Türkiye sallanıyor!
Dün Türkiye jeolojik açıdan sallantıdaydı. Hafif ve orta şiddette bir dizi deprem oldu.
Deprem toprağı sallasa da, kimileri ülkeyi sallayacak başka gelişmelere odaklanmıştı.
Kimse depremi istemese de, aslında piyasada deprem olması için çalışan bir kriz olduğu açık.. Kriz lobisi Amerika'yı vuran krizin Türkiye'yi de vurmasına bağlamıştı umudu.. Hani bir kriz olur da gündem değişir mi? Ergenekon unutulur, darbe için zemin oluşur mu?
Deniz Feneri tartışması da buraya kadar. Şimdi Deniz Feneri'ni bıraktılar, RTÜK Başkanına yükleniyorlar.
Sonra Eruygur’un hastalığı geldi gündeme.
Eruygur'un tahliye kararı çıktı. Bir ara öldü filan diyorlardı ama, bakarsınız tahliye kararı iyi gelir de canlanıverir.. Boyun kırıkları da iyileşiverir.. Çünki sırada Tolon Paşa var.. Onu da fazla bekletmemek gerek.
Onun hastalığı belli, kalp..
Yani merdivenden düşmesine gerek yok..
Ama Ergenekonculara kötü haber çabuk geldi.
Hani içeridekiler bu gidişle fazla yalnızlık çekmeyecek.
“Genç Subaylar” filan derken, Konya'dan Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu ve ADD Başkanının, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Başmüdürü M.M. ile bir yerel gazetecinin de aralarında bulunduğu 33 kişi gözaltına alındı.. Bir polis şefi: Adil Serdar Saçan. Beni de alın diye meydan okuyan Tuncay Özkan!
Sahi siz kaç kişisiniz?..
Özkan “Ergenekoncu sayımı” yapıyor ya!
Tutuklananlar arasında Cumhuriyet gazetesi ortaklarından Gürbüz Çapan da var, emekli askeri hakim de, doktorlar da..
Dikkat, daha MİT Raporu ve Özden Örnek dosyası ile ilgili ek iddianame henüz yazılmadı ve henüz duruşmalar başlamadı.
Bu arada sürekli yeni ihbarlar geliyor..
Bu işi durdurmak mümkün değil.
Arkası çorap söküğü gibi gelecek..
Hani bunların ifadesi alınınca, yeni isimler, yeni ilişkiler gelecek gündeme..
Dikkat! Bayram sonrasına hazırlıklı olalım. 29 Ekim'e kadar çetenin dışarıdaki unsurları, Türkiye'yi germek için ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar..
Ramazan nisbeten rahat geçti..
Doğan grubuna dikkat!
Ya malum media ya da internet kanalı ile, AK Partili milletvekili, teşkilat yöneticileri ve belediyelerle ilgili bir kampanya başlatacaklar deniyor..
Ve tabii hedefte belli bürokratlar da var..
Rejim krizi de çıkarmak isteyecekler.
Yani irtica ve terör silahına sarılacaklar..
Ramazan operasyonu kendileri açısından tam bir skandaldı.
Öfke akıllarını zail etmişti ve bu işten zararlı çıktılar.
Ama göreceksiniz, dönüp tekrar saldıracaklar.
Ekim ayının, şimdiden belli olan iki önemli gündemi var: Ergenekon davası ve 29 Ekim..
Tabii global bir ekonomik kriz ya da Ortadoğu ya da Karadeniz bölgesindeki askeri bir gerginlik de Türkiye'yi sıkıntıya sokabilir..
Zaten tek başına Ergenekon bile gündemi kitlemeye yeter.
29 Ekim'le krizin aslında doğrudan bir ilgisi yok.. Cumhuriyet Bayramı niçin kriz vesilesi olsun ki?
Ama kriz lobileri, cumhuriyetten yola çıkarak, “cumhuriyetin nitelikleri” üzerinden, bildik bir rejim tartışması başlatabilirler..
Zaten plan öyle kurgulanmıştı. Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos.. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Cumhurbaşkanlığı seçimini engelleyemediler, arkasından bir seçim hezimeti geldi, ardından Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti'yi kapatacağını düşünüyorlardı. Askeri Şûra öncesi bir şeyler olacaktı. Şûra ile ilgili beklentileri vardı, Şûra sonrası beklentileri vardı. Bu arada Ergenekon davasının gündeme gelmesi her ne kadar ufuklarını karartsa da, yenilen güreşe doymaz misali, her seferinde yeniden toparlanıp saldırıya geçiyorlar.
Başarı şansları olmasa da, vuruşarak geri çekilmek, zaman kazanmak, pazarlık yapmak istiyorlar anlaşılan.
Bir de yaptıkları işler, sahip oldukları imtiyaz, imkanlar o kadar büyük ki, onları kaybetmek ve sanık sandalyesine oturmak, hesap vermek ağırlarına gidiyor.
O kadar darbe, yolsuzluk, faili meçhul, kanlı terör eylemleri, irtica senaryoları, hangisinin hesabını verecekler!?
Korkuyorlar, ürktüler, onun için tek yolun saldırmak olduğunu düşünüyorlar herhalde..
Hâlâ ellerinde büyük mali imkanlar var. Silah var ve bu silahları kullanmaya hazır adamları var..
Bakar mısınız, şimdi bir de CHP için kapatma davası geldi gündeme!
Dayanılır dert mi bu!
Yarın bakarsınız, örgüte yardım ve yataklıktan malum medianın tüm mal varlığına el konmuş.. Belki onlar bunun korkusunu taşıyorlardır.
Zaten bana sorarsanız bunların çoğu örtülü KİT. Yani kamu kaynakları ile oluşturulmuş, derin devletin naylon/ paravan şirketleri..
Onlar bunun farkındalar. Onun için de daha çok korkuyorlardır.
Bakalım bu işler nereye varacak?.. Bizim imtihanımız da bu..
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler..
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.