Hoparlörler, WC’ler, MC’ler, Şadırvanlar, Klimalar İslamî Hizmet Değildi
KESİN olarak beyan ediyorum, aşağıda sayacağım işler İslami hizmet değildir:
1. Minarelere camilerin içlerine rastgele hoparlörler yerleştirmek ve bunları kulaklara zarar verecek şekilde sonuna kadar açarak avaz avaz bağırtmak. Hizmet olmasından geçtim, akustik ilmine uymayan hoparlörler zararlıdır.
2. Camilere kalorifer tesisatı yaptırmak.
3. Camilere klima cihazlar, vantilatörler koydurmak.
4. Caminin altına, bitişiğine, avlusuna, bahçesine WC yaptırtmak, bunları kullananlardan para almak.
5. Cami personeli için meşruta, lojman yaptırtmak.
6. Camilere sık sık yeni halılar sermek.
7. Cami kapılarına ayakkabı poşetleri koymak.
Bunlar ne büyük hizmettir, ne de küçük hizmet.
Camiiler konusunda gerçek hizmetler şunlardır:
1. Mihraplara icazetli, ihlaslı, muttaki, faziletli, karizmatik, âlim, fakih imamlar geçirmek.
2. Lise ve üniversite gençliğini camilere, namaza çekmek için gerekenleri yapmak.
3. Camileri halk ile doldurmak.
4. Çok tesirli, heyecanlandıran, ıslah eden ehliyetli hatiplere cuma hutbeleri okutmak.
5. Vaaz kürsülerine öyle kudretli vâizler ve nâsıhlar çıkartılmalı ki, halkı camiye çeksin.
6. Camileri ve cami hizmetlerini politikanın üzerinde tutarak bu mukaddes mekânları İslam, kültür ve medeniyet merkezleri ve mekânları haline getirmek.
Eskiden cami hizmetlilerine hademe-i hayrat denilirdi. Şimdiki din görevlileri deyimi zenginlik ve derinlik içermiyor.
Türkiye’nin yüz bine yakın camiinde günde beş kez ezan okunuyor. Bu ezanların bir kısmı hoparlör fetişizmine kurban ediliyor. Ezanlar çoğunluk itibariyle güzel okunabilse, başlı başına bir fütuhat olabilir. Vaktiyle çok yazdım, ilgilenen olmadı. Dindar gençlerin ses güzelliğine ve musiki kulağına sahip olanları özel olarak Ezan Enstitülerinde okutulmalı ve yetiştirilmelidir. Ezan, sadece Müslümanları ilgilendiren bir hadise değildir. Güzelliği seven gayri Müslimleri de ilgilendirebilir, çekebilir. Bazı camilerdeki hoparlör fetişizmine terörüne mutlaka engel olunmalı; ses cihazları diplomalı, ruhsatlı uzmanlar tarafından kurulmalı ve ayarlanmalıdır.
En edebi, en güzel, en etkili, en cazip Türkçe, cami Türkçesi olmalıdır. Vaazlar, hutbeler, insanları cezb etmelidir.
Öğrencilerinin büyük kısmının namaz kılmadığı İmam-Hatip okullarında vasıflı cami hizmetlisi yetişmez.
Ülkemizdeki büyük yanlışlardan biri şudur: Birkaç milyon lira sarf edilerek yeni bir cami yapılıyor, inşaat bitince Diyanet’e, müftülüğe bir dilekçe verilerek bir imam tayin edilmesi isteniyor… Camiin imamına, hatibine, vaizine, müezzinine de, en az binaya ve tezyinata harcanan para kadar yatırım yapılması gerekmez mi?
En zeki, en kabiliyetli, en ehliyetli, en faziletli çocuklarının yeterli miktarını, vasıflı cami hizmetkârı olarak yetiştirmeyen bir İslam toplumu akıllı bir İslam toplumu değildir.