Anadolu’nun çarıklı erkânıharpleri, CHP’den söz ederken, kimisi harfleri söyleyerek “CHP” diye, kimisi “Halk Partisi” diye, kimisi de “İnönü’nün partisi” diye anar. “Cumhuriyet” ifadesini halk partisine kimse yakıştıramaz. Çünkü “Cumhuriyeti” malum partinin kendi emellerine alet ettiklerine inanılır.
Keşke bu tespitlerimi bir CHP’li çıkıp yalanlasa ve dese ki, “Hayır bizim partimiz Cumhuriyeti asla kullanmamıştır, asla suiistimal etmemiştir, kesinlikle Cumhuriyeti bahane ederek nemalanmamıştır, Biz Türkiye’nin en temiz partisiyiz.”
Yine Anadolu’nun neresini gezerseniz gezin; milletvekilinden, belde başkanına, belde başkanından il ve ilçe başkanlarına kadar hemen hepsini şöyle bir gözden geçirin, görürsünüz ki, her birinin özel hayatında, bu toplumun genel geçer kuralı olan “değer yargılarından” pek çoğunu bulamazsınız.
Kısaca CHP’nin “Cumhuriyet’in” yanından bile geçmediğine şahit olursunuz. Eğer Cumhuriyet’le biraz ilgileri olsa, neden millet bunları sarıp sarmalamasın da yıllardır öteleyip dursun. Bu adamların azıcık düşünce mekanizmaları çalışsa kendilerine; “Biz neden İsmet İnönü’den bu yana milletle bir türlü anlaşamıyoruz” diye sormasınlar.
Evet, soru çok açık ama bunlar kolay kolay bir kere sormakla anlamazlar bir daha soralım; “İsmet İnönü’den bu yana, neden millet sizi bir türlü bağrına basmıyor? Katakülle ile geldiğiniz iktidarlardan neden hep kovuldunuz ve kovuluyor, paramparça oluyorsunuz, şimdiye kadar bu milletin hangi değer yargılarıyla barıştınız, anlaştınız ve bundan sonra anlaşacak ve barışacaksınız?”
Adamlar bu gerçekleri göremeyecek kadar ileri derecede zavallı durumdalar. Almanya vakıflarından aldıkları paraları görmezden gelerek hâlâ millete karşı savaş açmaya devam ediyorlar. Yaşı 45 üzerinde olan herkes, CHP’nin nasıl bir zulüm partisi olduğunu pekala bilir ve atalarından dinlediği kadarıyla bu zihniyeti de çok yakından tanır.
Dünyada her yerinde özürlü olmayan insanlar dilleriyle konuşur, gözleriyle görür, kulaklarıyla duyar, aklı ve mantığıyla karşısındakini anladığı gibi yine bu özellikleriyle de günlük hayatını sürdürür. Ama CHP’liler bütün bunların tersine, konuştuk zanneder, homurdanırlar. Duyduk zannederler, duymazlar. Biliriz derler, bilmezler. Akıl ve mantıkla hareket ettiklerini zannederler ama beceremezler.
Eğer normal yollardan hareket edip diğer insanlar gibi olsalar, bu kadar çırpınışlarının sonunda hiç mi ellerine güzel şeyler geçmez ve hiç mi haklılıkları anlaşılmaz. Ne kadar öfkeli insanlar, bunların öfkeleri hiç dinmez, yüzleri hiç gülmez mi, bu nasıl bir çelişkidir. Allah zararlarından hepimizi korusun.
Kendi gözlerinin önündeki saban okunu görmeyip, başkalarının gözündeki saman çöpünü gören bir düşünce yakışsa yakışsa, ancak Halk Partisi'ne yakışır. Hani bu kadar konuştuklarına ve gürültü çıkardıklarına göre içlerinden temiz biri çıkıp; “Bakın ey Türkiye halkı, işte benim geçmişim bu kadar temiz” deme cesaretini gösterse de bari o kişi, millete karşı konuşup partisini savunsa ama maalesef her birinin arkasında bir sürü çakıl taşı var.
Oruç tutmazlar, oruç tutana karışır ve kafa tutarlar. Namaz kılmazlar, namaz kılana karışır ve kafa tutar ve camilere, mescitlere, din adamlarına laf ederler. Zekat vermezler, fitre vermezler, zekat ve fitrelerin balolarda yenilmesini, içilmesini çağdaşlık (!) olarak savunup, milletin değer yargılarına hakaret ederler.
Bu nasıl bir zihniyettir, bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir fikir ve düşüncedir, bu nasıl bir siyaset ve siyasetçiliktir, bu nasıl bir insan ilişkisidir, bu nasıl bir milletseverliktir, (!) bu nasıl bir vatanseverliktir, (!) bu nasıl bir insanlıktır? Vallahi milletimiz yarım asırdır anlamadı gitti, bu gidişle de anlayacağını sanmam.
CHP adına konuşacak biri varsa, şöyle tertemiz olmalı, geçmişinde hiç hilesi hurdası olmamalı, kendisi ve çocuğu askerlik yapmış olmalı, vergisini vermiş olmalı, kimseye borcu olmamalı. Doğduğu, doyduğu ve büyüdüğü yerlerden CHP’lileri hariç tutarak, hakkında “temiz biliriz” diyebilecek en çok “beş kişi” bulmalı ve öne çıkmalı. Hodri meydan.