“Eşim yeni aldığımız evin borcunu ödeyebilmek için Avrupa’ya çalışmaya gitmişti. Burada bir bayanla tanışmış ve birlikte yaşamaya başlamışlar. Eşim iki yıl kaldıktan sonra geri geldi. Birkaç ay sonra hamile olduğumu öğrendim, ikinci bebeğimi dünyaya getirecektim çok mutluydum. Fakat bebeğim düştü ve doktorlar hiçbir neden bulamadılar. Bu olaydan sonra hızla kilo ermeye başladım, sürekli uyuyordum halsizdim hayatım birden değişmişti. Uzun araştırmalar sonucunda eşimden HIV virüsü kaptığımı öğrendim. Bunu aileme nasıl anlatabilirdim. Ne diyecektim nasıl izah edecektim. Eşimle konuştuğumda kendisinin Kanada’da birlikte yaşadığı bayan arkadaşından virüs kaptığını ve hasta olduğunu bildiği halde gerekli önlemleri almadığını söyledi. Onun bu açıklaması beni hiç umursamadığı gösteriyordu. Daha fazla katlanamadım ve onunla yollarımızı ayırdık fakat bundan sonra ne olacaktı? Bir ayağım hastanelerde idi akşam iyi isem sabah kötü oluyordum. Kilo kaybediyor ayakta dahi duramıyordum… Hikâyemi kimsenin bilmesini istemem ama bu yükü ne kadar taşıyabilirim” Hanım kardeşimizi dinlediğimde uzağımızda zannettiğimiz olayların aslında ne kadar yakınımızda olduğumuzu düşünmüştüm.

Birleşmiş Milletler 2014 raporuna göre dünyada iki bin on dört yılı itibariyle takriben 2 milyon insan AIDS den hayatını kaybetti. Hastalık, sadece cinsel yolla geçmiyor, kan yolu ile de bulaşarak masum halkı vuruyor. Nitekim Siverekli ailenin dramatik hikâyesini hepimiz biliyoruz.

AIDS’in siyasi hesapların sonucu üretildiğini ve Afrikalı halklar üzerinde denendiğini iddia edenler de var. Fakat ilginçtir Afrikalı yoksul halklara musallat edilen virüs en fazla da Batının başına bela oldu. Aile değerleri olmayan ve zinayı meşru gören onlarca Batı insanı virüsten hayatını kaybediyor.

Temas yoluyla bulaşan AIDS anne sütünden ya da manikür pedikür, akupunktur, dövme ameliyat vasıtasıyla da geçebiliyor. Fakat hastalık ağırlıklı olarak cinsel yolla bulaşıyor. Bırakın Batı toplumlarını İslami değerlerden uzaklaşan İslam toplumlarında dahi zina hızla yayılıyor. Bu durum hastalığın geçme riskini arttırıyor. UNAIDS’ın açıklamasına göre dakikada 11 kişi AIDS yakalanıyor. Her yıl onlarca insan bu virüsten ölüyor. Bilimsel çevreler ise, soruna değerler nezdinde bir çözüm getirmek yerine sadece yüzeydeki köpükle meşgul oluyorlar.