun hakkını veremeyecek olanlar, “ dostlar alışverişte görsün” diye yeni dost edinmeye kalkışmamalıdırlar. Bu gibilere “dost ile ye, iç alışveriş etme” denir. Çünkü alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki bu işlem dostluğu bozabilir. Dostluk olan yerde kâr ve kazanç düşünülmez. Bu yüzden “her yüze gülen dost değildir.” “Dost kara günde belli olur.” Çünkü “dostun attığı taş baş yarmaz”, ama “dost kazığı” çok acı olur.
Hayatta dostları çoğaltmak, düşmanı azaltmak lazımdır. “Bin dost az, bir düşman çoktur.” Senin “can dostun” kadar “baba dostu” da önemlidir, hak ve hukuku korunmalıdır. Eş dost da senin sadece “iyi gün dostu” değil, aynı zamanda “kara gün dostu” olmanı da bekler.
Velhasıl hayatta “dost canlısı” olmak,“kadim dostların”, “yakın dostların” kıymetini bilmek gerekir. Böyle güzellikler “dostlar başına” olsun. Cümle kötülükler de “ dostlar başından ırak” olsun.